b) ne hata yaptı ki?

1.1K 129 167
                                    

Kim Seungmin için yine iş vaktiydi.

Ayaklarını sürüyerek stüdyoya ilerledi, içinden geçirdiği cümlelerin arasında kayboluyordu. Keşke sadece zihinsel olarak kaybolmasam, dedi sessizce. Kimse duymamıştı. Güldü.

Stüdyonun ağır kapısını ittirdi ve loş ışıklı bodrum katına adımını attı. Kapı arkasından gürültüyle kapanırken girişin ürkünçlüğüne nasıl hala alışamadığını sorguluyordu. Sağdan ikinci kapıya girince aydınlatmaların parlaklığındaki değişim onu gözlerini kısmaya zorladı.

Çok değerli fotoğrafçısı, Joochul'ü görünce gülümsedi. Karşılığını aynı şekilde bir gülümsemeyle almıştı.

"Bugün konsept ne?"

"Mesajlara bakalım... En yüksek ücreti veren kişilerin istekleri senin için biraz ağır kaçıyor ama... Ne yapsak..."

Son zamanlarda hep bu cümleleri kuruyordu işvereni. Karşısına ne çıkacağını bilmiyordu Seungmin ama zor zamanında kendisine yardımcı olduğu için onu reddetme gibi bir şansı da olmadığını düşünüyordu. Kafasını iki yana salladı.

"Problem olmayacaktır. Sen zaten beni zorlamıyorsun, isteği neymiş ki müşterinin?"

Dudaklarını yaladı ve mesajı Seungmin'e gösterdi. Yutkundu küçük olan.

"Pekala, bu kadar spesifik anlatılmasını beklemiyordum. Kostümleri hazırladın değil mi?"

Joochul kafasını hızlıca aşağı yukarı salladı ve kostümleri kahverengi dolaptan çıkarıp deneme kabinin içindeki askılara astı. O çıkar çıkmaz kabine girdi Seungmin ve ilk parçayı giydi.

Kızlar için olan bir okul forması. Tam istendiği gibi fiyongu serbest bırakmıştı, kıyafetleri oldukça dağınık görünüyordu. İstenen poz için yere oturdu.

İkinci, üçüncü derken akşam olmuştu. Joochul, kendi kıyafetlerini giyip oturan çocuğu uzaktan süzdü. Yanına gidip oturduğunda Seungmin içgüdü olarak biraz uzaklaşmıştı oturduğu yerde kayarak. İşvereninin gözlerine baktı. Joochul ona bir zarf uzattığında ise hızlıca başını iki yana salladı. Joochul çalışanının ellerinden tutup zorla zarfı tutturduğunda ve ellerini okşadığında Seungmin başını aşağı eğdi.

"Her ay bunu yapıyorsun hyung... Kartıma yatıyor zaten yeterli para. Bir de senin vermene gerek yok."

Joochul kafasını iki yana salladı.

"Hayır, kesinlikle bu parayı kabul ediyorsun. Baekhyun'a bizi tanıştırdığı için ne kadar teşekkür etsem az. En uzun süreli çalışanım sen oldun, iki yılı dolduracağız neredeyse. Siteye en çok getiriyi de sen sağlıyorsun. Tabii ki bonusların olmalı."

Seungmin rahatsızca gülümsedi ve zarfı çantasına koydu. Joochul boşta kalan ellerini ovuşturdu ve ayağa kalktı.

"Hadi, seni spor salonuna bırakayım. Geç kalacaksın eğer otobüsle gidersen."

Seungmin kafasını aşağı yukarı salladı, arka arkaya çıktılar stüdyodan. Siyah, lüks arabaya binerken rahatsızlık duygusu tavan yapmıştı Seungmin'in ama reddedemiyordu onu işte, üstelik tam iş çıkış vaktinde toplu taşımaları kullanmak da eziyetti.

"Fotoğrafları paylaşmayı unutma, tamam mı? Senin sorumluluk sahibi olduğunu biliyorum ama yine de hatırlatayım." dedi sessizliği bölerek işvereni.

"Merak etme, eve gider gitmez halledeceğim." diye karşılık verdi kısık sesle Seungmin. Çekimlerden bir fotoğraf takipçilerinin hepsi için paylaşılacaktı, diğerleri ise ekstra para ödeyenlere özel olarak atılacaktı. Seungmin hala insanların fotoğraflara neden para ödediğini çözemiyordu. Kafa yormayı da bırakmıştı çünkü düşündükçe karmaşıklaşıyordu içinde bulunduğu durum. Telefonunu açıp bildirimlerini kontrol etti.

bang bang bang bang, chanmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin