52

197 8 7
                                    

Aradan geçen bir ayda neredeyse çökmüştüm. Her sabah geleceğine olan inancım biterken her akşam yine onu bekliyordum çaresizce. Yine kendimi derin bir boşluğa düşmüş gibi hissediyordum. Kafamın içinde çarklar dönüyordu, sen ölmeyi hak ettin diye. Sürekli sigara içiyor ve ne yapacağımı düşünüyordum. Ölmek fikri zoruma gidiyordu. Kendi hayatıma son verecek kadar cesaretim yoktu.

Doğru düzgün bir şey yiyip içmediğimden sürekli midem bulanıyordu. Çok sigara içtiğim içindi belki de. Umursamadım. Bir kahve ve sigarayla yaptığım kahvaltıyla midem bulandığında bu kez dayanamadan lavaboya koştum. Kusmaya başladığımda içim dışıma çıkana kadar kaldığımda yüzümün rengi atmıştı.

Derin bir nefes alıp yüzümü yıkadığımda halsizce salona uzandım. Aklıma aniden düşen fikirle doğrulduğumda yutkundum. Hamile olabilirdim. Hemen ayağa kalktığımda gözüm kararmaya başladı. Sendeleyip tekrar yerime oturduğumda bu kez dikkatle kalktım.

Odaya girip üzerimdeki eski kıyafetleri çıkarıp banyoya girdiğimde bir duş aldım. Kendimi daha iyi hissediyordum şimdi. Üzerimi giyinip hazırlanmaya başladım. Üzerime kalın bir kazak ve pantolon giydiğimde montumu giydim. Hazır olduğumda evden çıkacakken duraksadım. Evden çıkarsam geri girebileceğime şüpheliydim. Bu kez beni dinlemezdi bile. Yavaş adımlarla telefona ilerledim. O günden sonra onu hiç aramamıştım. Telefonu kulağıma götürdüğümde derin bir nefes aldım.

"Alo?"

Sesini duyduğumda gözlerimi kapattım istemsizce. Özlemekten burnumun direği sızlıyordu.

"Maria?"

Tekrar seslendiğinde kendimi toparlayıp konuştum.

"Ben, dışarı çıkacağımı söylemek için aramıştım."

"Çıkabilirsin."

Soru bile sormadan izin verdiğinde üzülmüştüm. Üzüldüğüme şaşırırken başımı salladım görebilecekmiş gibi.

"Tamam."

Kırgınca kapattığım telefona baktım birkaç saniye. Nereye gideceğimi bile merak etmiyordu. Aşağı inip evden çıktığımda gözlerim yanıyordu. Bahçeden çıkıp yürümeye başladım. Hem biraz temiz hava almak istiyordum hem de dışarıyı özlemiştim. Bir aydır evden bile çıkmıyordum. Yürüye yürüye ana caddeye çıktığımda tabelalara bakındım. Biraz anlamaya başlamıştım artık buranın dilini. İleride bir eczane gördüğümde o tarafa doğru yürüdüm.

Eczaneden aldığım teste bakmayı kesip çantama attığımda eve döndüm. Merakım içimi yerken yukarı çıktığımda banyoya girdim. Testi yapıp beklediğimde içimde garip bir his vardı. Bir kereyle olacağını sanmıyordum. Korunmayı bıraktıktan sonra yalnızca sarhoş olduğu gece sevişmiştik. Belki de kendi kendime kuruntu yapıyordum. Sonuca bakarken gördüğümde derin bir iç çektim.

Aşağı inip mutfağa girdiğimde buzdolabına bakındım. Bir şeyler atıştırıp salona geçtiğimde uzandım. Aklımdaki düşünceler yine konuşmaya başladığında dinlenmek için gözlerimi kapattım.

Akşamüzeri uyandığımda yüzümü yıkayıp dağılan eve baktım. Umrumda bile değildi. Su içmek için mutfağa girdiğimde evden gelen tıkırtılarla korkarak bakındım. Mutfaktan çıktığımda kapıdan içeri giren Vladimir'le neredeyse düşüp bayılacaktım. Gözlerim istemsizce dolduğunda onu inceledim. Yüzünde sert bir ifade vardı. Hala benden nefret ediyor olmalıydı. Ama gelmişti. Bu bile yeterdi.

