7.bölüm

6.2K 255 51
                                    

Açelya ulusoy

"içeriye sızan adam hangisi?" diye sordu Çağatay dürbünle tüm teröristlere bakarken.

"bilmiyorum komutanım, çok iyi kamufle olmuş"

"çok uzadı bu iş" herkes emrini aldığında mevzi aldılar.

Saniyeler içinde ateş sesleri yükseldi. Teröristler buldukları yerlere kaçarken biz çoktan neredeyse herkesi öldürmüştük bile.

Dakikalar sonra sesler kesildiğinde yavaşça yerimizden kalktık ve temkinli adımlarla kampa ilerlemeye başladık.

Etraf ölü insanların yeryüzüne çıkmış cesetleri gibiydi. Toprağın bile kabul etmeyeceği insanların ölü vücudları..

Çağatay ve ayaz kampa girip bizim için gerekli dosyaları almaya gittiler. Bizde dışarda tim ile beraber ayakta durmuş sohbet ediyorduk.

"maç var akşam"

"kimde toplanıyoruz"

"Çağatay komutanıma gidelim"

"kapıdan kovsun yine bizi dimi Enes"

"lojmanda toplanamayız kardeşim mecbur Çağatay komutanıma gidiyoruz"

"bana sordunuz mu" diye bir ses geldi. Kafamı sola çevirdiğimde kampın girişinde elinde evraklar ile bize doğru gelen Çağatay ve ayazı gördüm.

" hano hakkında herşey var bu evraklarda" dedi ayaz elindekileri sallarken.

"adamsın" dedim mutlulukla. Uzun süredir hano hakkında bilgi toplamaya çalışıyorduk fakat başarılı olamamıştık.

Albay içeri sızan bir Türk askeri olduğunu söylemişti. Onunla iş birliği yaparak gelmiştik buraya.

Ama biz onunla iletişime geçmemiştik. Albay ve general izin vermemişti.

Kimdi o sır gibi saklanan kişi?

"içeri sızan askeri gören var mı aranızdan?" dedim time dönerek.

"ben görmedim burda herkes ölü"

"lan biz adamı vurmuş olmayalım" dedi Kaan korkuyla.

"yok ya yapmamışızdır öyle şey saklanmıştır o" dedi baran kendini ikna etmek ister gibi.

Onlar koyu bir sohbete daldığında biraz ileri yürüdüm ve albaya bizim için bir helikopter göndermesini istedim.

Teröristlerin silahlarını ayaklarımla vura vura onlardan uzaklaştırdım. Kafamı kaldırdım yerden.

İlerde bir karaltı vardı. Birine benziyordu.

Bu oydu.

Yıllardır aradığım tek gerçeğim karşımda bana bakıyordu.

Heyanla yeleğimde olan mandalları silaha geçirdim ve ellerimi boş bıraktım.

Hala bana bakıyordu.

Adım attım, ona gitmek için adım attım.

Çok yaklaştım. Bu oydu. Saçları beyazlıyordu, hiç sakal bırakmayan kişi şuan sakallıydı. Saçları uzundu ve topuz yapmıştı.

Aramızda yanlızca yirmi metre kadar kaldığında elini kaldırdı ve beni dururdu.

"abi"

Sustu.

"ölmedin, biliyordum" dedim gözyaşlarım arasında.

Ona yaklaşmaya başladığımda geri doğru bir adım attı.

ASKER ŞARKISI | DÜZENLENİYORWhere stories live. Discover now