31|Büyük Bir Hata

1.1K 106 45
                                    

Oy ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

Keyifli okumalar!

     Karanlıkta yatağıma uzanmış, koca bir sessizlik eşliğinde tavana bakıyordum. Şu iki gün, hayatımda ilk kez kendimi sorgulamama neden olmuştu. Bana doğru gelen davranışım, Alkın'ın güvenini kırmıştı. Artık bana güvenmiyordu çünkü benim de ona güvenmediğimi düşünüyordu fakat bu doğru değildi.

Her şeyden bunalmıştım. Pek çok sorun dört bir yandan saldırıyordu ve ben onları çözmeden rahata eremeyecektim. Elimi komodine uzatıp iki gündür bakmaya cesaret edemediğim günlüğü aldım. Deri kapaklı defter, sırlarını ortaya dökmek için bekliyordu fakat benim bu sırları öğrenmeye cesaretim yoktu. Ayrıca bu, başkasının özeliydi ve bakmam hiç doğru değildi. En kısa zamanda Alkın'a vermeliydim. Tabii bana bunun için bir dakikasını ayırabilirse.

Telefona mesaj geldiğinde isteksizce ekranı açtım. Yaprak, gruba mesaj göndermişti ve bu bir ilkti.

'Simay kulübede bulduğun günlüğü oku.
Alkın'ın annesi gerçekten dövmeliymiş.'

'Nereden öğrendin?'

'Alkın'ın odasına gizlice girdim
ve annesinin başka bir günlüğünü buldum. Fabulasium'dan bahsettiği sayfalar var.'

Şaşkınlıkla mesajı okudum. Belki de Alkın'ın dövme yaptırmasının sebebi annesiydi. Annesinin sırları, Alkın'ın sırlarını da aydınlatır mıydı? Yine de günlüğü okumak doğru gelmiyordu. Sanki Alkın'a tekrar ihanet ediyormuşum gibi hissediyordum.

'Sence okumamız doğru mu?
Sonuçta bu annesinin özeli.'

'Böyle bir zamanda ahlak kurallarını
düşünecek değilim. Okuyamam diyorsan
bana ver.'

Egehan sohbete dahil oldu.

'Oku! Oku! Oku!'

Zaten Alkın Egehan'ın umrunda bile değildi. Onun ne hissedeceğini önemsemezdi fakat ben önemsiyordum ve günlüğü vereceğim biri varsa o da Yaprak değil Alkın'dı.

Dudaklarımı dişleyerek elimdeki deftere baktım. Son sayfa Alkın'ın doğduğu gün yazılmıştı. Kapağı hafifçe araladım fakat hemen kapattım. Yapamazdım, Alkın bunu da yaptığımı öğrenirse bir daha yüzüme bakmazdı.

Telefonu elime alarak Alkın'ın adına bastım ve mesaj attım.

'Alkın, biliyorum benimle konuşmak
istemiyorsun ama önemli bir durum var.
Müsaitsen arayabilir miyim?
Seninle ilgili.'

Mesajda konudan bahsetmek istememiştim çünkü mesajı kimlerin okuyabileceğini bilmiyordum. Birkaç dakika sonra telefonum çaldığında arayan Alkın'dı. Ellerim titremeye başladığında derin bir nefes aldım ve telefonu açtım.

"Alkın?"

"Ne söyleyeceksen hızlı olur musun? İşim var." dedi soğuk bir sesle. Bana bir dakika bile tahammülü kalmamıştı artık.

"Tamam, çok hızlı olacağım. Geçen gün, deniz kenarında bir kulübede senin annenin günlüğünü buldum. Neden orada olduğunu bilmiyorum. Hiç okumadım, merak etme. Sadece defteri ilk gördüğümde ne yazdığını merak edip öylesine bir sayfa açmıştım. Senin doğduğun gün yazılmış-" Hızla konuşmaya devam ederken Alkın aniden sözümü kesti.

"Annemin günlüğü mü?" Ses tonu aniden değişmişti. Telefonu ilk açtığı gibi duygusuz değildi artık.

"Evet. Onu sana vermek istiyorum. Yarın okula getireyim mi? Yoksa hemen mi istersin? İstediğin bir yere de getirebilirim." dedim.

Rüzgâr Sokağı'nın Tuhaf DövmecisiWhere stories live. Discover now