21. Bölüm

288 23 17
                                    

Ortasında kocaman yuvarlak bir masa olan arka odaya geçtiler. Suppasit masadaki sandalyelerden birisine oturacağını düşündü ama onu tutan adamlar masanın dışında kalan başka bir sandalyeye oturmasını sağladılar. Kafa karışıklığı ile Felix'e baktı. Felix o sırada Kana'yı oyuncu sandalyelerinden birine oturttu.

"Bugün benimle oynayacak kişi Kana olacak. Kendi hayatı ve özgürlüğü için kendi başına savaşacak."

Kana irice açtığı gözleriyle Suppasit'e baktı. Suppasit sakin olması için yavaşça gözlerini kırptı. Kana çok iyi olmasa da oynamayı öğrenmişti. Suppasit'in oyunlarını izlemiş ve yalnız oldukları zamanlarda Suppasit ona püf noktaları göstermişti. Yine de ortaya koyulan şey hayatları iken Kana çok büyük baskı altında hissediyordu.

Felix elindeki otomatik tabancayı masanın üstüne bıraktı. Cebinden eski modelli altı patlar bir silah çıkardı. İçine üç kurşun koydu. Şarjörü yerine yerleştirmeden önce hazneyi bir tur döndürdü. Silahı Suppasit'in başındaki korumalardan birine verdi. Koruma soğuk metali Suppasit'in şakağına dayadı.

Felix masada tam Kana'nın karşısına oturup gözlerinin içine baktı.
"Kurallar basit. Üç tur oynayacağız. Senin kazandığın her tur boş geçecek. Ama eğer ben kazanırsam tetik bir kez çekilecek. Haznede üç kurşun var. Yarı yarıya ihtimal. Suppasit'in şansı varsa silah patlamaz. Ama eğer dolu denk gelirse..."

Kana korkuyla Suppasit'e döndü. Suppasit öfkeyle yanan gözlerini Felix'e odaklamıştı. Kafasına dayanan silahı hissetmiyordu bile. O kadar öfkeyle dolup taşıyordu ki. Silahın tam dolu olduğunu bilse bir saniye düşünmez kapıp Felix'i vururdu.

Felix elini salladı ve iki adamı daha masaya oturdu. Kartlar dağıtılırken Suppasit'in itiraz eden sesi duyuldu.
"Hey! Onlar senin adamların. Kana üçe tek mi oynayacak? Bu adil değil!"

Felix arkasına yaslanıp salonu dolup taşıran bir kahkaha attı.
"Suppasit Suppasit Suppasit... Ben hiçbir zaman adil olacağımı söylemedim ki zaten."

Suppasit sinirle oturduğu yerden kalkmaya yeltendi ama başındaki adamlardan biri sertçe omzunu kavrayıp sıktı. Aynı anda kafasına dayanan silah da baskısını artırmıştı. Çenesini sıkıp sakin kalmak için burnundan soluklandı.

Önüne gelen kartları aldığında Kana'nın elleri titriyordu. Bu yüzden çift elle tutmak zorunda kaldı. Birkaç kart değişikliği sonrası ellerindeki kartları ortaya açtılar. İlk turu ufak bir farkla Kana kazandı. Esmer çocuk gergin soluğunu rahatlama ile bırakıp Suppasit'e döndü. Suppasit ona cesaret verircesine gülümsedi. Kana biraz daha kendinden emin hissediyordu artık. Çabucak pes etmeyecekti. Kendisi ve sevdiği adam için her şeyini ortaya koyacaktı.

Felix yeni kartlar dağıtılırken gülerek Kana'ya konuştu.
"Tebrik ederim Kanawut. Kumarbaz sevgilinden bir şeyler öğrenmişsin bakıyorum da."

Kana ona cevap vermeden önüne koyulan yeni kartlarını aldı. Eli tam anlamıyla berbattı. Küçük suratına yansıyan endişe onları izleyen Suppasit'in yutkunmasına sebep oldu. Kana kart değişikliği yapıldığında elinin biraz düzeltebileceğini sanmıştı ama pek bir farklılık olmadı. Kartlar ortaya açıldığında Felix'in kahkahası masadakilerin gülüşlerine karıştı.

"Ah, ne yazık! Bu sefer şans senden yana değilmiş demek ki. Bakalım Suppasit bu konuda nasıl?"

Felix kafasını sallayıp işaret verdi. Suppasit'e silah tutan adam tabancanın kilidini kaldırıp tetiği çekti. Suppasit istemsizce gözlerini sıkıca yumdu. Tetik bir tık sesiyle boşa döndü. Kana oturduğu yerde irkildi. Suppasit bir şey olmadığını anlayınca gözlerini yavaşça araladı. Kana'nın gözyaşları anlık rahatlama ile gözlerinden süzüldü. Titrek elini göğsüne kapatıp fısıltıyla Tanrıya teşekkür etti.

Felix'in yüzü asıldı. Elini masaya vurdu.
"Sanırım iki sevgili bir yerden dört yapraklı yonca buldunuz. İnanılmaz bir şey bu."

Kana ıslak ama öfkeli gözleri ile Felix'e baktı. Felix birkaç saniye onun bakışlarına karşılık verdi. Sonra adam birden sırıtmaya başladı. Ayağa kalkıp masanın etrafında dolandı.

"Millet sizce de oyun çok heyecanlı ilerlemiyor mu? Son bir turumuz kaldı. Ben diyorum ki şöyle araya eğlenceli bir şeyler katalım. Kana! Benim güzel dansçım. Bizim için son bir dans gösterisi yapmayacak mısın?"

Kana yutkunup sandalyesinde geriye kaydı. Sahneye çıkma düşüncesi bile tüylerini ürpertiyordu.

Suppasit yeniden ayaklanmaya çalıştı ve korumalar tarafından engellenirken Felix'e bağırdı.
"Ne saçmalıyorsun şerefsiz herif !? Otur da düzgünce oyununu oyna işte!"

Felix yavaş adımlarla Suppasit'e yaklaştı. Tek eliyle sertçe çenesini kavradı. Suppasit geri çekilmeye çalışınca elini daha çok sıktırdı.
"Eğer bir daha bağırıp yaygara koparırsan o kafandaki silah ağzının içinde patlar. Uslu bir çocuk ol. Kimsenin canı sıkılmasın."

Suppasit gözlerini kısıp fısıltıyla dişlerinin arasından konuştu.
"Orospu çocuğu!"

Felix geri çekilmeden önce güldü.
"Zeki!"

Kana'ya ilerleyip çocuğu sandalyeden kaldırdı. Kana titrek bacakları ile ayakta dikilmek için tek eliyle masaya tutundu. Suppasit onun solgun tenini görünce sinirden yumruklarını sıktı. Kendi tırnakları avuç içine batmıştı.

Felix esmer çocuğu korumalarından birine teslim etti.
"Git ve güzelce hazırlan. Herkese gerçek Kana'nın kim olduğunu göster."

Kana tanımadığı bir adam tarafından sürüklenirken kafasını çevirip Suppasit'e bakmaya çalışıyordu.

Felix daha önce masaya koyduğu Suppasit'in silahını eline aldı. Suppasit'e gidip tek kolundan yakaladı ve ayağa kaldırdı. Silahı kimsenin göremeyeceği şekilde Suppasit'in beline dayadı. Odadan çıkmadan önce Suppasit'in kulağına fısıldadı.

"İşte asıl gösteri şimdi başlıyor."

Poker Face /MewGulfWhere stories live. Discover now