ASKER ŞARKISI | DÜZENLENİYOR

4. Bölüm

Açelya ulusoy

Araba hangarın önünde durduğunda sırayla indik. Askerler karonu alırken bende hangara yürümeye başladım.

Ortadaki masada oturmuş Onur'u beklemiyordum.

"onur"

"ablacım" dedi bana sarılarak. Arkamdan içeri gilen time silahımı uzattım.

Onur'un göz yaşları boynumu ıslattığında kafasını geri çektim.

"birine birşey mi oldu onur?"

"aldatıyormuş beni, altı yıldır beraber olduğum kadın en yakınımla aldatıyormuş. Ben tanıştırmıştım onları arkadaş olsunlar diye" diye yakındığında ufak bir küfür ettim.

Tim sessizce silahları yerine koyuyordu.

"ağlama onur, nasıl öğrendin?"

"simayın evine gittim. Anahtar vardı bende, yatakta yakaladım onları"

Ahmet abi yanımıza yaklaştığında onurun omzuna iki kez vurdu.

"gel konuşalım kardeşim" dediğinde onurun yüzünü eldivenli ellerimle temizledim.

Çenesine ufak bir öpücük kondurduğumda güldü. Bebekliğinden beri çenesinden öpülmeyi çok seviyordu.

Onur yanıma oturduğunda ayakta kalanlar da masaya kuruldu.

"üzülme diyemiyorum sana, kim olsa kırıp dökmeye başlar. Ama iyi tarafından bak senin için yanlış olan kişiyi buldun. Ya evlendikten sonra öğrenseydin bunları? Ne yapacaktın?" dedi Ahmet abi.

"evlenecektik zaten, evlenme teklifi bile etmiştim ona" dedi onur.

"şu kapıdan çıktığımız an konumunu söylüyorsun şu evin, gidip o kızın saçını başını yoluyorum!" diye bağırdım.

"yapma abla dövüp ne yapacaksın ben ona yakışan biri olmamışım, eğer ona uyabilseydim aldatmazdı" dedi onur.

"lan beni delirtme, sen değil miydin bu kız mezun olsun diye belge parası ödeyen? Sen olmasan nasıl mezun olacaktı! O belgeyi bir taraflarına sokarım onur!"

"sakin ol Açelya düzgünce konuşalım" dedi Çağatay.

"ya nasıl sakin olayım. Altı yıldır sevgili bunlar. Bu kız evden atıldı gitti onurda kaldı. Başı derde girdi onur koştu. Parasız kaldı kaç ay onur cebindeki tüm parayı kıza verdi! Benden almasa benim kardeşim o kız yüzünden parasız kalıyordu ya!" diye bağırdığımda onurun sol gözünden bir damla yaş düştü.

"onur eğer sen bu kızın ev adresini vermezsen ben gidip tüm sülalesini bulurum! Evlilik arifesinde olan sevgilisini nasıl aldattığını anlatır rezil ederim. Sokakta yürüyecek yüzü kalmaz!"

"abla yapamam" dedi özür diler gibi.

Hızla oturduğum yerden kalktım. Onurun yüzüne bile bakmadan hangardan çıkıp binaya girdim. Arkama baktığımda Çağatayın bana yetişmek için koştuğunu gördüm.

Sorgu odasına girdiğimde masa başındaki asker yerinden sıçradı.

"otur şuraya sana birini sorgulatmam lazım" dediğimde emrimi aldı ve koltuğuna oturdu.

İçeri Çağatay girdiğinde ikimiz de ona baktık.

"hadi be koskoca devlet karargahın sorgu odasına külüstür mü veriyor" dediğimde ekran açıldı.

"Simay başkesen" dediğimde asker aratmaya başladı. Konum bilgisi de dahil tüm özel bilgileri çıktığında kenarda ki ufak kağıda adresi yazdım.