-RESİM-

9.9K 677 104
                                    

18:44

Fakülteden çıkıp Azat'a beni alması için mesaj atmıştım.Kalbim olması gerektiğinden daha hızlı atıyordu.

Aslında öykü hastalığında evine girmiştim.Ama şuan farklıydı..

Ona ne zaman bu kadar bağlandım bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey vardı.Oda Azat'a fazlasıyla aşık olduğumdu..

Ben bunları düşünürken gelen korna sesiyle irkildim.Arkamı döndüğümde Azat arabanın camından el salladı.
Gülümseyerek arabanın yanına gittim.Kapısını açıp bindim.

"Selamın aleyküm"

Kafasını sallayarak güldü.
"Ve aleyküm selam"

Bende gülümseyince arabayı çalıştırdı.

"Ne düşünüyordun öyle dalgın dalgın?"

Kafamı ona doğru çevirdim.Oda bana dönünce gözlerimi kaçırdım.

"Hiç." o kadar kısık söylemiştim ki ben bile zar zor duymuştum.

"Bir sıkıntı falan olursa söyle hallederiz."

"Eyvallah." dedim tebessümle.
Ardından gözlerini yola çevirince bende kafamı cama yasladım...

20dk sonra mahalleye gelmiştik.
Azat evlerinin önüne arabayı park ettiğinde ikimizde indik.

"Rahatsızlık verdim akşam akşam."

Arabanın anahtarının düğmesine basarak kapılarını kilitledikten sonra yanıma geldi.

"Bizde misafir'in rahatsızlığı olmaz."
diyerek kapıyı çaldı.Bir süre sonra kapıyı annesini açtı.

"Hoşgeldiniz." yarı şiveyle söylediği şeye karşı gülümsedim.Azat da kafasıyla selam verdi.

"Hoşbulduk anne"

Azatla beraber içeri girdiğimizde öykü odasının kapısını açtı.

"Zümrüt yeşili abi!!"

Koşarak bacaklarıma sarıldığında bende eğilip sarıldım.

"Naber küçük?"

Öykü geri çekilip 32 diş sırıttı.

"İyiyim!" diyip elimden tuttu.
"Gel sana bir şey göstericem!"

Azat da gülerek bizi izlerken öykünün omzundan tuttu.

"Abicim dur bir soluklanalım."

"Ama Azat abi! Çok önemli sende gel!"
derken bir eliyle benim elimi,diğer eliyle Azat elini tutmuş çekiştiriyordu.

Azat'a doğru 'tamam' anlamında göz kırpınca 'sabır' çekerek bizimle odaya doğru yürüyüp içeri girdi.

"Gözlerinizi kapatın!"

Azat derin bir nefes alarak gözlerini kapattı.Ardından bende gözlerimi kapattım.

Öykü bir kaç tıkırtının ardından bize seslendi.

"Açın gözlerinizi!"

Gözlerimi açtığım anda öykünün elindeki resime baktım.
Kendini ip atlarken,Azatla beni de el ele çizmişti..

Azat öksürmeye başladığında kendime gelip Azat'ın sırtına vurdum.

"Helal helal."

Azat bir kaç kez daha öksürüp bana döndü.

"Beğenmediniz mi?" Öykü üzülerek dudaklarını büktüğünde önünde eğilip gülümsedim.Azata döndüğümde oda dudaklarını aralamış şekilde bizi izliyordu.

Öyküye dönüp yavaşça kulağına eğildim.

"Hayatımda gördüğüm en güzel resim bu."

Geri çekildiğimde öykünün gözleri parıldamıştı.Gülümseyip elindeki resimi aldım.Katlayıp cebime koydum.Ayağa kalkarak Azat'a döndüm.

"Valla hiç kusura bakma.Bu resim bende kalacak.Çünkü ben daha çok beğendim."

Azat gözlerime bakarak yutkundu ve kafasını salladı.

"Üzülme abi ben senin için de çizerim.Hem de bu sefer öperken olur!"

Bu sefer ben öksürmeye başladım.Azat da dudaklarını birbirine bastırarak sırtıma vurmaya başladı.

"Helal helal." şokla yüzüne baktığımda sinsi bir gülüş yerleşmişti yüzüne.

"Pislik!" tükürürmüş gibi söylediğim şey ile daha çok gülmeye başladı.

O sırada Azat'ın babası kapıda belirdi.

"Oo hayırdır gençler."

Azat'ın gülüşü yüzünde silindiğinde direkt ciddi yüz ifadesine geçiş yaptı.

O sırada öykü lafa daldı.

"Ben bir resim yaptım da ona gülüyorlar baba!"

Adam gülerek kızın saçlarını okşadı.

"Yok kızım ondan değil.Abini ilk defa bu kadar içten gülerken görüyorum ondan."

Azat'a döndüğümde hala ciddi ifadesini koruyordu.Ona baktığımı anlayınca bana döndü.Hafifçe dudaklarını kıvırdı.

"Zümrüt yeşili abi sayesinde! Onu ne zaman Emir abiyle görsem hep gülüyor! O iyiki var!"

Öykü hevesle kurduğu cümleden sonra gelip bacaklarıma sarıldı.Bende elimi saçlarına koydum.
Babası kafasını sallayarak Azatla ikimize baktı.Sonradan öyküye döndü.

"Annen saçlarını tarayacakmış kızım hadi." dediğinde öykü kafasını sallayarak odadan çıktı.

Babası tekrar bize döndü.

"Hadi gençler sizde fazla oyalanmayın yemek hazır." diyip odadan çıktı.

Kafamı Azat'a çevirdiğimde oda bana bakıyordu.

"Demek evde fazla gülmüyorsun."

"Fazla değil hiç gülmüyorum."

Kaşlarımı çatarak yüzüne baktım.
"Neden ki?"

"Gülmek için bir nedenim yok çünkü."

"Öykü?"

"Eve ayık gelmiyorum ki öyküyle güleyim."

O an kalbimde bir şeyler koptu.Bir insan neden kendine bunu yapardı?

O an anlamıştım.Azat o maddeyi isteyerek içmiyordu.Sadece bağımlıydı ve bırakmıyordu.

Elimi Azat'ın omzuna koyup okşadım.
"Ben hep yanındayım."

Söylediğim şey ile birden beni kendine çekip sımsıkı sarıldı.

Öyle bir sarılıyordu ki bir an kemiklerim oynayacak sanmıştım ama bu umrumda değildi.

Şuan Azat bana sarılıyordu!

Havada kalan ellerimi sırtına koydum.Sıvazlayıp kafamı boynuna doğru yaklaştırdım.Belli etmeyecek şekilde kokusunu içime çektim.

Şu kokuyu  içime işlemek istiyordum.
Kokusunu içime çekerken öyle mayışmıştım ki Azat'ın belime koyduğu elini çok sonradan farketmiştim..

Yaklaşık 3 dakika kadar o şekilde kalmıştık.Önce çekilen Azat olmuştu.
Bir saniye bile yüzüme bakmadan kapıya doğru ilerleyip odadan çıktı.

Arkasından bir kaç saniye baktım.
Az önce hayatımın en güzel 3 dakikasını yaşamıştım..

-

-

-

Oy vermeyi unutmayın ❣️

İyi okumalar..

ZÜMRÜT YEŞİLİ (GAY)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora