20.Bölüm

78K 3.8K 608
                                    

Bir önce ki bölümün başında da sormuştum ama kimse cevap vermemiş :(
Leyla ve Ercüment'e parodi Instagram hesabı açmalı mıyız? Takip eder misiniz mesela?

İyi Okumalar Dilerim♡

"Anne bak biraz daha ağlarsan gitmem

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

"Anne bak biraz daha ağlarsan gitmem." Dedim anneme bakarak.

"Kızım sen annene bakma." Dedi babam. "O evde uğraşacak birini bulamıyor ya ondan ağlıyor."

Gülerek babama döndüm. "Seninle uğraşmıyor sanki."

"Seninle ben bir miyiz?" Diyerek kolunu omzuma atıp beni göğsüne doğru çekti.

Annem de en sonunda ağlamayı bırakıp bize sarılmıştı.

Bu gün 14 Ocak, Cumaydı ve ben Bingöl'e geri dönüyordum.

Bu sefer İstanbul'a feribot ile gelmek yerine hep birlikte arabayla gelmiştik. Hem annem değişiklik olsun istemişti hem de beni öyle evden göndermek istememişti.

Şimdi havaalanındaydık. Benim uçağa binmem gerekiyordu. Yani şuan işin en zor kısmındaydık. Veda kısmı.

Babama sıkı sıkı sarıldıktan sonra anneme sarıldım. İkisinin de gözleri doluydu. Benim de öyleydi ama ağlayıp onları daha çok üzemezdim.

O yüzden ağlayıp üzülme işini uçağa bırakıp gayet mutlu bir şekilde anne ve babamla vedalaştım.

En sonunda tamamen ayrılıp yanlarından uzaklaştım ve uçağa bindim.

Oturur oturmaz içimi büyük bir heyecan kaplamıştı. Bu heyecan öyle güzel bir heyecan değildi. Daha çok gerginliğe ve strese sebep olan bir heyecandı.

Bunun sebebini tahmin etmesi zor değildi. Oraya gidince Ercüment'i görecektim. Ve ben o günden sonra Ercüment'i görmeye hazır mıydım bilmiyordum. Kızgınlığım geçmişti. O yüzden saçma sapan bir şey yapmayacağımın farkındaydım. Ama kırgınlığım ilk an ki gibi tazeydi. Hatta daha bile fazla olabilir.

Nasıl davranacağımı, ne yapacağımı hiç bilmiyordum.

Nasıl davranılırdı ki? Ya da nasıl davranmam gerektiğini düşünerek bulabilir miydim?

Bence bulamazdım.

Ne olacaksa anlık olacaktı artık. Düşünüp durmak istemiyordum. O an içimden nasıl gelirse öyle davranacaktım.

Uçak Bingöl'e indikten yarım saat sonra havaalanından çıkmıştım.

Taksiye binip karakola geldim. Aslında bu gün gelmeme gerek yoktu zaten akşam olmuştur. Ama Çağan'a vermem gereken şeyler vardı.

Taksinin parasını ödeyip, bagajdan eşyalarımı aldım ve derin bir nefes alıp karakolun bahçesine girdim.

İşe başladığım ilk gün bile bu kadar heyecanlanmamıştım. Nasıl davranacaktı acaba? Hiç bir şey olmamış gibi mi davranacaktı? Yoksa o gün ki gibi kırıcı mı olacaktı yine?

Müptela | TamamlandıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang