15. Bölüm

1K 81 189
                                    




Keyifli okumalar 🥳

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum 🍀


🐣


"Baba? Abi? Neredesiniz?..." Koridorda parmağımla duvardan yol çizerek ilerlerken tekrar seslenmiştim. "Abi? Neredesiniz?" Sessizlik korkmama sebep olurken uzaktan gelen adım seslerini işitmiştim. "Abi? Siz misiniz?"

Adım sesleri birbirine karışırken çok daha yakından gelmeye başlamıştı ve derin soluklarını da işittim. "Koçum... Oğlum, sen ne yapıyorsun burada?"

"Baba? Şey, baba ben uyandım.... Uyandım ama siz yoktunuz. Seslendim ama..." Etrafıma sarılan kollarla beraber babam "Şşştt..." diyerek beni susturdu.

"Özür dilerim oğlum, sen uyuyorsun ses olmasın diye bahçeye çıkmıştık. Çok mu korktun sen?" Hafifçe benden uzaklaşarak yüzümü elleri arasına alıp baş parmağıyla yanaklarımı okşamıştı.

"İyiyim, sadece kimse yok sandım evde. O yüzden endişelendim."

"Özür dilerim aslanım, özür dilerim seni endişelendirdiğim için oğlum. Gel, elini yüzünü yıkayalım rahatlarsın." Böyle özür dilemesi kendimi daha da kötü hissetmeme neden olurken beni yönlendirmesine izin vermiştim.

Salonda uyuyakaldığım için alt katta bulunan lavaboya getirmişti beni. Elimi yüzümü yıkayıp kurulamama yardımcı olurken üzerimi değiştirmek isteyip istemediğimi sormuştu ama gerek duymamıştım. Zaten okuldan geldiğimde duş alıp rahatlamıştım.

"Çok güzel yemekler yaptım, masayı da bahçeye kurdum. Sen seversin açık havada yemek yemeyi." Sessizce teşekkür edip kollarımı beline sarmıştım. Başımın üzerine derin bir soluk alarak öpücük kondururken huylanıp gülmüştüm.

"Herkes bahçede, çıkalım hadi." Beni bahçeye ilerletirken bir an durdurmuş, ayağıma terliklerimi giydirip tekrar ilerletmişti. Senelerdir aynı evdeydim ama hiç tek başıma yolumu bulamadım. Özellikle annem evdeyken sürekli değişen eşyalar yüzünden sağa sola çarpıyordum abimler de hiç kendi başıma hareket ettirmemişti. Annemle baş başa olduğumuzda da düşeceğim ya da bir şeyleri kıracağım diye ayak altında dolanmamı istemiyordu.

"Ooo abisinin kuzusu, günaydın!" Yağız Abimin neşeli sesiyle gülerken bende ona eşlik ederek karşılık verdim.

"Dikkat, otur oğlum." Oturmamla babam saçlarımı severek başımı öptü. Tabak seslerinin gelmesine eş olarak sandalye sesi de duymuştum.

"E hani bize?" Yağız Abimin eğlenen meraklı sesiyle ne olduğunu sordum. Babam, çorbadan bana içerirken abim gülerek onların tabağına yemek koymadığını söylemişti.

"Al, iç. Susarsın belki böylece." Timur Abi'nin derin bir nefes vererek konuşmasına gerilmiştim az da olsa. Hiç konuşmamıştı geldiğimden beri, sıkıntısı mı vardı ki? Önceden olsa beni her gördüğün de nasıl olduğumu, günümün nasıl geçtiğini sorardı.

Ben uyumadan önce gelmişti ve o zamanda kısaca bir selam verip çıkmıştı. Yanlış bir şey mi yapmıştım ki ona karşı? Acaba şeyi mi öğrendi?...

"Arııııınnn? Aaaa... Siz..." Adımı duymam, bahçe kapısının açılması ve Deniz'in şaşırması bir olmuştu. Onun böyle telaşla gelmesine karşı bende olduğum yerde merakla ayaklanmıştım. İki bileğimden de aynı anda tutulmasıyla kalakaldım. Babam bileğimi kelepçe misali hafifçe sararken Timur Abi, yumuşak şekilde tutup baş parmağıyla tenimde daireler çiziyordu.

Soluğum kesilecek gibi hissetmekten kendimi alıkoyamıyordum. Bu kadarının Timur Abiyle ilgisi olamazdı değil mi? Deniz'in telaşla gelmesinden dolayı korktum. Hepsi bundan dolayı! Onunla hiçbir alakası yok! Olamazda!

Mahallemizin Abisi (bxb)Where stories live. Discover now