-ÖYKÜ-

11.6K 714 89
                                    

Taşındığımı hissederken yavaş yavaş gözlerimi açtım.
Evet şuan Azat beni kucağında taşıyordu..

"Azat.." uykulu sesimle ismini seslendiğimde bakışları bana döndü.

Ardından odama girip beni yatağıma yatırdı.
"Uyumuşsun arabada öykü uyandırma diyince taşıdım mecburen.Kusura bakma."

Yarı baygın gözlerine bakarken kafamı salladım.
"Yok sorun değil.."

"Eyvallah yardımcı olduğun için,öykü arabada gitmem lazım.İyi geceler." diyip baş selamı verdi ve odamdan çıktı.
Bir kaç dakika sonra dış kapının kapanma sesini duyduğumda gittiğini anladım ve gözlerimi kapattım.

Gözlerimi açtığımda yatakta bildiğin hayvan gibi esnedim.Yalnız yaşamanın bir diğer avantajı da buydu tabi..Ne yaparsan yap senden başka kimsenin haberi olmazdı..

Yataktan doğrulup bir süre boş boş duvara baktım.Sonra kafamı masadaki dijital saate çevirdim.

11:44

Yerimden kalkarak merdivenlere yöneldim.Sallana sallana aşağı indim.
Tezgahın üzerindeki suya bir bakış atıp dolaba yöneldim.Açıp bir tane limon aldım.Bir kaç dilim kesip suyun içine attım.Biraz çalkalayıp içtim.

Elimdeki limonlu su ile oturma odasına gidip kendimi koltuğa bıraktım.Masadan kumandayı alıp yine boş boş gezinip izleyecek hiç bir şey bulamayacağımı bilerek televizyonu açtım..

Evet gerçekten kesintisiz 2 saattir tiktok izliyordum.Çünkü yapacak hiç bir şey yoktu.Artık telefona bakmaktan gözlerimin acıdığını anlayıp telefonu masaya koydum.
Elimi alnıma yaslayıp gözlerimi kapattığım sırada kapının hızla çalınmasıyla irkildim.
Gerçekten asla rahat yoktu..
Yerimden kalkıp kapıya yöneldim ve açtım.Öykü 32 diş sırıtışla bana bakıyordu.

"Günaydın zümrüt yeşili abi!"

Onun sırıtışıyla bende gülümsedim.
"Günaydın küçük.Bir şey mi oldu?"

Utanarak önüne bakıp parmaklarıyla oynarken cevap verdi.

"Hiçç ben seni görmeye gelmiştim.
Ay hayır! Seni değil! Yani seni de görmeye geldim ama öyle değil!
Ben teşekkür etmeye geldim."

Hızlı hızlı konuştuğunda kahkaha attım.Gerçekten küçücük bir şeydi ama çok bilmiş konuşuyordu.
Bir adım daha gelerek önünde eğildim.

"Hmm peki bundan ailenin haberi var mı?"

Yüzünü bana çevirdi.
"Yok! Farketmezler zaten teşekkür edip gidicem."

"Ama abin çok merak etmiştir.Gel bırakalım seni." diyip elimi uzattım.

Hızla kaşlarını çattı.
"Sen benim gelmemden rahatsız mı oldun?! Tamam gelmem bir daha."diyip arkasını döndü.

Gülerek kolunu tuttum.
"Ya tamam dur.Gel otur madem, biraz sonra bırakırım seni."

Bana dönüp çatılan kaşlarını düzeltti, zafer gülümsemesiyle yüzüme baktı.
Sonradan içeri girdi.
Allah'ım yarrabbim misali gülüp kapıyı kapattım.

"Meyve suyu içer misin küçük?"

Küçük adımlarla koltuğa oturup yüzüme baktı.

"Olurr."

"Tamam bekle sen burda." tam mutfağa gidecekken tekrar öyküye döndüm.
"Abinin numaras-"

"Söyliyim mi?"

Şaşkınlıkla yüzüne baktım.
"Sen 9 yaşında olduğuna emin misin?"

Hevesle yüzüme baktı.
"Hıhım eminim!"

