35

224 7 5
                                    

Benden istediği şey içimde bilmediğim yerleri heyecanlandırıyordu. Bana açıkça bir adım atması nefesimi kesiyordu. Ona gitmemi istiyordu, ben ne istiyordum? Hah, tabii ki ben de gitmek istiyordum. Ona olan duygularımın yalnızca tutku olmaması benim ölüm fermanım da olabilirdi kurtuluş biletim de. Bilemiyordum. Bu bilinmezlik beni boşluğa sürüklerken titrek bir nefes aldım.

"Yapamam Vladimir."

Elini benden uzaklaştırdığında onu tamamen kaybetme korkusu ruhumu amansızca parçalıyordu. Yutkundum. Korku gözlerime ev sahipliği yaparken ona döndüm. Gözüne baktım, en içine. Hayal kırıklığı canımın en içlerini acıtıyordu. Bu ifadeye dayanamıyordum sanki.

"Bu kadar yüreksiz olduğunu bilmiyordum."

Gitmek için arkasını döndüğünde kolunu tuttum sıkıca.

"Henüz yapamam."

Bana yüreksiz demesi umrumda değildi. Yalnızca bana böyle bakmasın, o yeterdi. Bu adam bana neden böyle onsuz nefes alamayacak gibi hissettirebilirdi? Kabullenmekten deli gibi korktuğumdu. Aklımın içinden bile geçirmezken şimdi... Kendime itiraf edemezdim. Ona da. Ama gitmesi demek benim de bitmem demekti.

"Ne zaman Maria?"

"En kısa zamanda."

"Sana inanmıyorum. Aşağılık kadının birisin."

Kızgın tavrıyla iç çektim. Yine eski haline dönmüştü.

"İnan bana. Bir seferliğine inan."

"Fazla zamanın yok."

Başka bir şey demeden elini çekip gitti. Arkasından bakarken içinde kaybolduğum duygu deniziyle ağlamak istiyordum.

Odama girer girmez kapıyı kapatıp sırtımı yasladım. Gözlerim kapanırken bir damla yaş yanaklarıma süzüldüğünde tekrarladım.

"Aptallık etme Maria. Kendini ona kaptıramazsın."

Üzerimdekileri yırtar gibi çıkarıp küvete girdiğimde kaynar suyla tenim haşlanırken düşünmemeye çalıştım. Bedenim sızlarken acının iyi hissettirmesiyle sırtımı yaslayıp rahatladım. Kendime gelirken derin bir inlemeyle gözlerimi araladım. Ne yaparsam yapayım aklımdan gitmiyordu!

Akşama doğru hazırlanmam gerektiğinde yatakta tembellik etmeyi kesip ayaklandım. Dolaba ilerleyip elbiselerde göz gezdirdiğimde siyah klasik bir elbise giyip üzerine blazer ceketimi giydim. İnce bir kolye takıp yüzüğümü taktığımda saçlarımı yukarıda toplayıp önden bir tutamını çıkardım. Makyajımı yapıp stilettolarımı giydiğimde hazırdım.

Odadan çıkıp restorana geldiğimde keyfim hiç olmamasına rağmen yalancı bir gülümsemeyle içeri girip birkaç kişiye selam verdim. Masalara yürürken Kemal el kaldırdığında yanına doğru ilerlemeye başladım.

"İyi akşamlar Maria."

Sandalyemi çektiğinde oturup gülümsemeye çalıştım.

"İyi akşamlar."

Yerime oturduğumda etrafa bakarken konuştum.

"Bu akşam burası neden bu kadar boş? Yalnızca birkaç kişi gördüm."

Garsonun gelmesiyle menüye bakındığımda yemeğimi söyleyip arkama yaslandım. Üzerimdeki gerginliği atmak için sudan bir yudum aldığımda garson gitti.

"Baş başa kalmak istedim seninle."

Baş başa kalmak istediğim tek kişi Vladimir'di. Keşke dönmeseydik diye düşünmüyor değildim.

"Maria, bana böyle soğuk davranman canımı sıkıyor. Biliyorum, kızgınsın bana. Ama yine de bana karşı mesafeli olman ve başka insanlarla samimi olman beni çıldırtıyor."

Duraksayarak konuştuğunda onu sabırla dinledim. Başka insanlar diye bahsettiği kişi Vladimir olmalıydı.

"O benim için önemli biri."

Sabit tutmaya çalıştığım ifademle konuştuğumda boğazımı temizledim. Önemliydi. Dile getirmek bile beni garip hissettiriyordu.

"Sen de benim için önemlisin Maria."

Samimiyetsiz bir gülümseme sunduğumda elime uzanıp tuttu. Elimi çekmemek için yutkunduğumda devam etti.

"Seni bu hayattaki herkesten daha çok sevdiğimi biliyorsun. Sana olan aşkımı görmek için daha ne kadar peşinde sürükleyeceksin beni? Bana hiç acımıyor musun?"

Acıyordum ama bu ezik oluşundandı.

"Artık beklemeye tahammülüm kalmadı. Bir an önce benimle evlenmen için neyim varsa verebilirim."

Evlenmekten bahsettiğinde şaşırmıştım işte. Böyle bir şey beklemiyordum. Yani, kardeşinden dolayı cesaret edemez diye düşünüyordum. Şaşkınlığımdan kurtulduğumda gülümsedim.

"Beni şaşırttın."

"Evlen benimle Maria, lütfen."

Sesindeki çaresizlikle ona acıdığımda iç çektim. Bu teklifi şimdi yapması... hiç de iyi olmamıştı. Tam duygularımı yeni yeni keşfedip dillendirirken, tam ona gelmemi istediğini söylerken...

"Ben, bilemiyorum. Biraz düşünmem için zamana ihtiyacım var."

Elimi çekecekken tekrar tuttu.

"Zaman deme bana. Beklemek istemiyorum daha fazla. Hemen yıldırım nikahıyla evlenelim istiyorum. Her şeyden çok istiyorum."

Koskoca adam karşımda onunla evlenmem için neredeyse ayaklarıma kapanacaktı. Bu, bu sabahtan önce olsaydı gururumu feci şekilde okşardı. Ben de bir an olsun tereddüt etmeden kabul ederim. Ama şimdi her şey değişmişti. Ben değişmiştim.

"Lütfen sakin ol."

Elimi çektiğimde arkama yaslanıp derin bir nefes aldım. Birkaç yudum su içtiğimde masaya koyduğu yüzüğün büyüklüğüyle neredeyse su boğazıma kaçacaktı.

"İzin ver, bu yüzük ölene dek parmağında güzelleşsin. Güzelliğine güzellik katsın."

Rus RuletiWhere stories live. Discover now