g) sadece kötü bir anısın

786 90 114
                                    

"Bak abi, ne derse desin sinirlenmek yok tamam mı? Sana anlattım zaten olanları, açıklama yapmamanın cezasını çek biraz."

Chan derin bir nefes verdi.

"Ne güzel cesaret veriyorsun abiciğim ya. İnanılmaz etkilendim şu an."

Felix kıkırdadı ve uçlarını ve ara ara yeşile boyadığı saç tutamlarını savuşturdu.

"Ee, bu kadar odun olmasaydın o zaman abiş. Ne yapayım ki şimdi doğruları söylemeyip?"

Chan somurttu.

"Benim de yanlış anladığım şeyler oldu, onları ne yapacağız?"

O sırada açık kapıdan adım sesleri gelmeye başladı. Felix hızlıca abisini kapının arkasına sakladı ve anahtarı avcunun içine aldı. Fakültenin drama dersleri için ayırdığı müzik odasındalardı.

"Son kez hatırlatıyorum, sinirlenmek yok, o sinirlenince susturmak yok. Bırak istediği kadar bağırsın, ses geçirmez oda zaten."

Chan yutkundu ve başını aşağı yukarı salladı. Seungmin'in adımları duyulunca nefesini tuttu istemsizce.

Felix sabırsızdı, yerinde duramıyordu. Abisiyle arkadaşını barıştırmak için aklına gelen ilk plan buydu, abisinin kabul etmeyeceğini düşünmüştü ama abisi balıklama atlamıştı teklifine. Seungmin'le konuştukları her şeyi anlatmıştı Felix, abisinden de dinlemişti yanlış anlaşılmaları. İkisi de birbirlerini korkunç derecede yanlış anlamışlardı.

Seungmin sonunda Felix'i gördüğünde derin bir nefes verdi.

"Çok önemli diye çağırdın beni, ee? Ben birilerinin bayıldığını veya kavga ettiğini göremiyorum?"

Felix gözlerini kıstı.

"Kaostan besleniyorsun sen, kaostan."

Seungmin içeri girerken kahkaha attı. "Sanki sen farklısın..." diye mırıldanmasına kalmadan Felix çocuğu iki kolundan tutup odanın içine savurdu ve Seungmin ne olduğunu anlayamadan kapıyı üstlerine kilitledi. Kapıyı kapatırken "Özür dilerim!" diye bağırmayı da unutmamıştı tabii.

Seungmin Chan'ı ve birbirine bastırılmış dudaklarını görünce sinirle kafasını iki yana salladı ve agresifçe kapı koluna asıldı. Bir yandan da Felix'in arkasından bağırıyordu.

"Felix! Bu kapı şu anda açılmazsa yemin ederim çok kötü şeyler olur!"

Chan "Seni duyamaz. Ses geçirmez oda burası." dedi sakince elindeki anahtarı sallayıp pantolonunun cebine atarken.

Seungmin ellerini sinirle saçlarından geçirdi. Öne doğru büküldü bedeni, geriye birkaç adım attı. Saçlarını tutup çekecekti ki bileklerine baskı uygulanması üzerine ellerini açmak zorunda kaldı. Chan bileklerinden tutup doğrulmasını sağladı küçüğün. Chan'ın tam gözlerinin içine bakan gözlerine hapsolmuştu bileklerinin tutulmasıyla, ne yapacağını bilememişti. Bedeni karşısındaki bedenle hemen, şu an bir olmak isterken zihni ondan uzaklaşmasını emrediyordu. Göz kontağını göz kapaklarını kırpıştırarak bozdu ve bileklerini kurtarmaya çalıştı Seungmin. Birkaç deneyişinden sonra pes etti ve sadece durdu. Chan bunu fırsat bilerek konuşmasına girdi.

"Bak, birbirimizi yanlış anlamışız. Felix bana her şeyi anlattı."

Sözleri Seungmin'in dişlerinin arasından "Felix..." diye tıslaması ile bölünmüştü. Chan güldü, Seungmin'in bileklerindeki tutuşunu dirseklerine indirdi temaslarını bozmadan. Seungmin'in bedeninin titrediğini hissedince gülümsememek için kendini tutmak zorunda kalmıştı. Sözlerine devam etti.

bang bang bang bang, chanmin ✔️Where stories live. Discover now