yirmi dördüncü bölüm | final

1.1K 82 53
                                    

Son Kez İyi Okumalar ✨ | Wolfgang 🐺

Duygusal bir Carmen'im... Canım kitabım :") Destek veren herkese teşekkür ederim ♡

Young Kim'in Gözünden :


















"Yarana dikkat et." Alice'in uyarısına bir saniye bile kulak asmadı Vien. Elini karnına koyarak hızlı adımlarla salona ilerledi ve kendini koltuğa bıraktı. Birkaç gün önce yaşadığımız o büyük kavgada Felix'i korumak isterken yaralanmıştı. Ama Minho'nun erken müdahalesi sayesinde kurtulmuş ve hızla iyileşmeye devam ediyordu. Onun bu haline gülmeden edemedim hemen arkasından eski evimizin salonuna girerken. Evet, eski evimizin salonu.
"Burayı çok özledim." dedim, eskiden hep oturduğum tekli koltuğa atarken kendimi. Anılarımız gözümün önünden bir şerit gibi geçip gidiyordu.

Alice ve Yeonjun hemen arkamızdan gelip kendi yerlerine oturdular. "Tıpkı o günlerdeki gibi... Hep beraberiz." dedi Yeonjun hem mutlu hem kırgın sesi ile. Hepimizin gözleri boş koltukta takılı kaldı. Beomgyu'nun koltuğu. Koltuğun hemen yanında duran sehpanın üzerinde birkaç kitap vardı. Beomgyu'nun yarım bıraktığı kitapları.

"Onu özlüyorum."

Bu sesin sahibi Alice'ti. Sesinin titrediğini işitebilmiştim. Yutkunarak gözlerimi onlara çevirdim. Dördümüzün aynı şeyleri düşündüğünden ve hissettiğinden emindim. Onu çok özlüyorduk. Ama artık olan olmuştu bunun da farkındaydık.

"Hey... Beom burada olsaydı bu halimize kızardı. O yüzden toparlanın millet." Vien iki elini birbirine vurarak bizi kendimize getirdi. Derin bir iç çektim kafa sallarken. "Vien haklı. Yapmamız gereken şeyi yapalım. Eşyalarımın hepsi diğer evde. Uzun sürmeyecektir." Ayaklanıp koltuğun salonun ortasındaki sehpaya uzandım. Üzerinde hepimizin olduğu resimi alarak üst kata ilerlemeye başladım.

"Akşam yemeğine kadar bitirmemiz lazım." dedi Alice. "O neden?" diye sordu bunun ardından Yeonjun. Tek kaşımı kaldırarak omzumun üzerinden bir bakış attım Alice'e. "Birkaç sürprizim var." Ayrıntıya girmeden kestirip attığında sorgulamamıştık. Merdivenlerden çıkarak üst kattaki odalarımıza dağıldık.

Savaş bitmişti. Avcılar yok olmuştu. Namjoon, GD ve diğer tüm kötüler gitmişti. Ve biz eski yaşamlarımıza geri dönüyorduk. Tabi birkaç değişiklikle beraber. Hepimizin bir sürü haline gelmiştik ve artık bunu inkar etmiyorduk. Dün akşam Chris ve diğer kurtlar bize tam anlamıyla onların yanına taşınmamızı teklif ettiğine uzun uzun konuştuk. Sonuç olarak en iyisinin bu olacağına karar vermiş ve eşyalarımızı toplamak adına eski evimize gelmiştik.

İnanılır gibi değildi ama evet. Bir sürü olarak bir araya geliyorduk. Kurtlar ve vampirler.

Odama girdiğimde içime dolan hisse engel olamadım. Bu oda da birçok anım vardı. Tatlı veya tatsız bir sürü anım. Ve şimdi tüm bunlara veda ediyor olmak garipti. Bu ev hep bizim olacaktı. Ancak artık burada yaşamayacak olma fikri kalbimi acıtmıyor değildi.

Kapıyı kapatarak sırtımı duvara dayadım. Kıyafetlerimin hepsi diğer evdeydi. Benim için önemli olan birkaç şeyi alacaktım sadece. Eski günlüklerimi ve fotoğraf albümümü mesela. Ayaklarım istemsizce küçük kütüphaneme ilerledi. Benim için önemli olan kitaplarımı ve fotoğraf albümümü kutuya yerleştirdim.

wolfgang | hyunjin ff ✔Where stories live. Discover now