Elindeki silaha baktı Hina. Aslında almak istemiyordu ama Ran ısrar etmişti.
Kanade ve Manjiro uyurken gizlice çıkmıştı Hina. Ran ona yardım teklif etmişti ama kesin bir şekilde reddedilmişti. Hina bu işi başkalarına da bulaştırmak istemiyordu.
Gerçi batacakları kadar batmışlardı da...
Büyük binanın merdivenlerini çıktı. Mikey burada, tek başınaydı. Zaten hep tek başınaydı ki.
Geçmişi saymazsak tabii. O zamanlar tek başına değildi Mikey.
Silahı hiç kullanmamayı umuyordu Hina. Takemiççi Mikey'in ölmesi istemezdi. Hele onun için bu kadar uğraşmışken. Ama belki de Mikey'i kurtarmanın yolu onu öldürmekti.
Ne ara böyle olmaya başladım ki, diye içinden geçirdi Hina. Canice davranıyorum.
Oğlu için her şeyi yapmaya hazırdı. Bu yüzden basamakları çıktı, Her geçen saniye Mikey'in yanına daha çok yaklaşıyordu.
En yukarı kata geldi. Mikey oradaydı. Gökyüzünü seyrediyordu.
"O kadar kişi öldürdükten sonra... hâlâ hiçbir şey hissetmiyor musun?"
"Hoşgeldin, Hina."
"Oğlumu öldürmeye çalıştın! Takemiççi'den sonra onu da benden alacaktın..."
"Niyetim hiçbir zaman onu öldürmek değildi."
"O yüzden mi onu tehdit ettin?"
Ve tokat attı. Tıpkı ilk tanıştıklarındaki gibi.
"Bu bana eski zamanları hatırlattı." diye mırıldandı Mikey. Hiçbir duygu belirtisi göstermiyordu.
Mikey aslında Manjiro'yu öldürmeyeceğini, dediklerinin sadece boş bir tehdit olduğunu söylemek istedi ama kendinde konuşacak güç bulamadı. Kendini yorgun hissediyordu.
Keşke Kanade Haitani'nin silah kullanma becerisi daha iyi olsaydı, diye düşündü Mikey. O zaman beni öldürmüş olurdu.
"Beni de mi öldüreceksin Mikey?" dedi Hina. "Daha önce pek çok kez öldürmüştün, yine öldürmek zor olmaz."
Bu acıtmıştı. Tıpkı Takemiççi'nin öldüğünü fark ettiğindeki gibi hissetti Mikey.
"Manjiro beni öldürmeyecekse... Sen beni öldür, Hina."
Gözleri irileşti Hina'nın.
"Yoksa oğlunu öldürürüm."
Boş bir tehdit.
Ran'ın verdiği silahı çıkardı Hina. Buna hazırlıklıydı zaten. Ran, eğer Mikey'i öldürmesi gerekirse onu şaklamak için yardım edeceğini söylemişti.
Ran'ın dedikleriyse farklı bir olaydı. Patronunun ölmesi onu pek de rahatsız eder gibi durmuyordu.
Mikey, Hina'nın çıkardığı silaha hiçbir tepki göstermedi. Öylece durdu.
Hina dayanamayarak Mikey'i tam kafasından vurdu.
Bu sefer zamanda geriye gidecek kimse yoktu.
YOU ARE READING
Teddy Bear|Tokyo Revengers
HumorRan'ın bir kızı olsaydı ne olurdu? Çocuklarıyla ilgilenen bir anne, işe gidip gelip ailesini seven bir baba, örnek bir çocuk... Kanade'nin hayalindeki "aile" buydu. Ama elbette her şey o kadar basit değildi. Yine de kesinlikle babasının bir çete lid...
