36.Bölüm

62.4K 3K 206
                                    

MÜPTELA 100K OLDU! ÇOK MUTLUYUM, HEPİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM💖

İyi Okumalar Dilerim♡

Adam kanlar içinde sevgilisinin kucağına düşerken bir silah sesi daha duyuldu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Adam kanlar içinde sevgilisinin kucağına düşerken bir silah sesi daha duyuldu. Kaç kurşun girmişti bedenine sayamamıştı bile. Sevgilisi düşmesin diye tutmaya çalıştı ama başarılı olamadı. Adam yere yığılırken sevgilisi de başının dibine oturdu. "Hayır, hayır ölme! Lütfen ölme, hayır." 

Bütün dikkatimi televizyona vermiş filmi izlerken Ercüment memnuniyetsiz bir şekilde konuştu. "Böyle film mi olur ya?"

Başımı göğsünden kaldırıp ona döndüm. "Neyini beğenmedin pardon?"

"Mantıklı değil bir kere, kadın niye polisi aramıyor?"

"E tehdit ettiler." 

"Ettilerse ettiler böyle de adam öldü?" 

"Ya adı üzerine film. İzle geç işte." 

"İzleyemem. Madem bir iş yapıyorlar düzgün yapsınlar." Dedi. "Ha bak şimdi de adam vuruldu ambulansı aramıyor. Salak mı bu kız?"

Göz devirdim. Doğrulup kumandayı aldım ve televizyonu kapattım. "Niye kapattın?"

"Bitti zaten." Dedim. 

Ercüment ile film izliyorduk ama sağ olsun başladığımızdan beri kusur buluyordu. Yok kız niye bu kadar gururluymuş, yok niye gitmiş, yok aramamış. Bir şeyler söyleyip durmuştu. Kendi izlemediği gibi bana da izletmemişti. 

"Seninle film izlenmezmiş öğrenmiş olduk." 

Kaşlarını çattı. "Niye öyle diyorsun?"

"Ee bir şeyi beğenmedin. Filmi açtığımdan beri kusur buluyorsun." 

"Benim dediğimi açsaydın gayet beğenirdik." 

"Dediğin film savaş filmiydi Ercüment." Dedim. "Ne olmuş savaş filmiyse? Ne güzel izlerdik işte." 

"Zaten günlük hayatın da yeterince çatışma, silah sesi, patlama sesi duyuyorsun görüyorsun bir de savaş filmi mi izleyecektik?" 

"Evet. En azından o mantıklıydı." 

"Tamam hayatım." Diyerek pes ettim. Koltuktan kalkıp bardağımı elime aldım. "Çay alacağım istiyor musun?" 

"Olur." 

Onun bardağını da alıp mutfağa girdim. İki bardağa da çay doldurduktan sonra oturma odasına geri döndüm. "Teşekkür ederim çiçeğim." 

Ercüment son zamanlarda baba böyle sesleniyordu ve ben her seferinde çiçeğin miyim gerçekten dememek için zor tutuyordum kendimi. Şaka bir yana gerçekten çok hoşuma gidiyordu böyle söylemesi. 

Çayımı içerken Ercümentin bakışlarını üzerimde hissedince ona döndüm. Göz göze gelince "Nasıl ayrılacağım ben senden?" Dedi dertli dertli. Gözlerim doldu. 

Müptela | TamamlandıWhere stories live. Discover now