İyi bayramlarr bayram telaşından anca buralara girebiliyorum ama bölüm yüklemeyi unutmadım tabii ki. Siz de oy vermeyi ve yorumlarınızı unutmayın pls ❤😘
Bu arada bölüm biraz geçiş bölümü tarzında oldu, asıl olaylar sonraki bölümde olacakk
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eylül, 2021
Elimdeki sözleşmeye baktım. Bu, Acun ağabeyin bana gönderdiği üçüncü sözleşmeydi. İstemediğimi her seferinde söylememe rağmen, sürekli birkaç maddeyi değiştirip tekrar gönderiyordu. Ben imzalayana kadar duracağını düşünmüyordum. Gitmemeye kesin kararlıydım ve ailem de bunu istiyordu ama Acun ağabeye ne söylersem söyleyeyim kabul etmiyordu. Adam benimle kafayı bozmuş gibiydi.
"Bunu da mı geri göndereceksin?" dedi, mutfaktan elinde kahvesiyle yanıma gelip oturan Ramazan.
"Evet ama yeni bir tane yollayacağını biliyorum. Teaser çekilip kadrolar tamamen belli olmadığı sürece bunlardan gelecek sanırım sürekli böyle."
"Acun Medya'ya gitsene bugün. Anıl'ın Instagram hikayesinden gördüm, bugün belirlenen kadroyla bir toplantı varmış. Sen de sözleşmeyi Acun ağabeyin kendisine verip, istemediğini de yüzüne söylersin."
Kaşlarımı çattım. Anıl'ı kendi arkadaşlarımla tanıştırmıştım ve arada takılıyorduk. Ama Ogeday'dan bahsetmek tehlikeli ve yasaktı. Ramazan kırk da yılda bir de olsa haklıydı. Acun ağabeyi telefonda ikna edemediğim aşikardı, en iyisi gidip yüz yüze konuşmaktı. Bu sefer de o beni ikna etmezse iyiydi.
Ogeday'dan bahsetmişken, onunla yaklaşık iki aydır hiçbir iletişimimiz yoktu. En son beni bırakıp gittiği geceden beri konuşmamış ve görüşmemiştik. İkimiz de bunun için bir hamle yapmamıştık. Benimle niçin birlikte olmak istemediğini bu şekilde yüzüne vurmamı beklemiyor olmalıydı ki, bir daha bana yazacak yüzü yoktu. Olmamalıydı da zaten. Anıl'la görüşüyordum ama Ogeday'ın konusu açıldığında ya ortamı terk ediyor, ya da bir şekilde konuyu değiştiriyordum. Anıl da kötü hissettiğimi bir süre sonra anlamış ve onun konusunu açmamaya başlamıştı.
"Haklısın, ben de gitmek isterim ama orada görmek istemediğim bazı kişiler var. Biliyorsun sen de kim olduklarını," diye mırıldandım. Ramazan başını salladı ve uzanıp bana destek vermek istermişçesine elini diz kapağıma koydu.
"Senin hepsiyle baş edebileceğini biliyorum. Zaten Acun ağabeyle konuşup döneceksin, çok uzun kalacağını da sanmıyorum. Barış'la veya Ogeday'la muhatap bile olmazsın, merak etme."
Umarım dediği gibi olurdu. Arkadaşımın haklı olmasını her şeyden çok istiyordum. Ona başımı salladım ve üzerime düzgün bir şeyler giymek için ayaklanıp yatak odama doğru yürüdüm.
Bu geçen iki ayda hayatımda çok da bir şey değişmemişti. Ogeday'ın zaten hayatımda yüzde yüz var olduğu söylenemezdi, o yüzden onunla olan iletişimimizin kopuşu büyük bir değişiklik sayılmazdı.