Yanına gidip ona sarıldığımda gözlerimi kapattım. Kokusu burnuma dolarken gözümden bir damla aktı. Bana sarılmıyordu. Ona daha çok sarıldım. Neredeyse iç içe girecektik. Ellerimle yüzünü tuttuğumda biraz uzaklaşıp ona baktım. Onu inceledim uzun uzun. Her şey aynıydı. Uzanıp dudaklarını öptüm hemen.

"Çok özledim seni."

Kısık sesle konuştuğumda kapıyı kapatıp belimi tuttu. Bu hareketiyle içim biraz rahatlamıştı. Onu öperken bana karşılık verdiğinde dudaklarını içime çektim. Başımı yana eğip sıcak dudaklarını emdim. Dillerimiz birbirine dolanırken ellerini kalçama bastırdı. İnledim.

"Bana dokunmanı özledim."

Geri çekilmeden biraz uzaklaştığımda konuşmasını bekledim. Konuşmadı. Elimden tutup merdivenlere ilerlediğinde iç çektim. Peşinden çıktığımda odaya girerken kazağıma uzandı. İtiraz etmeden üzerimdekileri tek tek çıkardığımda iç çamaşırlarımla kaldım. Yatağa uzandığımda bana bakıp ceketini çıkardı. Yanımdaki komodinin üzerine bıraktığı silahının ardından gömleğini çıkardı.

Üzerime uzanıp beni öpmeye başladığında bacaklarımı aralayıp ona karşılık verdim. Ellerimi bedeninde gezdirirken her karışına dokunmak istiyordum. Öpüşmeyi kestiğimizde uzanıp iç çamaşırımdan taşan göğsümü öptü. Sessizce emip yaladığında onu izledim. Neden sessizdi anlayamıyordum.

Çatalıma burnunu sürtüp dişlediğinde elleriyle memelerimi sıkıştırdı. İç çamaşırımı çıkarmak için elini sırtıma attığında sırtımı havalandırdım. Çıkarıp yere fırlattığında boğuk bir ses çıkarıp başını göğsüme gömdü. İştahla göğsümü emmeye başladığında bana olan bu açlığıyla gülümsedim.

Birbirimize durmadan dokunup öperken ikimiz de çırılçıplak kaldığımızda üzerimde uzanırken elleriyle kalçalarımı okşuyordu. İnleyip kendimi ona sürttüm. Ön sevişmeyi uzattıkça uzatıyordu. Bir an önce içimde olmasını istiyordum. Çıkardığım kısık ama garip sesleri umursamadan memelerimi emdi, yaladı. Uzun bir süre sonra başını kaldırdığında dudaklarını yalarken ona gülümsedim.

İçime girmek için bacaklarımı çekiştirdiğinde ona aşağıdan bakıp kollarımı açtım. Kollarımı ensesinde ve sırtında gezdirdiğimde göğüslerimiz çarpışırken içime girdi. İkimiz de inledik derince. Gözlerim kapanırken başımı geriye attığımda vakit kaybetmeden bu kez de boynumu emmeye başladı. Kendini yavaş hareketle bana çarparken zevkle ard arda inledim. Boynumdaki ince deriyi çekiştirdiğinde vücudumuzdaki terler birbirine karışıyordu.

Sona yaklaştığımızı hissederken hızlandığında vücudum gerilirken dudaklarımı ısırdım. Gözlerim kapalıyken yalnızca aldığım zevke odaklanıyordum. Sinirlerim hassaslaşırken ikimiz de geldiğimizde rahatlayıp iç çektim. Tüm vücudum titriyordu. Hala içime akarken elimle saçlarını okşadım.

"Seni seviyorum."

Gevşeyen bedenimde hala hüküm sürerken başını kaldırdı. Ona bakmak için gözlerimi açtığım esnada başıma dayanan silahla yutkundum.

Rus RuletiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin