Pişman mısın?

213 21 51
                                    

''Akşam yemeği an itibariyle bitti. Luhan nasıl? ''   Lider elf aracına doğru yürürken öfkesini dizginlemeye çalışıyordu eğer eve dönüp kardeşini görürse her şeyin sonlanacağını ve hayatına mükemmelliklerle süslenmiş, kimsenin parmak izleriyle dolu olmayan bir sayfa açacağına inanıyordu. Ancak atladığı, daha doğrusu , düşünmek istemediği küçük bir soru işareti vardı ve bu soru işareti onu günlerce uykusuz bırakmaya neden olabilirdi tek başına.

Eğer Luhan zihin kontrolünden kaçmayı başarıyorsa bir şeyleri kolaylıkla saklayabiliyordu Minsok'un anlatmak istediği şey bunun ta kendisiydi. Abisini seviyor ve  üstüne bu kadar çok titriyorken Luhan asla lider elfi atlatmaya çalışmazdı ancak işin içine kendi duyguları girdiğinde bunları Sehun'a göstermemek için vampirin olasılık olarak ortaya attığı korkunç şeyi yapabilirdi.

''Luhan gayet iyi, birkaç dakika öncesine dek saçlarımı örerek kendini oyalıyordu şimdi ise en sevdiği çayı içerken bir yandan da kitap okuyor. '' Seonghwa gözlerini bir anlığına genç elfin üzerinden çekti , yüz hattı daha da karanlık olmuştu o an.  ''Siz iyi misiniz? Gelip sizi almamı ister misiniz?''

Sehun 'evet ' dememek için dudaklarını birbirine basılı tuttu birkaç saniye boyunca. Şu an küçük bir çocuk gibi başkasının gölgesi ve koruması altında olmayı isterdi çünkü yorgun hissediyordu. Zihnindeki sinsi seslere ayak uydurup geriye dönülmesi zor bir şey yapmamaya çalışmak onu her şeyden daha çok zorluyordu.

''Teklifin için teşekkür ederim en zor kısmı atlattığım için artık daha rahatım. Geç kalmadan dönmüş olurum.''

Çağrıyı sonlandırdı ve park yerinde sapasağlam duran arabasına doğru hızlı adımlarla yürüdü. Böyle bir gecenin sonunda tek başına kalarak kendisiyle biraz yüzleşmesi ve ileriye dönük kararlar alması oldukça akıllı bir fikirdi ancak bu gece iyi bir lider gibi düşünüp, hareket etmek istemiyordu. Bir şey anlatmasa bile karşısındaki kişinin tek  bir bakışla onun üzgün olduğunu ve biraz ilgiye ihtiyacı olduğunu hızlıca anlamasını, hiç değilse bu gece yanından asla ayrılmayacakmış gibi onu kucaklamasını ve başına her ne geldiyse bunu zararsız bir şekilde atlattığı için onu sessizce tebrik etmesini istiyordu. 

Alfanın evine gitmek yanlış bir tercih değildi bu isteklere göre ama onu izleyen düzinelerce göz varken bunu yapıyor olması aptallıktı. 

Minseok'un  bu gece onu neden çağırdığını daha da iyi anlayabilimişti hiç değilse artık onlarla konuşması için kendine bir bahane aramayacaktı. Göz korkutma oyunları ve karanlıktan fısıldayan ses... O vampir ve ailesi tam olarak bunlara sahipti ve Sehun onların sahip oldukları her şeyi yerle bir etmek istiyordu artık. Chanyeol'ü öldüremezdi, bunu düşünmek bile onu hastalıklı hissettirirken eyleme geçirebilecek olması çok zordu ama Sehun o ana kadar fark edemediği bir şeyin farkına vardı akan trafikte şerit değiştirirken.

İlki, sıradaki hedef açık bir şekilde Park Chanyeol'dü ve onun liderliğinin düşmesiyle değil tamamen onun ölmesini isteyecek kadar  vampirler kötü bir halde gelmişlerdi. Aralarında bir sorun mu vardı? Chanyeol yapmaması gereken bir şeyi mi yapmıştı ya da ölen insanın üzerindeki ısırık izlerinin sahibinin Byun ailesine ait olduğunu mu anlamıştı? Neden şimdi onun peşindeydiler? Onu gerçekten öldürebilecekler mi?

İkincisi, birden çok araba tarafından takip ediliyordu.

Kırmızı ışıkta durmak yerine gaza yüklendi ve makas atarak sol taraftan ilerleyen arabaların arasından hızlıca geçip gitti. Bunun onu takip eden arabaları durdurmayacağını biliyordu ve öyle de olmuştu, durursa fiziksel temasa geçmesi gerektiğini ve o zaman işin oldukça çirkinleşeceğinin farkındaydı. Kim Minseok eğer piyonlarını devreye sokmuşsa perde arkasından olayları gözünü bile kırpmadan izlediğini ve emir verdiği şey her ne ise o olana dek piyonlarının durmayacağını iyi biliyordu güzel elf. Korna sesleri kulaklarında yankılanırken kaza yapmamak için ekstra çaba gösteriyordu, iki araç onu sıkıştırmaya başlamışken mantıklı kararlar vermeye çalışmak zorlayıcı olmaya başlamıştı. Bir anda arkadan çarpan araç yüzünden hem dikkati hem de zihninin içinde sis tabakası gibi yayılmış düşünceleri dağılmıştı. Direksiyona çarpan göğsü hakkında şikayet bile edemeden ikinci kez o araç tekrar arkadan Sehun'un arabasına çarpmış ve onun kısa bir süreliğine direksiyon hakimiyetini kaybetmesine neden olmuştu.  Kendini topladığı o minik anda sol tarafındaki arabanın çarpmasıyla sağ şeride savrulmuş başka bir arabaya çarpmaktan son anda kurtulmuştu. Onunla oyun oynadıklarını aslında onu öldürmek istemediklerini biliyordu ancak güzel elfin zihnindeki ses tamamen durdurulamaz olmaya başlamıştı. Asıl oyunu kendisi oynayabilirdi ve bu oyun en acımasız, en karanlık oyunlardan bile daha kötü olurdu.

REDWhere stories live. Discover now