a) kaygılar olmadan yaşamak

2.4K 141 155
                                    

Myungri Üniversitesinde sıradan bir gündü.

Asistan öğretim görevlisi Bang Chan için sıradan bir gündü, matematik profesörü Lee Minhyuk için sıradan bir gündü, üniversite öğrencisi Kim Seungmin için sıradan bir gündü. Hayır, bekleyin.

Onun için sıradan bir gün değildi.

Her geçen gün kaygıları artıyordu onun, sıradan değildi. Her yeni gününde daha fazla kaygı vardı. Her yeni gününde daha fazla umutsuzluk vardı, öğrencinin.

Babasına yakalanacak mıydı? Kardeşinin ihtiyaçlarına yetişebilecek miydi? Hayatının ileriki dönemlerinde sadece kendisi için yaşayabilecek miydi? Sonsuza kadar özgürlüğü olmayacak mıydı?

Muhtemelen Lee Minhyuk dersine çoktan başlamışken bunları düşünmemeliydi ama Seungmin dün öğrendiklerinden sonra düşüncelerine hakim olamıyordu.

O siteden tanıştığı arkadaşı Seungmin'e öyle şeyler anlatmıştı ki bu konularla hiç alakası olmayan, hatta nefret eden Seungmin'in aklı bulanmıştı. Arkadaşı 24 yaşındaydı, kendinden dört yaş büyüktü.

Arkadaşı, Baekhyun, ona hayatını kurtardığını söylemişti. Seungmin ise birinin hayatının bu şekilde kurtulabileceğini aklına dahi getiremezdi.

Elleriyle oynayarak girdi okula. İkinci döneminin ilk günüydü bugün okulun ve Seungmin ilk gününden geç kalmıştı. Neyse ki kimse bir şey demeyecekti, üniversiteydi çünkü burası. Rahatça bir nefes verdi. Kardeşini okula bırakması gerekmeseydi eğer erkenden gelmiş olacaktı ancak babasının acilen işi çıkınca kardeşini o götürmek zorunda kalmıştı.

Önce hangi dersliğe gitmesi gerektiğini kontrol etti. Üçüncü katta olmasına derince iç çekerek merdivenlere doğru adımladı. Sessizce dersliğe girip arkadaşının yanına yerleşti. Profesör ona kısa bir bakış atmıştı, o kısa aralık içinde başıyla selam verip dudaklarını birbirine bastırdı Seungmin. Profesör anlatmaya ara vermeden devam etti.

Hayatının yüküne rağmen üniversiteye birinci olarak girmeyi başarmıştı Seungmin. Derslerine güzelce çalışabiliyordu çünkü işinden yüklü miktarda para almasına rağmen pek zaman sıkıntısı çektiği söylenemezdi.

Sadece istedikleri kıyafetleri giyip poz veriyordu. Normal olmayan kıyafetleri.

Geçen sene reşit olmadığı için aslında bu işe alınmayacaktı ancak Baekhyun ona kendi fotoğrafçısını ayarlamayı bir şekilde başarmıştı. Nasıl olduğunu bilmiyordu, sadece Baekhyun'un kafasına bir şeyi koyarsa mutlaka yapacağını biliyordu. O lanet olası sitede bu kadar iyi biriyle tanışmasına da şaşırıyordu hala.

Fotoğrafçı Baekhyun hyungundan garip şeyler isterken Seungmin'den sadece konsept giysileri giyip poz vermesini istiyordu. Baekhyun yakınlarda siteden fotoğraflarını satın alan birisinden bir teklif almıştı. Baekhyun'un maddi ihtiyaçlarının karşılanmasına karşılık teklif eden kişinin manevi ihtiyaçlarının karşılanması. Baek ilk başta terslese de sonradan ısınmıştı fikre, gerçekten sevildiğini hissettiğini söylemişti çünkü. Her şeyi borç olarak kabul edeceğim ama o da biraz kendisinden versin yani, demişti gülerek. Seungmin hep onun kadar gamsız olmak istemişti. Hyungu ailesinden arkasına bile bakmadan kaçmıştı üniversiteyi kazanır kazanmaz. Seungmin ise ailesinin yanında kalabilmek için daha yüksek yerler tutturabilecek olmasına rağmen şehrindeki üniversiteye gitmeyi seçmişti. Küçücük yaşında evin anne sorumluluğunu almayı kabul etmek zorunda kalması trajik geçmişinin sadece bir parçasıydı.

İşinden memnun sayılmazdı, Seungmin. Aklından tekrar o cümleyi geçirdi, son gönderisinde yazdığı açıklamayı. Genelde şarkı sözlerinden veya hissettiklerinden seçerdi bu sözleri, işinin sevdiği tek tarafıydı. Yazılar kimsenin umurunda olmasa da yazıyordu, içini döküyordu en azından. en son yazdığı başlık ise, "i want to be a daddy's baby." idi. Seungmin yazarken rahatsız hissederdi normalde ancak nasılsa kimse okumuyor diye düşünüp koyvermişti. Aklından geçeni akıtmıştı, sonuçta.

bang bang bang bang, chanmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin