0.4 episode: Dead Mouse

1.7K 137 28
                                    

Medya:
Rindou onu öldürmesin diye deli taklidi yapan Kanade

Adım sesleri yaklaşıyordu. Tüm bedeni zangır zangır titrerken, korkudan düşünme yetisini kaybetmişti.

Cesetlere baktığında, ölmenin onun için en iyi ihtimal olduğunu fark etti. Bu bedenlerin işkenceden geçirildiği o kadar belliydi ki...

Al sana iyi biri...

Kendini rahatlatmak için derin bir nefes aldı. Soğukkanlılığını korumalıydı.

Yoksa sıradaki ceset kendisi olacaktı. Hayır, her ihtimalde ölü bir bedene sahip olacaktı.

Karamsar düşünmeyi kes geri zekalı!

Saklanamıyorsa, saldırmalıydı. Sert bir alet olmalıydı. Gizlice arkadan yaklaşıp kafasına vursa...

Bu plan çok tutarsızdı. Adamın elinde silah varken, onunla yarışacak bir silah bulması zor olurdu.

Bu bedenleri nasıl öldürmüşlerdi? Elbette bir silahla... Evin bir yerlerinde silah olmalıydı. En azından kaçmasına yardım edecek bir şey...

Başka bir kapı daha vardı. Hızlıca oraya gitti.

Oda tamamen bembeyazdı, polisiye filmlerindeki sorgu odasına benziyordu. Tam ortada bir sandalye vardı. Sandalyenin ucundaki kan gözünden kaçmamıştı. Odanın kenarında kameralar vardı. Yana kırmızı ışıktan dolayı açık olduğunu tahmin etti.

Burası kesinlikle adamları öldürdükleri yerdi ,filmlerde hep böyle olurdu. Adam bir anda arkasından gelip, onu vuracak ve...

Ensesinde bir ürperti hissetti. Arkasında baktığında, kimsenin olmadığını gördü.

Bu gidişle kendi kendini öldürecekti.

Başka bir kapı yoktu. O an aklına gelen en saçma şeyi yaptı: sandalyeyi aldı ve kapının arkasına geçti.

"Burada olduğunu biliyorum, küçük fare. Ya da ölü fare mi demeliyim? Benim kim olduğumu biliyor musun? Rindou Haitani. Gerçi çalıştığın kişi seni bilgilendirmiş olmalı."

Çalıştığın kişi derken, kimi kast ediyordu? Bu ismi bir yerden hatırlıyor gibiydi.

"Rindou görevde olduğu için buradasın, Sanzu."

Babası olduğunu söyleyen manyak, kesinlikle bu herifi tanıyordu. Bir de Mikey vardı.

Kesinlikle bu isimleri bir yerden hatırlıyordu. Ama nereden...

Hafızasını zorlamak onu yormuştu. Düşünmeyi sonraya bıraktı. Gebermediği sürece pek bir önemi yoktu.

Sandalyeyi daha da sulu tuttu. Yapacağı şeyi kafasında hesapladı.

Kesinlikle gebereceğim. Gebereceğim, gebereceğim, gebereceğim...

Kes şunu, dedi kendi kendine. Şu acınası histen kurtulmak istiyordu.

Rindou kapıdan adım attığında, Kanade sandalyeyi adamın kafasına geçirdi.

Kırıldı. Rindou'nun kafası değil, sandalye. Rindou hâlâ sapasağlam karşısında duruyordu çünkü.

"Hayattaki şansımı s*keyim." dedi Kanade hayal kırıklığıyla.

Teddy Bear|Tokyo RevengersDonde viven las historias. Descúbrelo ahora