Tekrar gülüp yanına geldim.
"İyi söyle bakalım."

"05..."

Öykü numarayı söyledikten sonra arama kısmına basıp mutfağa giderek telefonu kulağıma koydum. 3. çalışta açtı.

"Azat benim emir."

Sesi telaşlı geliyordu.
"Emir sonra ara öyküyü arıyoruz."

"Dur dur burda öykü."

"Ne?"

"Buraya gelmiş sabah, aldım içeri oturuyor."

Sesi rahatlamıştı.
"Nasıl gelmiş oraya ya."

"Bilmiyorum."

"Tamam geliyorum ben." diyip telefonu kapattı.

+05... kişisi > Azat olarak değiştirildi.

"Geliyor mu abim?" öykünün sesiyle bakışlarımı ona çevirdim.

"Evet geliyor." diyip bardağa meyve suyu doldurdum ve oturma odasına geldim.Bardağı öykünün önüne koyup karşısına oturdum.

"Sen nerden buldun bakalım burayı?"

Eline meyve suyunu alıp bir yudum içti.Ardından bana döndü.

"Dün senin evine gelirken iyice yolları izledim.Zaten küçüklüğümden beri tanıyorum ki buraları."

Dediği şey ile kıkırdadım.
"Sen hala küçüksün."

"Büyüdüm ben! Hem senin boyun kaç?!"

Sinirle sorduğu soruya karşı gülümsedim.
"1.80"

Gözleri şokla açıldı.Sonra önüne bakıp parmaklarıyla bir şeyler saymaya başladı.
"Ama! Ama benim boyum 1.30!"

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.Sinirle cümlesine devam etti.

"Ama abim 1.86! Bu haksızlık!"

"Üzülme sende büyürsün yaşın ilerdikçe."

Öykü hala homurdanarak bir şeyler sayıklarken kapı çaldı.Oturduğum yerden kalkıp kapıyı açtım.

"Hoşgeldin." dedim hafif tebessümle.

Sert ifadesiyle cevap verdi."Hoş buldum.Müsade var mı?"

"Tabi gel" diyip geri çekildim.Oda bir hışımla içeri girdi.

"Öykü!"

Bağırışı bütün evi inletmişti.Öykü korkuyla kalkıp hızla yanıma koştu ve dizime sarıldı.Bakışlarımı Azat'a çevirdim.

"Azat korkutuyorsun çocuğu sakin ol."

Azat'ın bakışları bana döndü.
"Ne sakin ol ya ne!
Sabahın köründen evden çıkıp gidiyor.Ne haber ne bir şey!
Öldük meraktan haberin var mı senin?!"

Bakışlarım öyküye döndüğünde korkmuş gözleriyle bana döndü ve dizime daha çok sarıldı.

"Tamam haklısın haber vermesi gerekirdi.Ama anlamış hatasını bir daha yapmaz.Değil mi öykü?"

Öykü hızla kafasını sallayınca Azat derin bir nefes aldı.Bir elini beline bir elini de alnına koydu.

Bir kaç saniye yüzüne bakıp öykünün yanına eğildim.Hala korkuyla abisine bakıyordu.Gülümseyip elini tuttum.

"Beraber kahvaltı hazırlayalım mı?"

Öykünün bakışları bana döndü ve hevesle gülümsedi.

"Olur hazırlayalım!"

Saçlarını karıştırıp kalktım.Azata döndüm.

"Belki abin de eşlik etmek ister bize?"

Azat önce öyküye sonra baktı ve kafa salladı.Gülümseyip öyküye döndüm.

"Koş mutfağa o zaman!"

Öykü kahkaha atarak mutfağa koştuğunda Azat'a döndüm.

"Korku çocukların psikolojisini çok kötü etkiler.O yüzden sakin ol ve gel kahvaltı hazırlayalım." cümlenin sonuna doğru hafif sırıttığımda onunda dudakları kıvrıldı ve mutfağa yöneldi.Tabi bende peşinden gittim...

-

-

-




Oy vermeyi unutmayın ❣️

ZÜMRÜT YEŞİLİ (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin