5.5

217 22 8
                                    

"Günaydınn!" diyerek tam karşımdaki sandalyeye oturan ve yanına da bir kızı oturtturan Tuna ile Berk ile ettiğimiz sohbeti yarıda kesip onlara dönmüştük. Ben kızı incelerken cevap vermeyi unuttuğumdan Berk benim yerime konuştu. "Günaydın."

"Nasılsınız?" diye heyecanla soran Tuna'ya döndüğümde gülümsemeden konuştum. "İyiyiz." Tuna bu halime gülerken yanındaki kızı göstererek konuştu. "Bu Elvin, en yakın arkadaşım. Elvin zaten sizi yeterince tanıyor."

En yakın arkadaşım demesine içim yine de rahat etmezken gözlerimi Elvin'e çevirmemle Berk'e bakışları dikkatimi çekti. Hızla Tuna'ya gözlerimle Berk'e bakan Elvin'i gösterdiğimde Tuna da anlamış ve gülerek konuşmuştu. "Ya ben çok önemli bir şeyi unuttum, gitmem gerek." dedikten sonra ayağa kalkıp bana döndü. "Dolunay sen de bana yardım etsene."

"Edeyim." diyerek ben de hızla Tuna'nın peşine takıldığımda ikisini arkamızda bırakarak bahçeye çıkmıştık. "Sen biliyor muydun Elvin'in, Berk'e ilgisi olduğunu?"

"Hayır, ama benimle birlikte seni dolayısıyla sizi o kadar izledi ki hoşlanıyor olmasına pek de şaşırmam." diyerek bir banka oturduğunda ben de hızla yanına oturmuştum.

"Dünden sonra iyi misin? Bayılmışsın ya."

Tuna hızla bana dönüp şaşkınca sordu. "Sen onu nereden biliyorsun ya?"

"Ben sana mesaj atıp durunca Emir söyledi."

Tuna gülerek "Dolunay, beni bayıltabilecek etkin varmış üzerimde. Lütfen bundan sonra dediklerine dikkat et." dediğinde ben de gülerek başımı omzuna koydum ve gözlerimi kapattım. Tuna donup kalırken açıklama yapmak için geri kalkıp ona doğru döndüm. "Dün gece uyuyamadım da pek." demem ile başımı tekrar omzuna bastırması bir olmuştu. "Uyu o zaman sen biraz. Hem, açıklama yapmak zorunda değilsin. Omzum da, beynim de, kalbim de senin."

"Neden bizi yalnız bırakıp gittiniz?" diye soran Berk'e bakabileceğim en masum şekilde bakarken bunu yemediğini fark edip konuştum. "Elvin'in sana ilgisi var gibiydi, şansımızı deneyelim dedik." dediğimde Berk'in sinirli kaşları ve suratı gevşemiş, gülerek konuşmuştu. "İlgisi var mı sence sahiden?"

"Var tabi yakışıklı. Hayırdır, senin de ona var gibi sanki?"

"İyi kız yani, öyle. Ne? Anne bana mı seslendin? Geliyorum hemen." diyerek odasından çıkan Berk'in arkasından bağırdım. "Su Teyze evde bile değil. Gel buraya." dememle kapıda dikilip suratsız bir şekilde bana bakarken gülmemi durduramıyordum.

"Sakın bizimkilere söyleme bunu, çok dalga geçerler." diyerek gelip kendini yatağa attığında "Neden dalga geçsinler?" diyerek ben de yanına uzanmıştım.

"Tanıyorsun bizimkileri."

"Bence çok yakışırsınız, Elvin'i de çok tanımıyorum ama sessiz, çekingen birine benziyor. Hem Tuna'nın en yakın arkadaşıymış."

"Dörtlü takılırız mı diyorsun?" diyerek göz kırpan Berk'in omzuna vurarak konuştum. "Nerden çıktı bu şimdi? Öyle bir şey mi dedim ben?"

"Dolunay, siz Tuna ile nesiniz?"

"Arkadaşız."

"O seni seviyor ama sen ona karşı ne hissettiğini bizden biri ile bile konuşmadın."

"Çünkü Berkciğim," dedikten sonra yatakta oturup ona doğru baktım. "Bunu düşünmek istemiyorum, her şeyi zamana bıraktım. Nasıl hissediyorsam öyle davranıyorum."

Dediklerime gülümseyerek o da oturdu. "Anladım Dolunaycığım." dedikten sonra kollarını bana sarıp tekrar konuştu. "Özledim kız seni, bak bu Tuna'ya düşüp bizi unutursan kötü olur."

"Hah, ben mi satacakmışım sizi? Asıl sen kendine bak. Sende tam sevgili yaptıktan sonra arkadaşlarıyla görüşmeyen insan tipi var." dedikten sonra telefonumun çalmasıyla Berk'e sarılmayı bırakıp kenarda duran telefonuma uzandım. "Okyanus arıyor." diye Berk'e söyledikten sonra telefonu açtım.

"Alo, Okyanus?"

"Alo, ne? Hemen gelmem mi lazım? Ama ben de dışarıdaydım şimdi ya, ne çok mu acil? Tamam tamam hemen geliyorum." dedikten sonra telefonu bırakıp birkaç saniye içinde tekrar aramasıyla açtım. "Kız salmadı beni, ondan aradım. Nerdesin sen, senin yanına geleyim bari."

"Berklerdeyim."

"Hı iyi, geliyorum 15 dakikaya. Özle beni." diyip öpücük atınca gözlerimi devirerek telefonu kapattım. "Buraya geliyor."

"Gelmese şaşarım. Bak sakın yanında Elvin ile ilgili bir şey söyleme, ben sonra açıklarım herkese aynı anda."

Dediğine gülümseyerek imayla konuştum. "Nasıl açıklayacaksın? Seviyorum mu diyeceksin?"

"Of Dolunay! Boş konuşmayı bırak da gel yiyecek bir şeyler bakalım, acıktım." diyerek odasından çıkınca ben de peşinden mutfağa kadar onu takip ettim. "Makarna yapalım mı ya? Canım çekti."

"Başka bir şey yapmayı bilmediğin için makarna yemek istediğini saklama, Dolunay."

"Ya gerçekten canım çekti."

"İyi madem inanayım." dedikten sonra ocağın altını açıp makarna yapmaya başladığında ona yardım etmek yerine sandalyeye oturup onu izlemeye başladım. Çok geçmeden zilin çalmasıyla "Ben bakarım." diyerek kapıya doğru koşturdum.

"Hoşgeldin Okyanuuuss." diyerek kollarımı ona uzattığımda o da bana hızla sarılıp içeri geçti. "Hoşbulduk Doluunaayy."

Ardından onu mutfağa doğru sürükleyerek konuştum. "Aç mısın? Berk de bize makarna yapıyordu."

"Ya bu ne salak salak sorular kızım? Ben her zaman açım." diyen Okyanus tam sandalyeye kendini bırakmıştı ki ocağın başında duran Berk ellerini mutfaktaki havluya silip konuştu. "Ellerini yıkamadan oturma."

"Tamam anne." diyerek oturmasıyla kalkması bir olan Okyanus'un dediğine gülerken Berk göz devirerek ocağa geri döndü.

Okyanus geri gelip tekrar masaya oturduğunda ben de Berk'e yardım etmek için tabak ve çatal çıkarmaya karar verdim.

"Ya siz biliyorsunuzdur, Arden'deki bu haller ne?" diye soran Okyanus'a omuz silkerek bilmediğimi anlatırken ikimiz de Berk'e dönmüştük. "Ben bir şeyler anladım galiba ama bunu Arden'in size söylemesi daha doğru olur."

"Ne anladın ki?" diye sorduğumda Berk sıkıntıyla bana bakıp ardından konuştu. "Biraz düşünün, siz de fark edeceksiniz durumu."

"Hacı düşün diyosun da, düşünebilsem anlardım zaten değil mi?" diyen Okyanus'u onaylarken Berk'in uzattığı makarna dolu tabağı alıp masaya oturdum. "Ya ben de Ege'de bir haller seziyorum, çok durgun sanki bu aralar." dememle Okyanus da beni onayladı. "Evet öyle, içine kapandı birden."

"Niye ki? Bizim bilmediğimiz bir şey mi oldu?" diyen Berk'e "Sanmıyorum." dedikten sonra tüm dikkatimi önümdeki makarnaya verip iştahla yemeye başladım. Üç kişi yaptığımız dedikodudan çıkardığım sonuç Arden ve Ege ile özel olarak konuşmam gerektiğiydi, bir de gerektiğe kişiye duygularımı açmam.

Kar Tanesi|TextingWhere stories live. Discover now