Gökyüzünde özgürce uçan bir kuş ve o gökyüzüne ateş eden bir savaşçının hikayesi.
Leyla özgür bir kuş, Ercüment vatanı için dağlara, taşlara gerekirse gökyüzüne ateş edecek bir savaşçcı.
Özgür kuşlar bir kafese hapsolur mu? Savaşçılar silahlarını...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Annemler ile uzun bir hasret gidermenin üzerine kendimi yemek masasında bulmuştum. Hemen uyurum diye düşünürken ev birden dolmuştu. Bende hemen uyuyamayacağımı anlatmıştım. Sanırım gece yeni başlıyordu...
Yemekten sonra mutfak toplanmış, çoğu kişi oturma odasına geçmişti. Ben yediklerimi sindirmeyi beklediğim için hala masada oturuyordum.
Sedef beni yalnız bırakmamak için yanımda oturuyordu, Çağanda tezgahın önünde tatlı yiyordu. Biz sohbet erken içeriye Derya halam girdi ve arkasını kontrol edip kapıyı kapattı.
Cebinden sigara paketini çıkarttı ve camı açıp sigarasını yaktı.
"Hala sen bırakmamış mıydın?" Diye sordum.
"Son paket bu vallahi."
"Ohoo." Dedi Sedef uzatarak. "Kaçıncı son paket bu."
"Çağan şu kapıyı tut abimler gelmesin."
"Teyze sen 30 yaşına gelmedin mi niye korkuyorsun hala dayımlardan?"
"Canım kimseden korktuğum yok ama abimlerin yanında sigara içmeme de gerek yok." Dedi halam.
"Aynen teyze ama bu yüzden camdan çıkmanada gerek yok." Dedi Sedef gülerek.
"Hala hiç içme, zaten zararlı." Dedim.
"Aman iki üç taneden bir şey olmaz." Diyerek cama doğru döndü halam.
Camdan gelen rüzgar sigarasından çıkan dumanı olduğu gibi odaya yönlendirmişti.
Burnuma gelen kokuyla yüzümü buruşturdum. Midem bulanmaya başlamıştı. Zaten çok yemek yediğim için bulanıyordu, sigara kokusuda tuzu biberi olmuştu.
Kapı zorlanınca Çağan hafifçe aralayıp kimin geldiğine baktı. "Gel enişte gel." Diyerek kapıyı açtı daha sonra.
Ercüment içeriye girince önce halama sonra bana bakıp yanıma geldi.
"Canım biz bir dışarıya çıkalım mı?" Dedi Ercüment.
"Çıkalım." Diyerek ayağa kalktım ve mutfaktan çıktık.
"Halan sigara içiyorda neden duruyorsun yanında?" Diye sordu hemen. "Şimdi geldi halam."
"Ne fark eder, zararlı sonuçta."
"Midemi bulandırdı zaten." Diyerek odama yöneldim. Kimse oraya buraya çekmeden vakit bulabilmişken bir odama gitmeliydim.
Odaya girince gözüme çarpan ilk şey değişen yatak olmuştu. Benim eski yatağım gitmiş, yerine iki kişilik oldukça büyük bir yatak gelmişti.
"Anne?" Diye seslendim içeriye doğru. "Gelsene bir."
Annem oturma odasından çıkıp yanımıza geldi. "Yatağı mı değiştirdiniz?"
