19

1.9K 96 94
                                    

Kütüphaneye gittiğimde her yer karanlık olduğu için lumos yapıp asamın ışığıyla bağlama büyüleriyle ilgili kitapların olduğu kısıma bakarken bir kitabın başlığını görmemle kaşlarımı çattım.

Hortkuluklar ve Karanlık Lanetler

Daha önce hortkuluk adında bir şey hiç duymamıştım fakat içimdeki ses kitabı almamı söylüyordu.
Kitap kalın göründüğünden asamı ağzımla tutarak iki elimle kitabı yeriden çıkarıp yavaşça masaya koydum.

Masaya bıraktığımda tam kitabın sayfasını açacaktım ki adım sesleri duyduğumda sessizce bir küfür savurdum. Ne olursa olsun bu saatte buraya gelmeyi bırak, yatakhanemden çıkmamalıydım yoksa ceza yerdim. Bense burada oturmuş kitap okumaya hazırlanıyordum.

"Kim var orada?"

Filch'in sesini duymamla panik oldum ve hızlıca asamdan çıkan ışığı söndürdüm. Kitabı yerine koymayı akıl edemeyerek ayaklandım ve adım seslerinin tam tersine doğru koşar adım ilerledim.

"Kim var orada dedim! Hemen kendini göster yoksa cezan daha ağır olacak!"

Filch'in kedisi Bayan Norris'in miyavlamasını duyduğumda içimden lanet okumaya başladım. Hayvanları çok severdim fakat o aptal tüy yumağı şeytan gibiydi. Her şeye burnunu sokar, her bokun altından çıkardı. Birde sonra karşına geçip küstah küstah miyavladığında insanın boğası geliyordu.

Filch iyice yaklaşırken aklıma gelen fikirle resmen aydınlanma yaşayarak asamı karşı raflardan birine doğrulttum ve fısıltıyla büyüyü söylediğimde raftan rastgele bir kitap yere düştü.

Filch koştura koştura, yakalama hevesiyle oraya gittiğinde masaların arasından eğilerek geçip kendimi kütüphaneden dışarı attım.
Soluklanırken bile aklımda Tom olması o kadar sinirimi bozuyordu ki hiçbir şey düşünmeden yatakhaneye koşturdum.
Parmak ucumda ortak salona girdiğimde bomboştu.
Yatakhaneye doğru ilerledim ve kalbim deli gibi atarken yavaşça kapıyı açtım.
Mattheo'yla karşılaşmak istemiyordum.

Şanslıydım ki banyonun ışığı yanıyordu ve içeriden duş sesi geliyordu.
Ben gittikten sonra uyku tutmamış olmalıydı.
Parmak ucunda yürüyerek içeri girdim ve hızla dolabımı açtım.
Tom'un günlüğünü kıyafetlerim arasından aldım ve koşarak yatakhaneden çıktım.

Mattheo'yu gerçekten görmek istemiyordum.

Elimdeki günlükle beraber kimseye görünmeden astronomi kulesine çıktım.

Kuleye çıktığımda istemsizce aklıma burada yaşadıklarım geldiğinde yutkundum.
İçimde biriken öfke tekrar açığa çıktığında sertçe yere oturdum ve günlüğünü kapağını açtım.

Günlüğün tamamını okumak çok uzun sürerdi. Bu yüzden son sayfaları açmaya karar verdim.
Sayfaları çevirecekken birkaç cümle gözlerime takıldığında durdum ve okumaya başladım.

