Teddy Bear|Tokyo Revengers

0.7 episode: Mad

"Bak... Bu yanlış anlaşılma için gerçekten üzgünüm."

"Asıl ben üzgünüm, Bay Haitani. Gerçekten gizlice Eve girmiş biri gibi davranıyordum..."

Rindou gitmişti. Ran ise gerçekten yorgun görünüyordu.

O sırada gömleğine bulaşmış kan dikkatimi çekti. Bir süredir uyku hapı almıyordum, bu gerçek olabilir miydi?

"Şey, Bay Haitani, gömleğinizdeki şey kan mı?"

"Ah, kasaba gitmiştik. Oradan bulaşmış olmalı." Yüzündeki gülümsemeyle bunları söylemişti.

Kafamı anladığımı belirtircesine salladım.

"Bu arada, devam edeceğin okula yazdırdım seni. Eşyaların da bir kaç saat sonra gelir. Okula yarın başlarsın, seni bir arkadaşım götürecek."

"Bay Sanzu mu?"

"Hayır, böyle bir şey istersen trafik kazası yapar ve yanında seni de öldürür." Kaşlarımı kaldırdığım şurada ekledi
"O piçe güvenmiyorum."

"İyi bir arkadaşlık ilişkiniz varmış." diye mırıldandım.

"Tabii, tabii..." Beni duymasını beklemiyordum ama bozuntuya vermedim.

Telefonun çalmasıyla bu garip durumdan kurtulduğum için şükrettim. Kimin aradığını tam olarak görmemiştim ama sanırım "Koko" yazıyordu.

O konuşmaya başladığında, tekrar onu incelemeye başladım. Boynundaki dövmenin anlamını çok merak ediyordum, aynı dövmeden Rindou'da da vardı. Duygusal bir anlamı falan vardı belki de.Belki de sırf fiyakalı duruyor diye.

"Alo"

"..."

"Yine ne oldu Koko(!)"

"..."

"Ne! İşte bana böyle haberlerle gelmelisin!"

"..."

"Bu gece, şu olayı kutlamak için bara gitmeye ne dersin? "

"..."

"Aman be, sıkıcı herif..."

Ne olduğunu merak ediyordum ama sessiz kalmayı tercih ettim.

Acaba bu adam neden yıllar sonra gelmişti?

Varlığımı gerçekten yeni mi öğrenmişti?

Annemle nasıl tanışmışlardı?

Annemin beni terk etme sebebini biliyor muydu?

O da beni terk edecek miydi?

"Peki sen benimle bara gelmek ister misin?" Ran'ın bu soruyu bana yönelttiğini anlamam birkaç saniye sürdü.

"Henüz 14 yaşındayım. Bu yasal değil."

"Takıldığın şey bu muydu? Senin için halledebilirim."

Bu adam gerçekten kafadan gidikti! Kim kızını bara davet ederdi ki? Onaylamazca başta kafamı iki yana salladım, neden böyle yaptığımı anlamamış gibi baktı.

"Peki, madem çok ısrar ettin."