6

4.2K 189 142
                                    

Öğlene doğru uyandım. Zor bir geceydi, derse girmek istememiştim.
Gece uzun bir süre daha kavga etmişlerdi, en sonunda onları birbirlerinden zorla özür diletmiştim ve barışmışlardı.

Gerinerek ayağa kalktım. Herkesin derste olduğunu düşünerek pijamalarımla aşağı indim. Ama yanılmıştım. Adrian, Terrence, Pansy, Laura ve adını bilmediğim bir çocuk daha vardı. Şöminenin önünde oturmuş bir şeyler yapıyorlardı.
Pijamalarımla gidemezdim, bu yüzden odaya geri gitmek için merdivenlere döndüm.

Terrence: Aa y/n değil mi o? Y/n, gelsene!

Eben Terrence, eben.
İçimden küfürler savurarak arkamı döndüm.

Y/n: Aa Terrence! Ben sonra gelirim ya.

Aptalca sırıtarak geri arkamı döndüm.

Laura: Pijamaların güzelmiş y/n.

Herkes gülmeye başladı. Bu kızı hiç sevmiyordum.

Y/n: Evet, pijama Laura. Sen gece yatarken abiye mi giyiyorsun?

Laura'nın yüzü düşerken diğerleri gülmeye devam etti.

Laura: Haha çok komikti(!).

Göz devirdim.

Pansy: Hadi n'olacak, biz bizeyiz zaten.

Omuzlarımı düşürerek yanlarına gidip Pansy'le adını bilmediğim çocuğun yanına oturdum.
Konuşmaya başlayacaktık ki ortak salona öğrenciler doldu. Kahretsin!. Ders bitmiş olmalıydı. Ve ben pijamalarımla herkesin önünde oturuyordum.
Ortak salona girenler beni süzüyor, gülerek geçiyorlardı. Salona Mattheo, Draco, Blaise ve Tom'un girmesiyle çoğu kişinin gözleri onlara kaydı ve fısıldaşmalar başladı. Onlar ise bize doğru geldiler, hepimizi ciddiyetle süzdüler ve hiç bir şey demeden yanımıza oturdular.

Blaise: Ne yapıyoruz?

Draco sırıttı.

Draco: Sanırım palyaço çağırmışlar. Baksanıza.

Yapma gülümsememle ters ters ona baktım.

Y/n: Dön önüne Malfoy.

Mattheo ortak salondakilere döndü.

Mattheo: Bu şansı çok tanımam ama isteyenler katılabilir. Kalabalık eğlenceli olur.

Demesiyle beraber kızlar çoğunlukta olmak üzere ciddi söylüyorum 15'e  yakın kişi kurduğumuz çembere katıldı.
Böylece neredeyse ortak salonun yarısını kaplayan bir çember oluşturmuş olduk.

Laura: Ne yapacağız?

Geçen 5 dakikanın ardından tanımadığım bir kızın öne sürdüğü fikri oynamaya başladık. Biri bir şey söylememizi isteyecekti, bizde sırayla cevap verecektik. Tanımadığım bir çocuk yalan söylemek olmadığı için basit bir büyü yaptı, yalan söyleyen kişi öksürmeye, hapşırmaya, hıçkırmaya veya değişik hareketler yapmaya başlayacaktı

Adrian: Ben başlıyorum. Eee, ciddi anlamda kimseye söylemediğiniz bir şeyi söyleyin. Hmmm, küçükken bir hayvanın üzerinde bir büyü denerken yanlışlıkla öldürmüştüm.

Ne söyleyeceğimi düşünüyordum.

"Bir gün boyunca 4 kişinin yanında çıplak bir şekilde kaldım."

Yuh!

"Yasak ormanda at adamlardan biri beni öldürmeye çalıştı."

At adamları hiç görmemiştim.

Laura: Aşık olduğum için 2 yıl boyunca tehtit edildim.

İşte bu garipti. Yani,  Laura... Bilirsiniz klasik gıcık kızlardandı işte.

Mattheo: Dün gece yanlışlıkla birinin ölümüne sebep oluyordum, eğer ona bir şey olsaydı kendimi asla affetmezdim.

Kafamı kaldırdım, göz göze geldik. Tom ve Draco bize bakıyorlardı.  Aklıma dün gece gelince gözlerimi kaçırdım.

Tom: En yüce duygunun nefret olduğuna inanıyorum. Bu yüzden kimseden nefret etmem, kimseyi bu yüce duyguya layık görmem.

İşte bu iyiydi. Kızlar resmen erirken kendimi düşündüm. Bende kimseden nefret etmezdim, sevmezdim orası ayrı... Fakat nefretin 'keşke'leri getirdiğine inanırdım hep, bu yüzden nefret etmezdim.

Draco: Küçükken zürafa olmak istiyordum.

NE? Okulun popüler çocuğu Malfoy zürafa olmak istediğini mi itiraf etmişti... Bugün gittikçe garipleşiyordu.

Herkes söyledi ve sıra bana geldi. Derin bir nefes aldım.

Y/n: Eee, babam ölmeden önce onunla kavga etmiştik. Ve... Eee, o ölmem gerektiğini söylemişti. Anlık sinirle asıl onun ölmesi gerektiğini söylemiştim. O ana geri dönüp ona sarılmak için canımı verebilirim.




Selaamm! Biraz hüzünlü bir yerde bitirdim sanırım. Üzgünüm, uzun zamandır bölüm atamıyordum. Derslerim çok yoğun. Biyolojiyle aram pek iyi değil ve sınav yaklaşıyor! Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen oy vermeyi unutmayın!
Sizi seviyorum<3.

544 kelime!


MATTHEO RİDDLE İLE HAYAL ET ( Askıda.)Where stories live. Discover now