𝑲𝒐𝒓𝒌𝒕𝒖𝒈̆𝒖𝒎 𝒐𝒍𝒅𝒖.
𝑲𝒂𝒓𝒂𝒏𝒍𝜾𝒈̆𝜾𝒎 𝒐𝒏𝒖 𝒅𝒂 𝒊𝒄̧𝒊𝒏𝒆 𝒄̧𝒆𝒌𝒕𝒊.
𝑶̈𝒚𝒍𝒆 𝒃𝒊𝒓 𝒔̧𝒆𝒚 𝒚𝒂𝒑𝒎𝒂𝒚𝒂𝒄𝒂𝒈̆𝜾𝒏𝜾, 𝒃𝒆𝒏𝒊 𝒂𝒍𝒅𝒂𝒕𝒎𝒂𝒚𝒂𝒄𝒂𝒈̆𝜾𝒏𝜾 𝒃𝒊𝒍𝒊𝒚𝒐𝒓𝒅𝒖𝒎. 𝑭𝒂𝒓𝒌𝜾𝒏𝒅𝒂𝒚𝒅𝜾𝒎 𝒉𝒆𝒓 𝒔̧𝒆𝒚𝒊𝒏 𝒃𝒂𝒔𝒊𝒕 𝒃𝒊𝒓 𝒅𝒆𝒅𝒊𝒌𝒐𝒅𝒖𝒅𝒂𝒏 𝒊𝒃𝒂𝒓𝒆𝒕 𝒐𝒍𝒅𝒖𝒈̆𝒖𝒏𝒅𝒂𝒏.

𝑨𝒎𝒂 𝒚𝒂𝒑𝒂𝒎𝒂𝒅𝜾𝒎.
𝑯𝒆𝒓𝒌𝒆𝒔 𝒃𝒂𝒏𝒂 𝒂𝒄𝜾𝒚𝒂𝒓𝒂𝒌 𝒃𝒂𝒌𝜾𝒚𝒐𝒓𝒅𝒖. 𝑶 𝒂𝒑𝒕𝒂𝒍 𝒃𝒂𝒌𝜾𝒔̧𝒍𝒂𝒓𝒂 𝒌𝒂𝒕𝒍𝒂𝒏𝒂𝒎𝒂𝒅𝜾𝒎.
𝑩𝒊𝒓 𝒌𝒆𝒛 𝒅𝒂𝒉𝒂 𝒚𝒆𝒔̧𝒊𝒍𝒍𝒆𝒓 𝒃𝒆𝒏𝒊𝒎 𝒚𝒖̈𝒛𝒖̈𝒎𝒅𝒆𝒏 𝒔𝒐𝒍𝒅𝒖.
𝑶 𝒌𝒖𝒍𝒆, 𝒃𝒊𝒛𝒊𝒎 𝒎𝒆𝒛𝒂𝒓𝜾𝒎𝜾𝒛 𝒐𝒍𝒔𝒖𝒏 𝒔𝒆𝒗𝒅𝒊𝒈̆𝒊𝒎.
𝑶 𝒈𝒖̈𝒏 𝒚𝒂𝒈̆𝒎𝒖𝒓 𝒃𝒊𝒛𝒊𝒎 𝒊𝒄̧𝒊𝒏 𝒚𝒂𝒈̆𝒅𝜾.
𝑨𝒎𝒂 𝒎𝒆𝒓𝒂𝒌 𝒆𝒕𝒎𝒆 𝒃𝒐𝒔̧𝒖𝒏𝒂 𝒅𝒆𝒈̆𝒊𝒍𝒅𝜾. 𝑨𝒓𝒕𝜾𝒌 𝒉𝒆𝒓𝒌𝒆𝒔 𝒃𝒊𝒓 𝑹𝒊𝒅𝒅𝒍𝒆'𝒂 𝒃𝒖𝒍𝒂𝒔̧𝒎𝒂𝒏𝜾𝒏 𝒔𝒐𝒏𝒖𝒏𝒖𝒏 𝒏𝒆 𝒐𝒍𝒅𝒖𝒈̆𝒖𝒏𝒖𝒏 𝒇𝒂𝒓𝒌𝜾𝒏𝒅𝒂.
𝑯𝒆𝒓 𝒏𝒆 𝒌𝒂𝒅𝒂𝒓 𝒔𝒂𝒏𝒂 𝒅𝒂 𝒔𝒐̈𝒚𝒍𝒆𝒅𝒊𝒈̆𝒊𝒎 𝒈𝒊𝒃𝒊 𝒃𝒂𝒔𝒊𝒕 𝒃𝒊𝒓 𝒊𝒏𝒕𝒊𝒉𝒂𝒓 𝒔𝒂𝒏𝒔𝒂𝒍𝒂𝒓 𝒅𝒂 𝒂𝒓𝒕𝜾𝒌 𝒃𝒊𝒍𝒊𝒚𝒐𝒓𝒍𝒂𝒓.

MATTHEO RİDDLE İLE HAYAL ET ( Askıda.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin