Bölüm On

1.9K 234 12
                                    

Başını hızla bana çevirdiğinde kaşları havaya kalkmış, gözleri iri iri açılmıştı. Yüzünde gülmek ve gülmemek arasında bir ifadeyle, ''Ne?'' dedi.

Omuz silktim. ''Ne bileyim. Bu yüzünün hali ne o zaman?''

''Hiç.'' derken o da omuz silkti. ''Hiçbir şeyim yok. Ne olabilir ki?'' 

Ona doğru birkaç adım atarken, ''Öyle olsun.'' dedim. Patatesleri soymaya başlarken bunca şeyden sonra ister istemez aramızda oluşan yakınlığa güvenerek konuştum. ''Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim demişler ama sanırım o laf senin için geçerli değil.'' 

Gözleri kocaman açılarak bir kez daha omzunun üstünden bana baktı.

''Pardon, haddimi aştım mı?''

''Hayır. Hayır da bunu dile getiren kimseyle karşılaşmamıştım.'' dedi.

Tezgâha biraz daha yaklaşıp patateslerden birini elime aldım. Ona yardım etmek için ben de bir yandan soymaya başladım.

''O zaman sen de bunun farkındasın?''

Sadece güldü. Bu gülüş eğlenceli gülüşlerinden ziyade daha buruk ve çaresiz bir gülüştü.

''Neden hala arkadaşlığına devam ediyorsun?'' diye sordum. 

Sesimi biraz daha kısık içeriye gitmesini önledim. ''Furkan'ı belki senin kadar iyi tanıyorum. Görüyorum ki bu evrende de hiçbir şeyinden ödün vermemiş. Senin gibi biri onunla nasıl arkadaş olabilir ki?''

Karşılaştığımızdan beri ilk defa onun hakkında bu kadar çok konuştuğumu fark ettiğimde artık çok geçti. Yeniden özüme geri dönemezdim çünkü o bu evrende beni tanıyan ve yanımda olabilecek tek kişiydi.

''Benim gibi biri derken?''

Muzip bir gülümsemeyle suratıma bakarken gözlerimi devirdim.

''Başlama... Konuyu değiştiriyorsun. Ortada her şey.''

''Eski sevgilindi, değil mi?''

Bana cevap vermeden kendi sorularına keskin bir giriş yaptı.

''O mu? Maalesef.''

Sessiz kalmayı ve sadece 'anladım' der gibi başını sallamayı tercih etti. Patatesleri doğradıktan sonra elimden aldı.

''Ben yağa atayım. ''

Kızgın yağa korkutucu bir ses eşliğinde patatesleri atarken geri çekildim.

''İnşallah kafanda 'erkekler yemek yapamaz' diye cinsiyetçi bir düşünce yoktur.''

''Aslında var.''

Gülüşü kahkahaya dönüşürken, ''Onu hemen değiştir.'' dedi.

Mutfağın kapısından gelen sahte bir öksürük sesiyle ikimiz de yakalanmış gibi oraya döndük. Kapının pervasına yaslanmış Furkan sinsi sinsi gülerken, ''Yeni tanışan insanlara göre ne samimisiniz.'' dedi. Sesi bundan rahatsız olmuş gibi miydi yoksa aksine hoşuna gitmiş gibi miydi, anlayamıyordum. Gözüne sokacak şekilde arkamı ona dönerek ocağa yaklaştım ve patatesleri kontrol etme bahanesine sığındım.

''Boş boş konuşma, Furkan. ''

''Kanka biliyorsun ki dolu konuşmam.'' dedi oldukça rahat bir tavırla.

''Bilmez miyim? En iyi ben biliyorum.''

Furkan'ın arkamdan adım adım yaklaşan sesine aldırmadan önüme bakmaya devam ettim. Gelip hemen yanımda durdu ve sırtını tezgâha yasladı.

MAVİ AY (Tamamlandı)Where stories live. Discover now