24. Bölüm

3.7K 201 49
                                    

Satır aralarına bol bol yorum bırakmayı unutmayın.

Yeni bölüm için
70 vote ve 70 yorum

Vote ve yorum tamamlanmadan yeni bölüm atmayacağım. Bende bu hikayeye emek veriyorum ve en iyi şekilde de karşılığını almak istiyorum.

İyi okumalar

Açelya ulusoy

Sabah erken kalkmış babamlar ile beraber karargaha gelmiştik. Saatlerdir çıktığımız ve çıkacağımız görevler hakkında toplantılar yapıyorduk ve ben çok yorulmuştum.

Karşımda Çağatay ve babam oturuyordu, timi toplantıya almamışlar yanlızca tim komutanı ve üst rütbeli kişiyi istemişlerdi.

Aralıksız kırkbeş dakikadır karşımızda konuşan general'i izliyor ve anlattıklarını dinliyorduk. Sufi'nin adamlarından biri generale bir şekilde ulaşmış ve açıkça bizi tehtit etmişti.

"demek istediği, geçmişte onların dedelerinin yaptığı şeyleri şimdi ben yapacağım demek yani açıkça" diye konuştum.

"evet öyle, tarihten bahsetti söylediği isimleri araştırdık bindokuzyüz ellibir yıllarına dayanıyor bahsettiği savaş. O savaşı Türk ordusu kaybettiği için şimdi yine kaybedeceğimizi düşünüyor" dedi general.

Arkamızda dizilmiş askerler bizi dinlemiyor kafalarını hiç kaldırmadan önlerinde duran alet ve bilgisarlar ile ilgileniyorlardı. Hafta sonu Mardin'e göreve gidecek tim için hazırlık yapıyor o tim için koordinat belirliyorlardı.

"ve açık açık tehdit edecek kadar da canına susadı" dedi albay.

"evet" dedi general. Elinde tuttuğu dosyayı kapattı ve koltuğuna oturdu. Bu onun dilinde bu konu kapandı demekti. Bir saat önce önüne koyulan ve şuan soğuk olan kahvesinden bir yudum aldı.

"uzun zamandır göreve çıkmadınız, eğitim yapın bügün çürüyorsunuz artık" dedi general.

"emredersiniz komutanım, bügün öğleden sonra timi toplarım" dedi Çağatay.

"konuştun mu açelyayla aslı olayını?" diye sordu general. Çağatay yanlızca kafasını salladı.

General elini kaldırdı ve çağatayın omzuna bıraktı. "aferim evlat, her zaman dürüst ol. Doğrudan şaşma" dedi gururla.

Ayağa kalktı, biz ayağa kalkarken oturmamız için elini salladı ve harekat merkezinden çıktı.

"time almak istediğiniz çoçukla görüştünüz mü?" diye sordu albay.

"görüştük, çok hevesli ve toy." dedi Çağatay.

"komutanı ile konuştum, son zamanlarda çıkan en iyi istihbaratçı, yanlız çok fena ana kuzusu. Annesi bilmiyormuş özel kuvvetler de asker olduğunu, kadın oğlunu antalyada jandarma sanıyor" dedim gülerek.

"bak sen kerataya, annesinden saklıyor bir de. İyi diyorsanız en yakın zamana yemin töreni ayarlayalım" dedi albay.

O da harekat merkezinden çıktığında bizde çok kalmadık ve dışarı çıktık, herkes aynı yerlerine kurulmuş sohbet ediyordu.

Baran heyecanla birşey anlatıyor tim ise dinliyordu.

Savunmasını masama bırakmıştı, anlık bir sinirle timden atmak istemiştim ama buna kendi kararım ile pişman olmuştum. Yaptığı onun askerliğini bitirebilecek kadar ağır birşeydi fakat uzatmak da istememiştim. Zaten kendisi de Çağataydan defalarca kez özür dilemiş ve kendini affettirmişti.

ASKER ŞARKISI | DÜZENLENİYORWo Geschichten leben. Entdecke jetzt