10.Bölüm

87.1K 4K 428
                                    

Bölüme başlamadan önce önemli bir şey söyleyeceğim.

Her gün yeni bölüm atıyorum. Okunma sayıları gerçekten beklediğimden çok daha iyi ama yorumlar çok çok düşük hatta hiç yok. Bir önce ki bölüme 3 yorum geldi sadece.

Gerçekten sizden geri dönüş alamayınca çok üzülüyorum. Bölümü okurken yorum yapın lütfen 💓

İyi Okumalar Dilerim♡

İçeriye geri dönüp eski yerime oturdum

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

İçeriye geri dönüp eski yerime oturdum. Elimden geldiğince hiç bir şey olmamış gibi davranarak, muhabbete dahil olmuştum.

Saat 10'u gösteriyorken ayağa kalktım. "Ben gideyim artık."

Hatice abla da hemen arkamdan ayağa kalktı. "Otursaydın biraz daha."

"Yok kalkayım artık. Her şey için çok teşekkür ederim. Çok güzel bir akşamdı."

"Ne demek her zaman bekleriz. Bir aradayız artık."

"Evet." Diyerek ayağa kalktı Hazal. "Hatta hafta sonu da alış verişe gidelim beraber."

Gülümsemeye çalıştım. "O-olur. Gideriz."

olayı düşündükçe daha çok oturmuştu içime. Ve öyle babam halleder diyip geçiştirebileceğim bir konu değildi. Mesleğimden bile olabilirdim.

"Harika. Konuşuruz o zaman."

"Tamam."

"Ben de kalkayım artık." Dedi ve ayağa kalktı Ercüment. "Zaten daha karakola gideceğim biraz işim var."

"Sen otursaydın." Dedi Hazal Ercümente. "Gideyim ufaklık."

Bu gece bir şey daha fark etmiştim. Hazalın Ercümente karşı olan ilgisi öyle aşk meşk havasında bir ilgi değildi. Bunu açıkça belli ediyordu. Aralarında farklı bir bağ vardı. Abi kardeş gibi de değildi pek daha çok arkadaş gibilerdi. Hazal Ercümente çok değer veriyordu. Bakışlarından belliydi bu. Aynı şekilde Ercüment de Hazala aynı şekilde çok değer veriyordu.

Hazalın askıdan alıp uzattığı kabanımı üzerime geçirip ayakkabılarımı giydim. "Her şey için teşekkürler tekrardan. İyi geceler."

"Her zaman bekleriz canım." Dedi Hatice abla. "İyi geceler."

Ercüment ile birlikte merdivenler indik. Demir kapıyı açıp geçmem için yol verdi. Hafifçe tebessüm edip yanından geçtim ve dışarıya çıktık.

Sessiz ve oldukça yavaş yürüyorduk. Sadece üzerine bastığımız karın tok ezilme sesi vardı.

"Leyla iyi misin?" Diye sorunca adımlarımı daha da yavaşlattım. "İ-iyiyim. Neden sordun?"

"Telefon ile konuştuktan sonra bir yüzün düştü. Kötü bir haber mi aldın?"

Ya Ercüment bana çok dikkatli bakmıştı ya da ben moralimin bozulduğunu hiç saklayamamıştım. İlkinin olduğuna inanmak istiyordum. Çünkü neden olmasın?

Müptela | TamamlandıOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz