12.bölüm

4.6K 207 19
                                    

Açelya ulusoy

Tam üç saat geçti üzerinden. Bir köşeye geçtim ve abimi izliyorum. Ölmemiş, yaşıyor. Beynim durmuş gibi hissediyorum. Tepki veremiyorum, konuşamıyorum, gözlerimi bile zor açıyorum.

Belkide hayal görüyorum?

Parmak uçlarım ile bacağımı tuttum ve tüm gücümle etimi sıkıştırdım. Acıdı. Hayal olamayacak kadar gerçek ve bir o kadar kötüydü.

Ben onun var olduğunu zaten biliyordum, peki annemler, yeliz, yıllardır babasız büyüyen nil?
Babasızlık ne demek çok iyi biliyordum. Abim döndüğünde ne olacaktı şimdi?

"abicim yemin ederim dinle beni, böyle olmak zorundaydı" dedi bana doğru yaklaşırken. Elimi kaldırdım ve onu durdurdum.

"git başımdan benim abim yok"

"Açelya lütfen" dedi tekrar. "abi, sen sadece laf kalabalığısın bundan sonra git uzak dur benden" dedim bir kez daha elimi kaldırarak.

"yaralarına bakıyım en azından olur mu, yemin ederim hemen giderim" dedi çağresizlikle.

"korkuyorum senden" dedim açıkça.

Gözünden akan yaşlarla arkasını döndü ve tam karşıma ileriye oturdu. Üzülüyordum fakat yapmak zorundaydım. Yaşayan abim için yıllarca göz yaşı dökmüştüm ben. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi abicim tavırlarına girmesini istemiyordum.

Helikopter sesi kulaklarımı tırmaladığında kafamı kaldırdım. İlerdeki boş tarlaya yavaşça iniyordu. Birazdan İçerden haftalardır kokusuna hasret kaldığım adam çıkacaktı.

Hızla ayağa kalktım ve onları beklemeye başladım. Hepsi teker teker indi, dağ gibi duruyorlardı. Yürüdüler, yürüdüler. Bize yaklaştılar. Hepsi ilk bana daha sonra yanımda duran abime baktı.

"çağatay" dedim sessizce. Silahını ve çantasını ter fırlatarak son birkaç adımı kapattı ve bana kollarını açtı.

"sevgilim.." farkında olmadan ciğerlerimi çıkartacak kadar çok sıkarak sarılıyordu fakat benim umrumda bile değildi. O kadar özlemiştim ki onu.. Hızla kollarımı boynuna dolamıştım bile. Uzun boyu ayaklarımı tam manasıyla yerden kesmişti.

"çok özledim seni, nasılsın iyi misin? Karnın nasıl, otur bakayım hemen" dedi telaşla beni yere bırakırken. Elleri karnımdaki sargılara gitti. Hızla o narin ellerini tuttum ve avucuma aldım.

"gerçekten iyiyim ve şuan ihtiyacım olan tek şey sensin" dedim sessizce.
Tim bizi takmadan abimle konuşuyordu. Onlar da anlamaz gözlerle abime bakıyor ve anlattığı şeyleri tek tek dinliyordu. Abimi haklı bulduklarını kafalarını sallamalarından anlıyordum.

Çağatayın dudağından sessizce öptüm ve geri çekildim. Artık ağlıyordum. Gözyaşlarım fiziksel acımdan değil kalbimin yarasından akıyordu.

"Çağatay, abim yaşıyormuş.." dedim ağlayarak. "demiştim sana, herkese. Yaşıyor" yüzümü avuçlarına sığdırdı ve alnımı öptü.

"yaşıyor sevgilim. Yaşıyor, kurban olurum sana lütfen ağlama. Çok çağresiz kalıyorum sen ağladığında." dedi gözyaşlarımı baş parmağı ile temizlerken.

Hızla geçen saatler benim için çok hararetli geçmişti. Annemlere ankaraya geri döndüğümü söylememiştik, albay sadece aileme beni bulduklarına dair haber yollatmıştı. Saatlerce hastanede çeşitli testlerden geçmiş ve yaralarım için tedaviye alınmıştım. Fiziksel yaralarım yavaş yavaş düzelse de kalbimde olan izler zor toparlanacaktı.

ASKER ŞARKISI | DÜZENLENİYORWhere stories live. Discover now