1.7 episode: Little Problem

1.3K 133 23
                                    

Bir türlü uyuyamıyorum. Ayrıca Manjiro'ya Ran ve Rindou'nun onu öldürmeyeceğini söylemiştim ama bir tarafım hiç güvenmemem gerektiğini söyledi.

Ya Manjiro buzluktaki cesetleri görmüşse?

Hayır, kesinlikle uyuyamayacağım.

Ayağa kalktığımda, bana cin gibi bakan Manjiro'yla karşılaştığımda bir an beyaz ışığı gördüğüme yemin edebilirdim.

"Hey! Seni korkuttum mu? Özür dilerim!"

"Gece gece niye beni dikizliyordun?"

"Yalnızca tuvaletin nerede olduğunu soracaktım ama..."

"Tamam, beni takip et."

Etraf o kadar karanlıktı ki bir adım önümü zar zor görüyordum. Sonunda tuvaleti bulduğumda ışığı açtım.

Adam öldürecek başka yer mi bulamadınız?

Kapıyı açtığım gibi geri kapattım. Manjiro'nun bu cesetleri görmesine izin veremezdin. Aslında gerçek olup olmadıklarını bilmiyordum ama...

Ya gerçekse...

Muhtemelen o küçücük sorun buydu.

"Burası tuvalet değilmiş."

"İyi de-"

"Alt katta başka bir tuvalet vardı. Oraya gidelim."

"Burası da bal gibi tuvalet işte!"

Bu nasıl cümle lan?

"Israr etme!"

"Hey, siz çocuklar ne ses çıkarıyorsunuz?" Ran uyanmıştı. Zaten karanlıkta görünmüyordu, bir de boyu uzun olunca canavara benziyordu.

"Tuvaleti gösterecektim."

"Tam önünde ya." dedi Ran uykulu bir şekilde.

"Valla mı?" dedim gözlerimi irileştirip anlaması için yalvarırken.

"Senin sorunun ne?" diye mırıldandı Ran.

"Karnım ağrıyor," dedi Manjiro. "Sanırım regl olacağım."

"Sen kız mıydın lan?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Doğru ya, değildim." dedi ve esnedi. Bu kadar uykuluyken o cesetleri fark edeceğinden bile emin değildim.

Gözlerimi devirdim ve Manjiro'nun bileğinden tutup alt kata kadar sürükledim.

"Al sana bal gibi tuvalet." dedim ve Manjiro'yu tuvaletin kapısına doğru ittim. Kapı açık kalmıştı, Manjiro yere düştü.

"O kadar güzelsin ki düştüm şu an."

"Iyy, iğrençti." dedim ayağa kalkması için elimi uzatırken. Elimi tuttu ve ayağa kalktı. Tuvalete girdi.

Arkama döndüğümde Rindou'yla karşılaştım. Aniden arkamda gördüğüm için kalbim ağzımda atmıştı.

"Yarın okulun var, artık uyumalısın." dedi. Bana yakın olduğu için göz altlarındaki morlukları görebiliyordum.

"Asıl sen uyumalısın! Sanırım kendini öldürmeye çalışıyorsun."

Cevap vermek yerine omuz silkti. Evdeki kimse mi uyuyamazdı? Ben zaten doğduğumdan beri böyle olduğum için alışıktım. Belki de bu genetik bir şeydi.

Merdivenlerden çıkarken aklıma gelen anıyla duraksadım.

Teddy Bear|Tokyo RevengersWhere stories live. Discover now