on dördüncü bölüm | ilk adım

1.6K 118 156
                                    

İyi Okumalar ✨  | Wolfgang 🐺

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum sevgili okurlarım ♡


Alice Kim'in Gözünden;























At kuyruğu yaptığım kısa saçlarımı sıkıca bağladım üzerimdeki günlük kıyafetleri düzeltmeden hemen önce.
Aynadaki görünümüne memnun olmuş gibi bakış atarak masamın üzerinde duran kadehi parmaklarımın arasına aldım. Bugün hepimizin beklediği o gündü. Kiliseye gizlice gireceğimiz gün. İntikam günü.
Mental olarak hala iyi olmasakta fiziksel olarak daha güçlü bir hale gelmiştik. Minho'nun bize getirdiği güç iksirleri ve saat başına içtiğimiz litrelerce kan bizi kendimize getirmişti.

Birkaç yudumda kadehimi bitirerek yatağımın üzerindeki küçük bavula ilerledim. Orada tam olarak bir hafta kalmayı planlıyorduk. Ben, Vien, Young ve Yeonjun. İçtiğimiz iksir sayesinde bizi tanıyamayacaklardı. Tabi iksirin süresi o kadar uzun bir süre değildi. Bu yüzden hızlı ve tetikte olmalıydık.

Son olarak birkaç kıyafetimi bavuluma yerleştirdiğim sırada odamın kapısı tıklatıldı. "Gel." dedim beklemeden. Kokusundan kimin geldiğini anlamıştım çoktan. Chris tamamen siyah giyinmiş bir şekilde odama girdiğinde elinde bir kan torbası tutuyordu. Çatık kaşları önce benim üzerimde sonra da yatağın üzerindeki bavulda gezindi. Ben işime geri dönerken o kapıyı kapatarak içeri ilerledi.

"Oraya gitmek konusunda eminsin değil mi ?" diye sordu, boş kadehi kan ile doldururken. Uzun zamandır sürekli bunu yapıyor ve beslendiğimden emin oluyordu. Usulca kafa salladım son olarak tişörtümü yerleştirirken. "Yüzüncü kez söylüyorum eve, Chris. Ve sen yüz birinci denemende bile benim fikrimi değiştiremeyeceksin. Cidden pes et artık."

Oraya gitmemi istemiyordu. Benimle gelmeyi teklif etsede kabul etmemiştim. Bunu bizim yapmamız gerekiyordu. Sürekli red etmeme rağmen hala bana kabul etmeyeceğimi bildiği tekliflerle geliyordu.

Bavulumu kapatırken bedenini arkamda hissettim. Çok geçmeden kolları iki yandan belimi sarmaladı. Sırtımı göğsüne yaslarken derin bir nefes verdi. "Sadece seni oraya kendi ellerimle bırakacak olmam sinirimi bozuyor. Senin tehlikede olduğunu bilmeme rağmen nasıl rahat olabilirim. Koskoca bir hafta. Seni henüz yeni bulmuşken tekrar kaybedemem Alice."

Yavaşça ona doğru dönerek ellerimi yanaklarına çıkardım. "Bana hiçbir şey olmayacak, biliyorsun. Beni kaybetmeyeceksin. Her şey yolunda gidecek güven bana." Gözleri endişeli bir şekilde bana bakıyordu. İfadesini okuyabildiğim kadarı ile elbette tatmin olmamıştı.

Büzdüğü dudakları ile sessizce yüzümü izledi. Burukça gülümsedim ve uzanıp yanağına bir öpücük kondurdum. Yakınarak beni kendine bastırdığında gülmek istedim. Konuyu değiştirmek amacı ile kıkırdayarak, "Koskoca alfa, bir vampirin yanında kediye dönüşüyor." dedim. Burnunu boynuma sürttüğü sırada boğuk sesi ile konuştu. "Alfa halimi ortaya çıkarmamı ister misin ?" Belimdeki elleri birkaç saniyeliğine sıkılaştığında dudaklarım iki yana kıvrıldı.

Ellerim gömleğinin iki yakasındaki düğmelere indiğinde muzipçe sırıttım. "Merak ettim doğrusu..."

Chris'in dudaklarına bir sırıtış yerleştiğinde ayaklarım geriye doğru adımlamaktaydı.










wolfgang | hyunjin ff ✔Where stories live. Discover now