yirminci bölüm | sadece sen ve ben

1K 101 141
                                    

İyi Okumalar ✨ | Wolfgang 🐺

Yorumlarınızı bekliyorum <3

Young Kim'in Gözünden :

























Aynadaki yansımama baktım gözlerimi kısarak. Berbat göründüğümden emindim ama bu kadarını da beklemiyordum açıkçası. Az önce duş aldığım için ıslak olan sarı saçlarımı geriye taradım. Beyaz tenimde belli olan yer yer yaralar saçlarımın geriye çekilmesi ile belirginleşmişlerdi. Gün geçtikçe iyileşip yok olsalarda hâlâ sızlamaya devam ediyorlardı. Gözlerim ise hızlı iyileşmek için fazlaca tükettiğim kan yüzünden kıpkırmızıydı. İç çekerek ıslak ellerimi havluya sildim. Yine de gün geçtikçe iyiye gidiyordum. Her şey iyi olacaktı.

Lavabodan çıkıp tekrardan odama giriş yaptım. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Hyunjin ise birkaç saat önce işinin çıktığını söyleyip ortadan yok olmuştu. Fazla üstelememiştim ben de. Ne de olsa önemli bir şey ise illa ki öğrenirdim. Evdeki herkes kendi odalarına çekilmişti ama ben daha birkaç saat önce uyandığım için uyumak istemiyordum. Minho yüzünden tek yaptığım uyumak, ağrı kesici almak ve beslenmekti. Eğer kurallara uymazsam Hyunjin ve Alice tarafından azar işitiyordum. Adeta bir çocuk gibi onları dinliyordum ben de.

Derin bir nefes vererek odadaki koltuğa oturdum. Çalışma masamın üzerindeki günlüğe kaydı gözlerim. Sık sık günlük tutan biri değildim ama duygularımı kağıda aktarmayı severdim. Günlüğü elime alarak sayfaları karıştırmaya başladım. Göz ucuyla tek tük sayfaları incelerken zamanın ne kadar hızlı akıp geçtiğini fark ettim. Hyunjin ile dün tanışmış gibi hissediyor olsamda iki ay olmuştu neredeyse. İki ay içinde o kadar şey yaşamıştık ki. Minho geri geldi, Beom gitti... Hyunjin'e aşık oldum. O da bana. Alice eski aşığına kavuştu. Vien ise nefret etmeye çalıştığı kişiye kapılmıştı. Yeonjun baştan beri tavırlarını belli eden tek insandı. O hiçbir zaman Jung'a olan hislerini red eder gibi davranmamıştı. En önemlisi de birbirimizden deli gibi nefret ederken birlikte çalışıp bir sürü olmayı başarmıştık.

İç çektim bir sayfa daha çevirirken. Yeni açtığım sayfanın arasından bir kağıt parçası süzülerek yere düştüğünde kaşlarım havalandı. Arkasında küçük bir not olduğunu fark ettiğim fotoğrafı uzanıp aldım elime.

Beomgyu Choi'den, Young Kim'e.
Küçük kız kardeşim iyi ki doğdun ~ Seni her zaman koruyacağım YouYou.

Kalbimin sıkıştığını hissettim. Onu hâlâ çok özlüyordum. Elimdeki fotoğrafa uzun uzun baktım. İnceledim. Doğum günümde çekilen bir fotoğraftı. Beomgyu ve ben, gülümseyerek birbirimize bakıyorduk. Hâlâ burada olsaydı ? Muhtelemen gelir ve kapı pervazına yaslanır yumuşak bakışlarını bana dikerdi. Neden hâlâ ayakta olduğumu sorardı. Daha sonra gelir ve benimle sohbet ederdi. Beni dinler, öğütler verirdi. Gerçek bir aileye sahipmişim gibi hissederdim onun sayesinde.

Ne zaman ağlamaya başladım bilmiyorum. Fotoğrafa düşen göz yaşlarım sayesinde anladım ağladığımı. Böyle olmamalıydı... O gitmemeliydi...  "Şu an burada olsaydı ağladığın için sana kızardı."

Varlığını fark etmediğim Hyunjin'in sesini duyduğumda hızla sildim gözyaşlarımı. Dizlerimin üzerindeki günlüğü bir çırpıda kapatarak masanın üzerine koydum tekrardan. "Ağlamıyordum ben. Gözlerim yaşarmış..." Derin bir nefes alarak göğsünde bağladığı kollarını serbest bıraktı. Siyah saçları gittikçe uzuyordu. Dolgun dudaklarında buruk bir tebessüm yeşerdi. Bana doğru birkaç adım atarak önümde durdu. Dizlerini kırarak eğildiğinde göz göze geldik. Güven veren türden bir tebessüm vardı yüzünde.

wolfgang | hyunjin ff ✔Onde histórias criam vida. Descubra agora