dokuzuncu bölüm | lee minho

1.4K 132 67
                                    

İyi Okumalar ✨  | Wolfgang 🐺

Young Kim'in Gözünden ;
















"Kapı zili nerede?" diye sormuştu Jisung, büyük siyah kapıyı incelerken.  Beomgyu önden ilerleyerek siyah kapının önünde durmuştu. "Merak etmeyin. Çoktan burada olduğumuzu biliyordur. O sahneye görkemli çıkmayı sever." demişti, elini desenlerin olduğu kapıda gezdirirken. İşte buradaydık. Lee Minho'nun büyük malikanesinin hemen önünde duruyorduk. Dakikalardır buradaydık ama ne o kapıyı açmıştı ne de biz zili çalabilmiştik. Kapının zili yoktu.

Hyunjin huysuz tavırlar içinde birkaç adım atarak kapının önünde dikeldi. "Burada daha ne kadar bekleyeceğiz?"  Elini havaya kaldırarak birkaç kez tıkladı. Hepimiz suspus olmuş bir şekilde olacakları beklerken saniyeler sonra büyük kapı yavaşça açılmıştı. Açılmıştı evet ama eve giremiyorduk. Kapının hemen girişinde tuzla çevrilmiş bir çizgi vardı. "Çember açmış. Hadi ama Minho biz düşman değiliz." diyerek yakındım, omuzlarımı düşürerek.

Koruma büyüsü yapmıştı. Bu büyüyü büyü sahibi dışında kimse kolay kolay bozamazdı. Eğer o çizgiyi geçmeye çalışırsak bile saniyeler içinde küle dönüşürdük.

"Bunu evime kurt adam getirmeden önce düşünmeliydiniz Young." Karanlık evden gelen tanıdık ses beni güldürmeye yetmişti. "Onlar bizim arkadaşlarımız." demişti Beomgyu. Bunu demesi ile birlikte çizginin hemen tarafındaki bedeni belirdi Minho'nun. Yüzünde hiçbir zaman eksik etmediği o herkesi sinir eden, keyifli sırıtışı vardı. Lee Minho her zaman ki gibiydi. Ne eksik ne fazla.

Hyunjin'in hızla yanıma geçtiğini hissettim. Dik ve sinirli bakışlar atarak Minho'ya bakıyordu.

"Ne zamandan beri kurtlarla yakın arkadaşsınız? Onları benim evime getirecek kadar hem de? Bunu nasıl affedebilirim?" Ardı ardına sıraladığı sorularla eş zamanlı olarak tek kaşı havalandı. Tedirgin olduğu belliydi. Ancak korkmuyordu. Sadece anlamaya çalışıyor gibiydi.

Başımı yana yatırarak sırıttım. "Bizi hiç özlemedin mi Lee Know?"

Minho'nun ciddi yüzü birkaç saniyeliğine etkisini yitirdi ve gülümsedi. "Üzgünüm tatlım, bir süre bu mesafeden özlem gidereceğiz. Özellikle şu yanındaki arkadaşın bana öldürecekmiş gibi bakmaya devam ederse. Sakin ol koca adam kimse onu senden çalmayacak. Ve hayır onunla aramda hiçbir şey olmadı."

Bakışlarımı Hyunjin'e çevirdiğimde şaşkın bir şekilde Minho'ya baktığını fark ettim. "Sen az önce zihnimi mi okudun?" diye sormuştu. Minho gülerek kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı. "Sadece içinden oldukça sesli düşündüğün şeyleri dinledim o kadar."

Ortama garip bir sessizlik hüküm sürmeye başladığında bir gariplik sezsemde Beomgyu'nun atmosferi dağıtması ile düşüncelerim son buldu. "Bunlara ayıracak zamanımız yok Minho. Buraya ciddi bir konu hakkında konuşmaya geldik. Eğer izin verirsen içeride konuşmak isteriz. Dediğimiz gibi kurtların hiçbir kötü niyeti yok, onlar bizimleler."

Minho gözlerini Jisung ve Hyunjin arasında teker teker gezdirirken kısık sesle mırıldandı. "Bundan pek emin değilim.."

Birkaç adım gerileyerek elini kaldırdı ve tuzdan çizginin üzerine çıkardı. "Fadul!" Tuzlar anında etrafa dağıldığında çizgi de kaybolmuştu. Minho kollarını göğsünde bağlayarak arkasına döndü. "Lee Minho'nun malikanesine hoşgediniz o halde. Umarım sağ bir şekilde çıkabilirsiniz."
Omzunun üzerinden bir bakış atarak salon olduğunu düşündüğüm yere giriş yapmıştı.

Kafamı olumsuz anlamda iki yana sallayarak  içeriye doğru adımladım. Beomgyu çoktan içeri girmişti. Arkama dönerek hala kapı pervazında dikilmekte olan ikiliye döndüm. "Hadisenize."

wolfgang | hyunjin ff ✔Where stories live. Discover now