18|Mesaj

1.3K 112 24
                                    

Yorumlarınızı bekliyoruum :)
Keyifli okumalar❣️

     Polis arabasının kırmızı ve mavi ışıkları yüzümde dans ederken gecenin serinliği tenimle birlikte ruhumu da üşütmeye başlamıştı. Bu gece biri kaybolmuştu ve ben bunun şokunu hâlâ üzerimden atamıyordum.

Toprak'ı elinde Hakan'ın maskesiyle gördükten sonra her şey çok hızlı ilerlemişti. Alkın hemen içeri gidip Egehan'a haber verirken ben Pelin için daha çok endişelenmeye başlayıp dışarıda onu aramıştım. Kısa süre içinde onu korunun girişinde kumral çocukla otururken gördüğümde büyük bir rahatlamayla nefes vermiştim. O iyiydi fakat sarhoştu.

Pelin'i ayağa kaldırıp biraz da olsa kendine getirene kadar kafeye önce Hakan'ın ailesi, hemen ardından polisler gelmişti. Kimsenin gitmesine izin verilmediği için hep birlikte kafenin içinde bekliyorduk.

Diken üstünde endişeyle otururken bir de babamın beni aramasıyla daha da gerilmiştim. Babam annemden partiye gittiğimi öğrenmiş, telefonu açar açmaz beni azarlamaya başlamıştı fakat sözünü kesip olanlardan bahsettiğimde tedirgin bir sesle hemen geleceğini söylemişti.

Karmaşanın içinde gözlerim Egehan ve Toprak'ın bulunduğu küçük gruba kaydı. Egehan yıkılmış görünüyordu, Toprak ise yaşadığı şoktan yeni yeni sıyrılıyordu. Mete'nin gözlerindeki yaşlarla polislere neden onu hâlâ bulamadıklarını sorduğunu gördüm. En yakın arkadaşıydı ve bu bilinmezliğin onu dakikalar geçtikçe daha da yıprattığını biliyordum. Pelin'i ararken ben de böyle hissetmiştim. Çok şükür bir şey olmadan onu bulmayı başarmıştım fakat ne yazık ki Hakan için aynısı geçerli değildi.

Polisler Mete'nin sakin olmasını ve beklemesini söyleyerek kafenin yönetim bölümüne doğru gittiler. Büyük ihtimalle kamera kayıtlarını inceleyeceklerdi. Yanımda başını tutan Pelin'e dönerek "Sen bir şey gördün mü Pelin?" diye sordum. Hakan'ın ne zaman kaybolduğunu bilmiyordum fakat belki tanımadığı birilerini görmüş olabilirdi.

Pelin başını iki yana sallayarak "Maalesef hayır. Ben Orkun'la birlikte arka taraftaydım." diye cevap verdi. Demek kumral çocuğun adı Orkun'du. Orkun şefkatli bakışlarla Pelin'e gülümseyerek omuzunu sıvazladı. Ne kadar çabuk kaynaşmışlardı öyle? Pelin'in Egehan dışında başka bir erkekle vakit geçirmek ve yakınlaşmak istediğini sanmıyordum fakat görünen o ki Orkun imkansızı başarmıştı.

Orkun yeşil gözlerini Pelin'den alıp bana çevirdi ve elini uzattı. "Merhaba, ben Orkun. Tanışamamıştık." dediğinde yavaşça elini tutarak "Simay." dedim.

"Okula yeni mi geldin?" diye sorduğumda başını salladı.

"Evet, aslında partinin yapıldığı gün gelmiştim." dedi. O an Son Partisi'nde tanımadığım kumral bir çocuk gördüğümü hatırlayarak o çocuğun Orkun olduğunu fark ettim.

Hafifçe gülümseyip "Hoş geldin." dedim. "Bu arada bütün partilerimiz böyle olaylı geçmez normalde. Şansına iki parti de kötü bitti."

Pelin başını kaldırıp bana bakarak yüzünü buruşturdu. "Sen nereden biliyorsun? Duyan da daha önceki bütün partilere gittiğini sanır."

Gitmemiştim fakat herhangi bir olay olduğunu da duymamıştım. Orkun yeşil gözlerini kısarak gülümsedi. "Macerayı severim. Ayrıca parti benim için çok da kötü bitmiş sayılmaz." derken gözlerini Pelin'e çevirmişti. Pelin de utanarak ona gülümsediğinde kaşlarımı çattım. Burnuma tuhaf kokular geliyordu.

Rüzgâr Sokağı'nın Tuhaf DövmecisiWhere stories live. Discover now