34

241 6 5
                                    

Uyandığımda karşımda Vladimir'i görürken giyinik haline bakıp sordum.

"Geldik mi?"

"Geldik. Uyanmanı bekliyoruz."

Bu hareketi hoşuma giderken belli etmeden kalktım. Üzerimi giyinmek için etrafıma baktığımda yerdeki kıyafetlerime uzanıp giyindim.

Arabaya bindiğimizde valizimi uzatıp oturdum. Yanıma geldiğinde arabayı çalıştırdı. Yola çıktığımızda özlediğim sokakalara, denize bakarken konuştum.

"Otele gidince o hain çocuğun cezasını keseceğim."

Sarp'a olan sinirim hala diriydi.

"Otele gitmeyeceksin."

Kaşlarımı çatıp ona döndüm.

"Nereye gideceğim? Başka gidecek yerim yok bu şehirde. Üstelik her şeyim orada."

"Halledilir."

Rahat tavrıyla gözlerimi devirdim.

"Beni otele bırak Vladimir. Senin evine gelmeyeceğim."

Cama döndüğümde kesin tavrımla konuştum. Umarım işe yarardı.

"Pekala. Otele bırakacağım ama Sarp'a bir şey yapmayacaksın. Ardından eşyalarını toparlayıp kendi isteğinle ayrılacaksın o otelden."

"Sarp denen o aptal çocuğu elimden kimse alamaz."

"Maria, ne diyorsam onu yap."

Sert bir sesle konuştuğunda cevap vermedim. Elbette o çocuk bu yaptığının cezasını ödeyecekti.

Otele geldiğimizde arabadan inip valizimi aldım. İçeri girip lobide ilerlediğimde asansöre bindim. Odamın önüne geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim. Kapıyı kapattığımda hala aynı olan odama girip valizimi bıraktım. Kasaya ilerlediğimde şifreyi girip takılara baktım. Geri kapattığımda banyoya giderken üzerimdekileri çıkardım.

Uzun bir banyo yaptığımda rahatlarken bornozumla odama girip koltuğa ilerledim. Manzarayı izlerken bir sigara yakıp arkama yaslandım. Aklıma Vladimir'le uçakta yaptığımız seks gelirken gülümsedim. Yatakta uyumlu bir ikiliydik.

Kapı sesiyle gözlerimi devirdim. Buraya gelmenin em kötü yanı buydu. İki dakika rahat bırakmıyorlardı insanı. Ayağa kalkıp kapıya yürürken sordum.

"Kimsiniz?"

"Sarp."

Sinirle kaşlarımı çatıp konuştum.

"Kendini seviyorsan benden uzak dur Sarp."

"Maria Hanım, konuşabilir miyiz?"

"Konuşamayız. Müsait değilim. Git."

Ses gelmediğinde gitmesiyle arkamı döndüm. Dolaba ilerleyip iç çamaşırlarımı giydiğimde üzerime beyaz kalın askılı bir atlet ve yeşil renk ince bir hırka giydim. Altıma bir kot pantolon giydiğimde çoraplarımı giyinip saçlarımı kuruttum. Makyaj yapmadan odayı toparladığımda valizimi yerleştirdim.

Akşam yemeği saati geldiğinde odadan ayrılıp restorana girdim. Masaya oturup yemeğimi söylediğimde gelmesini bekledim. Yemeğim geldiğinde sessizce yerken duyduğum sesle başımı kaldırdım.

"Maria? Oturabilir miyim?"

Kemal'i gördüğümde gözlerimi etrafta gezdirip başımı salladım.

"Bana kırgın olduğunu biliyorum."

Hatırlamaya çalıştım. Neden kırgındım? Vladimir aklımı başımdan almıştı.

Rus RuletiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin