1.8 episode: Secret

1.3K 129 56
                                    

-İlahi Bakış Açısı-
(11 yıl önce)
Boğazını temizledi ve aynadaki görüntüsüne baktı Rindou. Korkutucu görünmemeliydi. En azından şimdilik.

Onu yönlendiren müdireyi takip etti. Sonunda bahçeye girdiler. Tüm çocuklar oynuyordu. O kadar kişiye rağmen onu fark edebildi.

Kanade'yi.

Çocuklarla oynamak yerine duygulardan yoksun bir şekilde gökyüzüne bakıyordu. Eğer biraz daha büyük olsaydı, hayattan bıkmış ergenlere benzetirdi ama o yalnızca 3 yaşındaydı.

Müdireyle birlikte onun yanına gitti. Çok yakınında olmalarına rağmen Kanade başını bile kaldırıp bakmadı. Müdire eğildi ve kızı hafifçe sarstı. Ancak o zaman Kanade onlara bakmıştı.

Müdireye umursamazsa baktı. Sonra yanındaki genci fark etti. Saçları sarı-mavi karışımıydı. Gözleri kendisininki gibi mordu. Burnunun ucunda gözlükleri vardı.

Bana benziyor, diye düşündü Kanade. Rindou da sarı saçlarını iki yandan örmüş, zayıf kız için aynı şeyi düşünüyordu.

"Şimdi onunla gideceksin," dedi müdire. "Akşam yedide geri geleceksin."

Kanade hiçbir tepki göstermeden Rindou'ya bakmaya devam etti. Rindou bu bakışlardan rahatsız olmuştu. Sonunda bir şey yapması gerektiğini hissederek kızı kucağına aldı.

Çok hafifti. Kendi kızını tutuyormuş gibi hissettiriyordu.

Yetimhaneden çıktıktan sonra bile tek kelime etmemişlerdi. İkisi de sessiz kalmayı tercih ediyordu.

Rindou kızla ne yapacağını bilmiyordu. Yalnızca Ran'ın ve o kadının çocuğunun nasıl biri olduğunu merak etmişti.

Ama akşama kadar yanında olacaktı. O zaman çocukların eğleneceği şeyler yapmalıydı. Sinemaya falan götürse? Ya da lunapark? Çok mu klişe kaçardı?

Ran kendisine de baktığından, şüphesiz daha tecrübeli olurdu. Yine de ona söylemeyecekti. Bencillik yapıyordu, evet, bunun farkındaydı. Aslında çocuğu babasından, yani Ran'dan saklıyordu. Ama kesinlikle Ran tekrar zor bir seçim yapmak zorunda kalmamalıydı. Tıpkı o kadın gibi, bu çocuk da ölmemeliydi.

Rindou, küçük kızla birlikte markete girdi. Kızı alışveriş arabasına oturttu. Ve çocuklarla ilgili olan tüm yiyecekleri aldı.

Gerçekten, şu an ne yapıyordu?

Dorayakilerin bulunduğu reyona geldiklerininde kızın gözü parladı. Aslında Mikey'e alırken, Kanade'ye de birkaç tane alsa fena olmazdı.

Mikey... Haftalar önce Takemiççi'yi öldürmüştü. Öldürdükten sonraki ağlayışları, yakarışları kulağındaydı. İlk defa Mikey'in tepki gösterdiğini görmüştü. İlk defa Mikey'i bu kadar güçsüz görmüştü.

Takemiççi'nin de bir çocuğu vardı, değil mi? Tıpkı o da Ran gibi bir seçim yapmak zorunda kalmıştı. Ya Hina ve çocuğunu, ya da Mikey'i seçecekti. O Mikey'i seçmişti. Sonucunda da Mikey tarafından öldürülmüştü.

Rindou umursamazca omuz silkti. Bu tür şeyler onu ilgilendirmezdi.

Rindou'nun aldığı dorayakiyi kemirmeye başladı Kanade. Rindou, ilk defa kızda bir duygu belirtisi görmüştü. Kızın gözleri parlıyordu.

Veletler çok aptalca şeylerden mutlu olabiliyor, diye düşündü Rindou. Aslında bu daha iyi.

Sonra birlikte lunaparka gittiler. Bu sefer de Kanade pamuk şeker yemeye başlamıştı.

"Midende kendini küçülten bir şey olmalı." dedi Rindou. Ne dediğini anlamayan Kanade masum masum Rindou'ya baktı.

Saat yedi olduğunda, yetimhaneye geri dönmüşlerdi. Rindou, küçük kıza kendisinden büyük peluş bir ayı almıştı. En azından küçük bir anı bırakmak istiyordu. Tam Rindou arkasını dönüp gidecekken Kanade'nin kısık sesini duydu:

"Görüşürüz, anne."

Rindou'nun kaşları çatıldı.

"Hey, ben senin annen değilim bir kere!"

Kanade kıkırdadığında, Rindou da istemsizce gülümsedi. Ama sonra, artık gitmesi gerektiğini hatırladı.

"Görüşürüz, Kanade."
≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈
-Kanade'den-
(Günümüz)
Bu da neydi şimdi? Muhtemelen rasgele bir gece gördüğüm rüya şimdi aklıma geliyordu.

Hayır, öyle değildi. Bu gerçekti.

Arkamdaki Rindou'ya baktım. Yani küçüklükten beri beni tanıyor muydu? Öyleyse neden Ran'a söylememişti? Her şey birbiriyle çelişiyordu.

Ona öylece soramazdım. Ondan korkuyor muydum? Öz amcamdan? Korksam da korkmasam da kendimi sağlama almalıydım. Sorduğumda hemen cevaplayacak değildi ya.

Cevaplamam gereken sorular vardı kafamda. Rindou beni küçüklükten beri tanıyorsa, Ran'dan neden saklamıştı? Varlığımı biliyorsa, neden Ran fark edince yeni öğrenmiş gibi yapıyordu?

Üstelik annemin verdiğini zannettiğim peluş ayı da ona aitti.

Ne yapıp ne edip bunu öğrenmem gerekiyordu.

Teddy Bear|Tokyo RevengersWhere stories live. Discover now