14.bölüm

4.1K 220 33
                                    


Açelya ulusoy

Çağatayı üst kattaki odasına çıkardım ve yatağa oturmasını sağladım. Elimde duran bavulu kapının kenarına bıraktım ve üstümdeki montu çıkardım, daha sonra çağatayın üstündeki montunu çıkardım.

"duşa girmek ister misin?" diye sordum önünde dururken.

"olur" dedi gülümseyerek. Üstündekileri çıkarmasına destek oldum ve boxerla kalmasını sağladım. Kaslı vücudu yara bere içindeydi. Karnındaki ve belindeki büyük sargılara gelirken eczaneden aldığımız su geçirmeyen bantları yapıştırdım.

"hadi üşümeden gir çabuk" dedim kolundan destek verirken. Kalktığında bana baktı ve saçlarımı öptü.

"çok yoruldun kaç hafta boyunca hadi uyu sen" dedi sessizce.

"olmaz, duş almana yardım edeyim sonra beraber yatarız" dedim gülümseyerek. Saçlarımı tekrar öptü ve geri çekildi.

"bekliyorum o zaman seni içerde" dedi ve arkasına bakmadan odadaki banyoya girdi. Belimdeki silahı komidine bıraktım ve üstümü çıkardım. İç çamaşırlarım ile kaldığımda banyoya girdim ve kapıyı kapattım. Çağatay akan suyun altında öylece duruyordu. Su bedenine akarken dağılıyor ve damarlarını gösteriyordu. Altında kalan boxer ıslanmış ve tamamen tenine yapışmıştı. Burdan bile belli olan büyüklüğe bakmamaya çalışarak yanına gittim ve geniş duşa kabine girdim.

Yerdeki mermerler akan su yüzünden sıcacıktı. Başlığı tamamen Çağataya çevirdim ve başından aşaya akmasını sağladım. Su ikimizi de ıslatırken yan taraftaki raftan şampuanı aldım ve avucuma döktüm.

Uzun ıslak saçlarına ellerimi geçirdim ve suyun altında köpürtmeye başladım, bir kez daha şampuanladıktan sonra durulanmasına yardımcı oldum.

Ona çıkması gerektiğini söyleyeceğim sıra dudaklarımı öptü ve suyu bana çevirdi. Su bu sefer benim başımdan akarken saçlarımı ıslatıyor ve sırtıma yapışmasını sağlıyordu. Az önce kullandığım şampuanı aldı ve saçlarıma döktü. Saçlarım küpürken hem onun elleri sayesinde rahatlıyor hemde içime nane kokusunu çekiyordum.

Saçlarımı da duruladığında yüzümü durularken avuç içlerini öptüm ve gözlerimi açtım.

"teşekkür ederim"

"ben teşekkür ederim sevgilim" dedi sessizce. Islak dudakları ıslak dudaklarıma değdiğinde yavaş ve acelesi tavırlar ile öpmeye başladı. Alt dudağımı hafifçe ısırdığında ani hareketi ile inledim. Yüzümüze akan su nefesimi tükettiğinde zor olsa da geri çekildim.

İkimiz de nefes nefeseydik.

"ben çok iyiyim şuan seni kucağıma alabilirim ne dersin?" diye sordu kollarını belime sarıp beni kendine çekerken.

"hastasın sevgilim hasta, ameliyattan çıkalı ne oldu şurda, iyileştiğinde görüşelim" dedim son kez yanaklarını öperken. O söylenirken ben suyu kapattım ve sürgülü kapıyı açarak çağatayın bornozuna uzandım.

Bornozu Çağataya giydirdiğimde diğer Bornozu da ben giydim ve duşa kalbinden çıktım.

"bantları çıkaralım önce"

"ben hallederim onları, sen üstünü giy üşüyeceksin" dedi bornozun şapkasını başıma takarken.

"üşümüyorum, sen yaparsan yaralarına zarar verirsin." dedim. Zarar verirdi çünkü hiç önemsemeden bantları ve sargıları çekiyor dikişlerin kanamasına sebep oluyordu.

Çağatayı odaya götürdüm ve yatağa oturttum. O beni izlerken eczaneden aldığım ilk yardım setini açtım ve sargı bezi, merhem, makas ve batikon çıkardım.

ASKER ŞARKISI | DÜZENLENİYORWhere stories live. Discover now