22

1.6K 95 141
                                    

Elimizde sişelerle Draco'nun odasına doluştuğumuzda Draco bardakları çıkarmaya başlamıştı.

"Hadi oyun oynayalım, çok sıkıldım!"

Hepimiz Pans'e döndük.

"Ne oyunu?"

Bana baktı ve omuz silkti.

"Klasik parti oyunu, doğruluk ve cesaret ama alkollü olanından."

Sırıtarak, hevesle söylediğinde hepimiz sırayla kabul ettik.
Draco'nun odası Lucius Malfoy'un emri yüzünden tek kişilikti ve az eşya olduğu için fazlaca büyüktü.

Sırayla yere kurulduğumuzda Draco bardakları önümüze dizip ortaya boş bir şişe koymuştu.

Sırayla, ufak shot bardaklarına viski doldurduk ve fikir ondan çıktığı için Pansy çevirmeye başladı.

Bir ucu Pansy'e diğer ucuda Draco'ya geldi.

"Ay sana ne sorulur ki Draco? E klasik olsun bari. Hiç aşık oldun mu?"

Sahiden Draco'yu hiç biriyle görmemiştim.

"Evet, oldum. Şuan birine aşığım hatta."

Öyle bir söylemişti ki sanki yapmaması gereken bir şeymiş ve bundan pişmanlık duyuyormuş gibiydi.

Pansy sanki çok önemli bir şey olmuş gibi ağzını bir karış açtı ve gözlerini pörtletti.

"Şaka yapıyorsun! Ne yani bizim küçük Draco'muz aşık mı?"

Draco'nun kaşları çatılırken gülmemek için dudaklarımı ısırmak zorunda kalmıştım.

"Kapa çeneni Pansy."

Pansy dudaklarını birbirine bastırdı ve hayali bir fermuar çekti.
Draco şişeyi çevirdiğinde bir ucu Blaise'e diğer ucu Mattheo'ya gelmişti. Mattheo soruyordu.

"Pansy'e bir öpücük vermeye ne dersin?"

Blaise ve Pansy aynı anda birbirlerine döndüler ve yutkundular.
Blaise'in teninden dolayı çok belli değildi fakat Pansy kıpkırmızı olmuştu.
Bense gülümsemeden edemiyordum çünkü ufak çocuklar gibilerdi.

Biraz bakıştıklarında ellerimi birbirine çarptım.

"Hadi!"

Pansy sanki bakışmaktan sıkılmış gibi hızla ona doğru yönelince Blaise'de ona uydu ve sonunda kaç yılın buluşması gibi dudaklarını birleştirdiler.
Draco, Mattheo ve ben sırıtıyorduk. Az kişi olduğumuz için pek eğlenceli olmuyordu ama Pansy ve Blaise beni keyiflendirmişti.
O kadar uzun öpüşmüşlerdi ki ben nefessiz kalmıştım.
Sonunda ayrıldıklarında ufak bir alkış tuttum.
Önümdeki viskiyi içmek istiyordum ama oyunu bozmak istemiyordum.
Draco ayaklandığında hepimizin gözleri ona döndü.

"Ben Adrian'ı, Terrence'i falan çağırayım. Daha eğlenceli olur."

Sanki zihnimi okumuş gibi söylediği şeyle ona döndüm ve kafamla onayladım.

O çıktığında yanımda oturan Mattheo'nun kucağına doğru uzandım.
Blaise ve Pansy çok memnun kalmış olmamlılar ki tekrar öpüşmeye başlamışlardı.
Onların haline gülerken Mattheo'nun bacağına kafamı koyduğumda gözlerime bakıp gülümsedi ve parmakları özenle saçımda dolanmaya başladı.
Gülümsedim, hayatımda yaşamadığım aksiyonu yaşamıştım. Ölümden dönmüştüm ama mutluydum. Sanırım babam benimle gurur duyardı.
Mattheo doğru kişiydi, bunu bütün kalbimle hissediyordum.

Yattığım yerden elimi uzattım ve yanağını okşamaya başladım. Bana doğru eğildi ve dudaklarıma ufak bir öpücük konudurup geri çekildi.

"Eww, galiba kusacağım, ne bu romantiklik?"

MATTHEO RİDDLE İLE HAYAL ET ( Askıda.)Where stories live. Discover now