18

2.1K 101 31
                                    


Duyduğum seslerle gözlerimi araladığımda yatakhanede değildim. Etrafıma bakındım ve Mattheo'yu aradım fakat yoktu.
Etrafı incelediğimde tam karşımda büyük, kapı gibi bir yer vardı ve üzerinde olduğum platformun yanları suyla doluydu.
Buraya daha önce gelmediğime emindim.
Buraya nasıl geldiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Uyurgezer değildim.
Ne oluyordu?
Adım sesleri çevremde yankılandığında hızla etrafımda döndüm ve ne olduğunu anlamaya çalıştım.

En son önüme döndüğümde hızlı ve sert adımlarla bana doğru gelen Tom'u görünce kaşlarımı çattım.

Gözlerimi yüzüne çevirdiğimde yutkunmak zorunda kalmıştım çünkü gerçekten o kadar korkutucu görünüyordu ki içimdeki ses koşup kaçmam için haykırıyordu.

Bana iyice yaklaştığında istemsizce geriye doğru adımladım.

"Neden buradayım? Buraya nasıl geldim?"

Dibime geldiğinde durdu ve gülümsedi.

"Artık sonsuza kadar bana bağlı olacaksın."

Kaşlarım çattım.

"Ne?"

Ne olduğuna anlam veremediğim için tepki bile veremeden kolumu tuttu ve arkasını dönüp beni sürüklemeye başladı.
Onu durdurmaya, kolumu ondan kurtarmaya çalışıyordum fakat işe yaramıyordu.

"Karanlığımdan bir parça sana vereceğim."

Kaşlarımı çattım.

"Bu ne demek oluyor?! Ne yapmaya çalışıyorsun Tom? Lütfen bırakır mısın?"

Beni hızla sürükleyip yere doğru resmen fırlattığında karşı koyamadım ve dengemi sağlamaya çalışırken yere düştüm.
Kafamı sertçe yere vurduğumda istemsizce acı dolu bir inleme bıraktım ve gözlerim hafifçe karardığında elimi başıma koyup zorla kendimi toparlamaya çalıştım. Kulaklarım uğulduyordu, hiç bir şey duyamıyordum.

Başımdan akan kanı hissedebiliyordum.

Kafamı Tom'a çevirdim.
Cebinden bir iksir şişesi çıkardı ve kafasına dikti.
Başım zonklarken ellerimi kulaklarıma götürdüm ve uğuldama geçsin diye ovuşturdum fakat hiç bir fayda etmedi.

Tom asasını bana doğrulttuğunda ayağa kalkmaya çalıştım.
Ayağa kalktığımda başımın deli gibi dönmesi ve gözlerimi  kararmasıyla tekrar yere düştüm.

"Tom bırak gideyim!"

Sesim çıktı mı onu bile bilmiyordum.

Tom'a döndüğümde bir şeyler söylüyordu fakat ben duymadığım için ne olduğun anlayamadım ve asasından çıkan ışığı gördüğümde yine bir deja vu yaşadım.

Ben daha neler olduğuna anlam veremeden nefesim kesildi ve ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim. 

Uğuldama geçtiğinde gözlerim kapandı ve son duyduğum şey Tom'un sesiydi.

"Merak etme sevgilim, artık benden kopamayacaksın."

Nefes nefese yatakhanede uyandığımda Mattheo yanımdaydı.

Gözlerimden yaşlar birer birer akmaya başladığında ellerimi göğsüme koydum.
Kâbus mu görmüştüm?
O kadar gerçekçiydi ki kalbim deli gibi atıyordu.

Mattheo gözlerini açtı ve beni gördüğünde hızla doğruldu.

"Siktir, y/n ne oldu? İyi misin?"

Kafamı aşağı yukarı salladım.

"Sadece kötü bir kâbus gördüm."

Kaşlarını çattı ve elini alnıma götürdü.

MATTHEO RİDDLE İLE HAYAL ET ( Askıda.)Where stories live. Discover now