-GİTME-

6.5K 459 25
                                    

Bazı boş yorumlar yüzünden Ankara'yı Bursa'ya çevirmek zorunda kaldım.

Şu sahil muhabbeti yüzünden 5/6 kişiden yemediğim hakaret kalmadı.
Gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum.

Boş ,hakaret içeren yorumlarınızı kendinize saklayın.

-

-

Sabah olduğunda yorgunluk ile gözlerimi açtım.
Zaten tüm gece uyuyamamıştım.

Kafamı yavaşça yana doğru kaydırağımda Azat hala uyuyordu.

Derin bir nefes alıp yataktan kalktım.
Azat mırıldandıp tekrar uykusuna devam etti.Odadan çıkıp oturma odasına gittim.Masada duran sürahiden yanındaki bardağa su doldurup dudaklarıma götürüp içtim.

Kaşlarım ağrıyordu.Yüzümü buruşturarak şöminenin başına doğru gittim.Eğilip yanındaki kütüklerden bir kaçını içine attım.

Şöminenin önüne bağdaş kurup alevleri izlemeye başladım.

Dün gece aklıma geldiğinde gözlerim dolmuştu.Boynum da acıyordu ama kalbim daha fazla acıyordu.

Azat'ın o hallerini gördükçe 10 yıl yaşlanıyormuş gibi hissediyordum..

"Emir.."

Azat'ın yorgun gelen sesi ile düşüncelerimden çıkıp arkamı döndüm.

Hiç bir şey söylemedim.Yüzüne bir kaç saniye bakıp tekrar şömineye doğru döndüm.

Bir kaç dakika Azat da yanıma oturdu.Bakışları benden bir saniye olsun ayrılmıyordu.

"Emir.."

Bakışlarım ona döndüğünde gözünden bir damla yaş gelmişti.

"Noldu Azat?" dediğimde dudakları titrediğinde kalbime bir yumru çökmüştü.

"Öz-özür dilerim.."

"Dileme,bir şey değişmiyor."

Diğer gözünden de bir damla yaş gelirken bakışları boynuma kaydı.

Hiç bakmamıştım ama büyük ihtimalle morarmıştı.

Yüzünü acıyla buruştururken elini kaldırıp boynuma götürdü.Parmaklarıyla üzerinde gezindiğini hissediyordum.

"Ben bunu yaparken neden vurmadın bana?" dediğinde hala gözlerine bakıyordum.

"Ben sen değilim.Kıyamadım."

Titrek bir nefes aldığında bakışlarım tekrar şömineye döndü.

"Babanın fotoğrafı var mı sende?" dediğinde anında kaşlarım çatıldı.

"Neden?"

"Var mı?" dediğinde cebimden telefonumu çıkardım.Wp'ye girip profil fotoğrafının üstüne bastım.
Ve Azat'a gösterdim.

Gözlerini kısıp baktığında kafasını sallayıp dişlerini sıktı.

"Azat noluyor?"

"Fabrikada gördüm.Müdürle konuşuyordu."

Dediğinde daha fazla kaşlarımı çattım.

"Emir diye bir oğlum var dediğini duydum.Seni almak için geldiğini söyledi.." dediğinde bütün bedenim ile ona döndüm.

"Ne diyorsun sen Azat?"

Gözünden gelen ard arda yaşlara karşı afalladım.

"Korktum Emir.Çok korktum.
Gideceksin diye bırakacaksın diye çok korktum."

Ağlayan adama karşı yutkundum.
Koskaca adam karşımda hüngür hüngür ağlıyordu..

"Azat.."

"Emir gitme nolursun."

Diyip ellerimi ellerinin arasına aldı.
Afallamış gözlerle ona bakıyordum.

"Emir bak ne olursun.Yalvarıyorum sana bırakma beni.Bak ben..Ben tedavi olucam.Yemin ederim olucam.
Çok seviyorum seni..Dünyalardan çok seviyorum.Sen gidersen yapamam ben nolursun!" dediğinde titremeye başladı.

Ciddiyetini anladığımda hızla yüzünü avuçlarımın içine alıp dudaklarına yapıştım.Islak dudaklarını sakince öperken göz yaşları hala akmaya devam ediyordu.Dudaklarını daha fazla ağzımın içine alıp emdiğimde titremesi durdu.Nefes nefes geri çekildim.Alnımı alnına yaslayıp derin nefesler aldım.

"Gitmiyorum.Anladın mı? Burdayım bırakmayacağım seni." dedim tekrar uzanıp dudağını öperken.

"Bırakma.." bir kaç göz yaşı daha akıttığında baş parmağımla sildim.

"Ama bu içmen için bir sebep değil Azat."

"Biliyorum..Çok özür dilerim.."

Derin bir nefes alıp Azat'a sarıldığımda direkt kafasını boynuma gömdü.Bende omzuna çenemi yasladım.

Gerçekten babam gelmiş miydi?
Ya da beni Azattan ayırır mıydı?

Sevgi konusunda asla ayıramazdı.

Ama bedensel olarak ayırabilecek güce sahipti..

-

-

-

Oy vermeyi unutmayın..❣️

ZÜMRÜT YEŞİLİ (GAY)Where stories live. Discover now