11|Değişim

1.7K 153 9
                                    

Oylarınız için teşekkür ederim. Yorumlarınızı bekliyorum :)

Keyifli okumalar!

     Hayat sürprizlerle doluydu ama ben şu sıralar hayatın sadece kötü sürprizleriyle karşılaşıyordum. Büyücü'nün benden öldürmemi istediği kişi Yaprak'ın annesiydi ve benim bunu yapmam imkansızdı.

Neden bu evrende sürekli tanıdığım kişilerle karşılaşıyordum? Burada daha önce görmediğim sadece dört kişi tanımıştım: Kral, Kraliçe, Prens Nealon ve bana dövüş dersi vermesi gereken ama benim yüzümden veremeyen asker Kaira.

Sıkıntılı bir nefes alırken bıkkınlıkla sırtımı ağaca yasladım. Yekta, Su Perisi Kraliçesi'nin Yaprak'ın annesi olduğunu biliyor muydu? Bilseydi böyle bir şey istemezdi herhalde fakat daha önce hiç ilgisi olmadığı birini neden öldürmemi istesin ki?

Boğazımda oluşmaya başlayan düğümü geçirmek için yutkunmaya çalıştım. Bu işten kurtulmamın bir yolu olmalıydı. Belki de önce kraliçeyle konuşarak durumun aslını anlamam gerekiyordu.

Ellerimi altın işlemeli mor eteğime koyarak hafifçe kaldırdım ve önümdeki küçük çalının üzerinden geçip saklandığım ağacın arkasından çıktım. Kraliçenin beni gördüğü zaman vereceği tepkiyi merak ediyordum. Herhalde o da benim gibi şaşırırdı.

Yavaş adımlarla nehrin kıyısına yaklaşırken terleyen ellerimi eteğime sildim. Kraliçe tahtında tüm zarafetiyle oturuyor, altında zıplayan mavi balıklarla konuşuyordu. Nehrin kenarında durduğumda eteğimin iki yanından tutarak hafifçe eğildim. "Kraliçem."

Su Perisi Kraliçesi'nin parlak gözleri üzerime çevrildiğinde ifadesizce bana baktı. Kaşlarımı hafifçe çattım. Beni tanımış gibi görünmüyordu. Tahtından yavaşça kalkıp "Buraya neden geldin?" diye sordu.

Beni gerçekten tanımamış mıydı yoksa rol mü yapıyordu? Belki de tanıdığını göstermemesi gerekiyordu. Peki Toprak'a bağırdığım için bana sinirli olabilir miydi?

Heyecanla titrek bir nefes aldım. "Ben size bir şey sormak istiyorum." diye cevap verdim.

Kraliçe suyun üzerinde süzülerek yürürken tam karşımda durdu. Meltem Teyze dünyada da güzel bir kadındı ama burada gerçekten büyüleyici görünüyordu. Su yeşili uzun elbisesinin üzerindeki kristaller ona ayrı bir parıltı katıyor, başındaki kristal taç tanrıça gibi görünmesini sağlıyordu. Bakışlarım yüzüne çevrildiğinde fark ettiğim bir detayla kaşlarım hafifçe çatıldı. Cildi saydam gibiydi ve cildinin altında kırmızımsı bir katman vardı.

Güneş ışığı mı böyle gösteriyordu? Gökyüzüne baktım. Güneş, çevredeki ağaçlardan dolayı tam olarak buraya ulaşamıyordu.

Cildini çözümlemeye çalışırken o da beni inceleyerek bana doğru yaklaştı. "Ne sormak istiyorsun?"

Yaklaşık iki metre uzağımda durduğunda fark ettiğim şeyle irkildim. Saydam teninin altındaki kırmızı katman kas ve kemikti ama kafatası şekli insana benzemiyordu.

Su Perisi Kraliçesi, Meltem Teyze değildi. O bir canavardı.

Kalp atışlarım hızlanırken nefes almaya çalıştım. Büyük ihtimalle Yekta, kraliçenin aslında canavar olduğunu biliyordu ama anlamadığım bir şey vardı. Yaprak bunu görmemiş miydi?

Rüzgâr Sokağı'nın Tuhaf DövmecisiWhere stories live. Discover now