1. Bölüm

10.3K 348 223
                                    





Ay biliyorum benden Aşkım'ın Nefesi'ne bölüm bekliyorsunuz ama kendime engel olamadım... Çok çok özür dilerim. Öyle bir içimden geldi ki yazmadan edemedim. Yorumlarınızı çok merak ediyorum. 🙈🥰

Çok soft, çok keyifli ve birazda dram dolu bir hikaye olacak.

🍃🍃🍃

Keyifli okumalar 🥰

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum 🤗


⛔️ İki erkeğin aşkını anlatmaktadır, rahatsız olacak ve en önemlisi rahatsız edici yorumlar yapacaklar okumasın. ⛔️


——

"Ne var Melih? Kargalar bokunu yemeden neden aradığını söyle!"

"Ben sen olsam benimle iyi geçinirdim çünkü senin minik kuş şuan radarımda ve yalnız!"

Melih, can yoldaşını kudurtmanın en afili yolunu bulmuştu ve her seferinde bunu kullanmaktan çekinmiyordu. Özellikle böyle kükrediği zamanlarda nasıl durduracağını artık çok iyi biliyordu.

"Gevelemeden söyle! Nasıl tek başına hem, bir şey yok değil mi?" Telefonun ucundan önce sakinleşen daha sonra telaşlanan sese göz devirmişti Melih. İyi ki dostu şuanda karşısında değildi.

"Yok bir şey, hem ben peşindeyim." Melih tam nereye gittiklerini söyleyecekti ki sabırsız dostu hışımla kükremişti.

"Lan olum nereye gidiyor bu çocuk desene!"

"8 aylık mısın be! Sabret, lafı ağzıma tıkamasan aşağıdaki markete gittiğimizi söyleyeceğim ama sende insanlık...."

Melih "dıt...dıt...dıt" sesiyle cümlesini yarıda kesmişti. Kardeşinin bu hareketine olan siniriyle kendi kendine söylenmeye başladı.

"Ulan Timur, ulan Timur! Bu çocuk hepimizin intikamını alır inşallah senden! Sürter burnun, lambanın etrafında dönen sinek gibi pervane olursun inşallah!" Mırıltılar halinde söylenmesine ise içinden karşı çıkmıştı.

"Zaten bedduam tuttu amk çocuğun haline bak! Bebe neredeyse oraya götüne pervane takıp koştura koştura geliyor!"

Melih önünde aheste aheste giden çocuğu takip ederken ara sokaktan kardeşi koştura koştura yanına gelmişti.

Timur fit vücudunun aksine soluğunun taşıyor olmasına alışmıştı artık. Yüreği, sevdiğinin adı geçince bile kuş misali çırpınıyordu, izini bıraktığı sokaktan yürümek ne haddine.

"Günaydın kardeşim. Nasılsın, iyi misin, bence muazzamsın ama beni soracak olursan hiç iyi değilim. Sana büyük dargınım!" Timur, yandan bir bakış atarak derin bir soluk vermişti. Bu Melih için tehlike çanlarının çaldığının sinyaliydi.

"Ben mesajı aldım, çocukların yanına kaçıyorum reis." Timur'a herkes reis derdi, Melih ise işler ciddiye bindiği zaman ağzına alırdı bu sıfatı. Başını belli belirsiz sallayarak arkadaşını uğurlarken gitmek üzere olan kardeşinin omzuna elini attı. Fısıltıdan farksız şekilde dudaklarından bir eyvallah döküldü. Melih ise önemsiz dercesine başını sallayıp dostunun omzunu sıvazladı.

Markete girmek üzere olan sevdiğinin yanına büyük adımlar atarak varmış ve sevdiğini ürkütmemek için fısıltıdan farkı olmayan bir tonda seslenmişti.

"Berca?" Sevdiği, sesine doğru dönerken genç adam aralarındaki mesafeyi kapatmıştı.

"Timur Abi, günaydın." Neşeyle cıvıldayan sesine o göremese de kocaman gülümsemişti Timur. Zaten söz konusu bu ufaklık olduğunda insan nasıl kendine hakim olabilir ki?

Mahallemizin Abisi (bxb)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن