-AYNI YATAK-

11.1K 666 58
                                    

Başımdaki yoğun ağrı ile gözlerimi açtım.Avuçlarımı alnıma bastırıp masaj yapmaya çalıştım.

Esneyerek yatakta dönerken yanımda yatan Azatı görmeyi beklemiyordum tabiki..

"Yuh!"

Bağırışımla çocuk şoka girmiş gibi gözlerini açtı.Ulan ne bağırıyorsun çocuk yatağın dibine sinmiş işte.

"Noluyo amk" diyerek oturur pozisyona geldi.

"Irzıma geçmeye mi çalışıyorsun lan!"

Azat gözlerini devirerek üzerindeki pikeyi yana doğru atıp ayağa kalktı.

"He ırzına geçtim.Çok güzel inliyorsun bu arada tebrikler."

Gözlerimi şokla açıp yüzüne baktım.

"Ne.."

Şaşkın yüzüme karşı dudaklarını birbirine bastırdı.

"Karanlıktan korkuyorum diyip ağlayarak yanında yatmam için yalvarınca yatmak zorunda kaldım."

Kafamı öne eğip düşünmeye başladım.Ama yok! Hiç bir şey hatırlamıyordum.

"Yalan söyleme! Ayrıca ben karanlıktan korkmuyorum."

Kafasını 'tabi tabi' anlamında sallayarak odadan çıktı.

Hızla üzerimdeki pikeyi atıp yanına gittim.

"Ya Azat!"

Tam kapıdan çıkarken bana döndü.

"Noldu?"

"Şey ben fazla tepki verdim sanırım.Özür dilerim."

Yüzü bir an olsun yumuşadı ve yine gözleri kısıldı.Dünyadaki en güzel manzara şuan karşımda duruyordu.

"Önemli değil ama kendimi otel odasından çıkan 60'lık dayılar gibi hissettim."

Sertçe koluna vurdum.Oda gülerek acıyla kolunu tuttu.

"Cidden dayaklıksın!"

Acıyla karışık gülerken kendimi gülüşünü izlerken buldum..
Emir sakin ol..

"Gideyim ben artık merak etmişlerdir."

Söylediği şey ile gülüşünden kurtulup gözlerine baktım.Transa girmiş gibi kafa salladım.
Bir kaç saniye yüzüme bakıp evden çıktı.

Şimdiden özlemiştim..

Çocuk ve sağlık dersinden çıktıktan sonra yemekhane bölümüne doğru yürümeye başladım.Burdan çok nadir yemek yerdim ama akşama kadar dersim olduğu için bir daha eve gitmeye üşenmiştim.

Yemek tepsimi alıp boş bir masaya oturdum.Yemekler klasikti.
Pilav,çorba ve salata.
Çok yemek yiyen biri olmadığım için umursamadım.Pilavdan bir kaşık ağzıma aldığımda telefonum çaldı.
Cebimden çıkarıp arayan kişiye baktım.

Azat

Yüzümdeki salak sırıtışla telefonu açtım.

"Alo?"

"Zümrüt yeşili abi!"

Öykünün sesiyle ağzımdaki pilav boğazımda kaldı.Bir kaç kez öksürüp masadaki sudan içtim.

"Zümrüt yeşili abi iyi misin?"

Bir kaç yudum daha içip cevap verdim.

"İyiyim öykücüm de bir şey mi oldu?"

"Yok olmadı..Ben seni özlemiştim!"

"Bende abin- Öhm öhm bende seni özledim."

"Ama ben daha fazla özledim!
Buluşalım mı?!"

Gülerek dudaklarımı birbirine bastırdım.9 yaşındaki çocuk bildiğin yaşıtım gibi randevu teklif ediyordu..

"Öykücüm benim okulum var ama."

Öyküden bir oflama sesi geldiğinde istemsizce üzüldüm.

"Ama şöyle olabilir.Ben okuldan çıkınca abine söylerim.Seni de alıp benim evime gelir."

Asla Azatı görmek için öyküyü kullanmıyorum bu arada?

"Ama Emir abi! Hep biz geliyoruz.Bu sefer de sen gel.Nolur!!"

"Ama ailen müsait mi bilmiyoruz ki."

Arkadan bir tıkırtı sesi geldiğinde öykü 'hih'ledi.

"Emir abi ,abim uyandı!"

Ağzıma salata atarken güldüm.Arkadan Azat'ın 'öykü napıyorsun?' dediği sesini duydum.

"Emir?" Azat'ın sesini duyduğumda kalbim yine depara geçmişti.

"Öykü aradı.Size gelmemi istiyor.Müsaitseniz uğrayayım akşam."

Öykünün arkadan abisine yalvarışlarını duyduğumda dudaklarım daha çok kıvrıldı.

"Tamam gel.Çıktığında bana mesaj at ben alırım seni okuldan."

Oo okuldan almalara da başladık.Oluyor bişiler oluyor.

Saçma saçma konuşan iç sesimi susturup 'tamam' dedim ve telefonu kapattım.

Azat'ın evine gidecektim.

Azat'ın

Evine

Gidecektim.







500 okumaya doğru gidiyoruz?
Sizin canınızı yerimm ❣️❣️
Oy vermeyi unutmayın..

İyi okumalar.

ZÜMRÜT YEŞİLİ (GAY)Where stories live. Discover now