on birinci bölüm | korkmak

1.3K 126 126
                                    

İyi Okumalar ✨  | Wolfgang 🐺

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum

Hwang Hyunjin'in Gözünden ;



























Soğuk hava estikçe dalgalanan saçlarımı tek elimle düzelterek etrafı izlemeye devam ettim bir süre daha. Ormandaydım ve saat geçe yarısını çoktan geçmişti. Minho geleli neredeyse üç gün oluyordu. Herkes meşguldü. Minho panzehir üzerinde çalışırken bizde boş bulunduğumuz çoğu zamanda antrenman yapıyor veya nöbet tutuyorduk.

Ama hiçbir şey yoktu. Gyunwo'daki tüm avcılar sessizleşmişti. Hepimizi tedirgin eden şeyde buydu. Bizi bekleyen şeyin ne olduğunu bilmiyorduk ama hazırlanmaya devam ediyorduk. Korumak istediğimiz sevdiklerimiz vardı ve hepimiz bunun için savaşmaya hazırdık. Derin bir nefes verdim dudaklarımın arasından. Deri ceketimin içindeki ellerimi çıkararak saatimi kontrol ettim.

02.57

Bakışlarımı henüz saatimden çekerek karşıya çevirmiştim ki arkamdan gelen çatırtı sesleri ile hızla oraya döndüm. Kaşlarım çatılırken gözlerimi seslerin gelmekte olduğu noktadan ayırmamaya dikkat ettim. Sesler bir anda kesildiğinde gözlerim kısılmıştı. O yöne doğru gitmek için yeltendiğimde bu sefer sağ tarafımdan gelen çatırtılar ile duraklayarak vücudumu o tarafa çevirdim. Dudaklarım yavaşça yana doğru kıvrıldı. Sesler tekrar kesildiğinde beklemeye başladım.

Ancak hiçbir şey duyamıyordum, sesler tamamen kesilmişti. Tek duyabildiklerim baykuş sesleri ve kendi nefes alışverişlerimdi. Kısa süren bir sessizliğin ardından az önce dikelmekte olduğum yere doğru ilerledim. Bu sırada adeta bir rüzgar gibi yanımdan geçen beden dizime attığı tekme sayesinde beni yere düşürmüştü. İnleyerek ellerimden destek alarak doğrulmaya çalıştığımda bu sefer sırtımda bir ağırlık hissetmiştim. Boynuma sarılan kolların sahibi kıkırdamıştı.

"Pes et Hwang!"

Sırıtarak boynumdaki kollarını sıkıca tuttum ve onu birkaç metre uzağa fırlattım. "Bana en iyini göstermelisin Young Kim." Onun üzerine doğru gelmek üzereyken o çoktan hızını kullanarak arkama geçmiş ve saçımı tutarak boynuma açığa çıkarmıştı. Sıcak nefesini kulağımın arkasında ve ensemde hissedebiliyordum. Tüylerim diken diken olurken sertçe yutkundum. Onun üzerimdeki etkisi tehlikeliydi. "Seni öldürmekten sadece bir ısırık uzaktayım Hwang Hyunjin. Bir ısırık ve daha sonra işin bitti." Sesindeki hoş tını ile beraber fısıldadığında kendime gelmek adına silkelendim.

Hızlıca arkamı döndüm ve boğazından tutarak onu birkaç metre ötemizdeki ağaca yasladım. Yüzlerimizi yaklaştırarak nefeslerimizin birbirine çarpmasına izin verdim. Boşta kalan elimle kalbinin üzerini işaret ettim. "Ya önce ben kalbini sökersem?" Tek kaşımı kaldırarak ona baktığım sırada sırıtmakta olduğunu fark etmiştim. Epey eğleniyor olmalıydı.

"Avcılarla dövüşürken bu kadar flörtöz olmamalısınız." Hemen arkamızdan gelen ses ile göz devirmeden edemedim. Arkamı dönmeden Young'un boynundaki ellerimi gevşettim. "Siktir git Yeonjun." Bahsettiğim antrenmanlar buydu işte. Ormanda gizlice birbirimize saldırıyorduk. İşin eğlenceli tarafı ise her an tetikte olmamız gerekiyordu.

"Onu öldürmek istesem çoktan ölmüştü. Çok yavaş hareket ediyor. Üstelik ona çok iyi saldırdım. Nereden geleceğim hakkında bir fikri yoktu." Young yaslandığı ağaçtan ayrılarak beni geçip Jung ve Yeonjun'a doğru ilerledi.

wolfgang | hyunjin ff ✔Where stories live. Discover now