dördüncü bölüm | avcılar

1.7K 146 282
                                    

İyi Okumalar ✨ | Wolfgang 🐺

Kim Young'un Gözünden ;















Nefes bile almamaya çalışıyordum, karşımdaki avı korkutmamak adına. Kırmızı olduklarından emin olduğum gözlerimi uzunca karşımdaki geyikte gezdirdim. Önceden olsa burun kıvıracağım bu av şimdi ise bana oldukça iştah açıcı geliyordu. Uzun süredir kansız kalmamın nedeniydi bunlar.

Ürkek adımlarla gölete yaklaşmış ve su içmeye başlamıştı. Saklandığım ağacın arkasından çıktım sessizce. Ses çıkarmamaya özen göstererek yavaşça yaklaşmaya başladım. Dişlerimin sivrileştiğini hissettiğimde dudaklarım yavaşça yukarı doğru kıvrıldı. Geyik hala gölde su içmeye devam ederken bir adım daha attım.
Ancak hissettiğim hareketlilik ile tekrar eski yerime dönmüştüm.

Küçük bir geyik yaklaştı avlamak üzere olduğum avıma doğru. Birbirlerine sürtündüklerinde içime dolan şefkat duygusuna engel olamamıştım. Surat astım hızla. Annesi olmalıydı. Burukça gülümsedim iç çekerken. Onu annesinden ayıran kişi ben olmak istemiyordum. Her ne kadar kana susamış olsam da.

Omuzlarımı düşürerek arkama döndüğümde neredeyse çığlık atacak gibi olmuştum. Ağacın gövdesine yaslanmış ve kollarını göğsünde bağlamış beden, keyifli bir sırıtışla beni süzüyordu."Senin burada ne işin var lanet olası? Ödümü kopardın!"dedim sitemle. Hwang Hyunjin yaslandığı yerden ayrılmış bana doğru adımlamaya başlamıştı."Sence de.." Beni baştan aşağıya süzdükten sonra sısrıtarak dudaklarını yaladı ve ekledi."Bir vampir için fazla vicdana sahip değil misin?"

Önümde durduğunda gözlerimi devirmeden edemedim. O sırıtan yüzüne yapıştırmak istiyorum bir tane. "Sadece onu annesinden ayırmak istemedim. Bu konu da hassasımdır. Yine de seni ilgilendirmez. Kendi işine bak küçük kurt." Başka bir yöne gitmek için yeltendiğimde kolumdan tutarak durdurmuştu beni. Kafamı hızla ona çevirdiğimde çatık kaşları ve ciddileşen yüzü ile karşı karşıya gelmiştim.

Ay ışığı yüzünü aydınlattığında siyah saçları ve kehribar gözlerini ortaya çıkartmıştı. Gözlerini hızlıca etrafta gezdirdikten sonra bana dönmüştü."Bu saatte burada yalnız olmamalısın. Avcılar burada geziyor olabilir. Seni burada görürlerse bu zayıflıkla onların üstünden gelemezsin." Bileğimi kurtardım bir adım geriye çekilerek.
"Sen de yalnızsın? Ayrıca dediğim gibi kendi işinle ilgilen benim korumaya ihtiyacım yok. O avcıları tek başıma da atlatabilirim."

Saçlarımı geriye ittirdim agresif bir şekilde."Sürünün yanına gitsen iyi olur." Yanından geçip ormanın derinliklerine ilerlediğim de gözlerini devirmiş, ellerini cebine sokarak peşimden gelmeye başlamıştı."Nöbet tutuyorum. Her gün sürüden biri buraya geliyor ve avcıları izliyor. Onlar hakkında yeni şeyler öğrenmeye çalışıyoruz."

Omuz silktim ona dönmeden."İlgilenmiyorum. Git işine." Bana neydi ki? Onların saçma planları ile ilgilenmiyordum ben.
Göz ucuyla omzumun üstünden bir bakış attım ona. Tek kaşını kaldırmış sert bir şekilde bana bakmakla meşguldü. En son gördüğümde saçları daha açıktı. Boyatmış olmalıydı.

Düşündüğüm şeyler ile kaşlarımı çatarak önüme döndüm. Kendine gel Kim Young! Kan bulmalısın. Kan ve av.

"Cidden o kadar kişiye karşı kendini savunabileceğini mi düşünüyorsun?" Sesindeki alaycıl ton 100 metre öteden belli oluyordu. Sinirlerime hakim olmak adına derin bir nefes verdim. Önüme gelen nehire ilerledim yavaşça. Karşıya geçmem gerekiyordu. "Beni küçümsemeye cürret etme Hwang." Çok uğraşmadan karşıya atlayıp nehirin diğer tarafından bana bakmaya devam eden bedene döndüm.

wolfgang | hyunjin ff ✔Where stories live. Discover now