Oyunun içine çekilirsin

219 27 30
                                    

Jongin karmakarışık duygularla Byun Baekhyun'un ve kardeşlerinin yaşadığı malikaneden ayrıldığında kurdunun öfkesini hissedebiliyordu. Birilerini parçalamak için yanıp tutuşan kurdu imkansız bir şekilde öne çıkmak istiyordu. Jongin asırlar boyunca kurt formuna dönüşememişken, birkaç saat boyunca düşündüğü tek şey o bedene bürünüp herkesin canına kıymaktı. Sehun'un hüzünlü gözlerine baktığı her an canı yanıyordu ve bir şey yapamamak onu daha çok öfkelendiriyordu. Arabasına doğru ilerlerken onu kucaklayan tatlı kokuyu daha sonra da bütün gün boyunca görse bile özleyeceği suratı gördü karşısında. Sehun tek bir kelime bile edemeden alfa üzerindeki ceketi çıkarıp onun omuzlarına bıraktı. Elfin üstündeki ince, sanki çıkarıp atmak için giyilmiş gibi duran kıyafet parçasına bakmak bile kasıklarında sızı bırakıyordu. Bu saklanması gereken bahanenin yanı sıra hava soğumuştu ve tek bir bakışla alfa onun gerçek anlamda üşümüş olduğunu anlayabilmişti.

"Teşekkür ederim." dedi, Sehun mırıldanarak. Kolları göğsünün üzerinde çarpı işareti oluşturmuş, her iki yandan omuzlarının üzerindeki ceketi tutuyordu. Alfanın parfüm ve baskın kokusunu seviyordu, saniyeler içinde bu kokunun üzerine yapışmasından mutluluk duymaya başlamıştı. '' Tuhaf bir geceydi, öyle değil mi?''

Jongin hımladı elleri pantolonunun cebine girmişti hızlıca. Kendisini tutması gerektiğinin farkındaydı şu an zincirlerini kırıp Sehun'a dokunursa bu hiç iyi olmazdı, değil mi? Üzerinde dolaşan gözleri hissedebiliyordu, eğer Minsok onları gerçekten izliyorsa hareketlerine daha çok dikkat etmesi gerekiyordu. ''Tuhaf ve oldukça sıkıcıydı. Akşam yemeği adı altında bizi kenara sıkıştırmaya çalışmaları gerçekten tuhaftı.''

Sehun yaşadığı anları umursamıyormuş gibi gülümsedi. '' Söylediğin şeylerde ciddi miydin?''

''Baekhyun yerine seni seçeceğimi ve sürü içindeki yasakları artık kaldırmış olmam hakkındakileri mi soruyorsun? ''

Nazik bakışları Sehun'un yüzünde asılı kaldı, güzel elfin hangi konuyla daha çok ilgilendiğini  merak ediyordu. Gece boyunca onu izleyip durmuş ve zihninde dönüp duran soruları unutmaya çalışmıştı ancak hiçbirini gerçekleştirememişti. 

''Eğer şimdi eve gitmek yerine benimle gelirsen sana sorularından en çok hangisinin cevabını merak ettiğimi söylerim.'' 

''Nereye gideceğimizi söylemeyeceksin öyle değil mi?''

Sehun kıkırdadı ve üzerindeki ceketi geri vermeyi son anda erteleyerek Jongin'in yanından geçip kendi arabasına doğru ilerlemeye başladı. Elf güçlü ve bir o kadar da karnında kelebekler uçuşmasını sağlayan kokuyla etrafı sarılmışken bir saat öncesine dek yaşadığı can sıkıcı anları tamamen geride bıraktığını fark edebildi. Arabasının kapısını açıp ona gülümseyen vampir hizmetkarın üzerinde çok kısa dolaştırdı bakışlarını, bu evin içinde ne döndüğünü merak etse bile bunu sıradan bir hizmetkardan öğrenemeyeceğini de biliyordu. Minseok'un çok fazla karanlık sırrı olduğunu ve kimsenin cevabını bulamadığı soruları aslında çok önceden çözmüş olduğunu biliyordu ya da sadece bu düşünceye sıkı sıkı tutunmayı seçmişti. Elleri direksiyonun üzerinde dolaşırken arabasına yaslanmış, sevimli bakışlarla ona bakan alfaya başıyla işaret verdi. Onunla bir yere gidip özel zaman geçirmeyi istiyordu ancak bir yanı koşulsuz bir şekilde alfadan uzak durması gerektiğini , aksi takdirde yaralanacağını söylüyordu.

Şu an her şey oldukça iyi ve kesinlikle istediği gibi ilerliyorken anlamsız soruları düşünerek kendine eziyet etmeyi , bu sorularla zamanını harcamayı ve odağının yön değiştirmesine izin vermemeyi seçti. Akan trafiğin içinde hızlıca arabasını sürerken bir yandan dikiz aynasından  Jongin'in arabasını takip ediyordu. Ona iki sorunun cevabını merak ettiğini söylese bu komik olur muydu? Ya da sadece onun yanında kalmasını istediğini söylese nasıl olurdu? 

REDWhere stories live. Discover now