Bölümün isminden ve fotoda yalnızca Nisa olmadığından da anladığınız üzere bu bölümümüzOgeday'ın ağzından olacak. Geçen bölüm kendini Nisa'ya oldukça açık ifade ettiama içinde neler yaşıyormuş, olaylara bir de onun gözünden bakalım istedim. Bol bol yorumlarınızı bekliyorumm 💞💋
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Nisa'nın beni öpüşü, ilki gibi değildi. Bir defa bu seferkini bekliyordum. Hatta bu sefer ben, onu öpmemek için zor duruyordum. Onu nasıl bulduğum aklıma gelmese, çoktan kendime çekip öpmüştüm bile. Ama onu ne halde bulduğum aklıma geldikçe -ki aklımdan çıktığı da çok söylenemezdi- kendimi tutuyor, onu istemediği hiçbir durumun içine sokmak istemiyordum.
Bu sefer beklediğim bir şey olduğu için, karşılık vermekte de zorlanmadım. İlki gibi onu itmeye de hiç mi hiç niyetim yoktu.
Beni tutkuyla öpüyordu, ben de onu yakalıyor ve aynı tutkuyla öpüşüne karşılık veriyordum. Alt dudağını dudaklarımın arasına alıp emdiğimde ağzımın içine doğru kısık iniltisini duydum. Şimdiye kadar duyduğum en güzel tını olabilirdi. Sarhoş olmuş gibi hissediyordum. Geriye birkaç adım attım ve dudaklarımızı hiç ayırmadan onu da kendimle beraber çektim.
Küçük ama oldukça konforlu olan koltuğuma üst üste düştüğümüzde ikimiz de gülüyorduk. Gülmek için dudaklarımızı ayırmak zorunda kalmıştık maalesef. Saçlarını tek omzunda topladı ve üstten bana gülümseyerek baktı. Bu sefer onu öpmek için ben uzandım çünkü artık beklemeye sabrım yoktu. Onun da istediğini anladığım andan beri, beklemek en son istediğim şey bile değildi.
Benim biraz önce yaptığımı şimdi Nisa bana yapıyordu. Alt dudağımı dudakları arasına almıştı lakin o benim yaptığım gibi emmek yerine, küçük ısırıklar bırakıyordu. Kendime engel olamıyor, altımdaki şeye hiç engel olamıyordum. Üzerimde olduğu için onun da her şeyin farkında olduğunu biliyordum.
Kendini üzerimde hareket ettirdiğinde üzerimizde kıyafetler olmasına rağmen aldığım zevkle gözlerimi kapattım. Dudaklarımızı ayırdı ve kıkırtısını işittim. Dudakları bu sefer dudaklarım yerine boynumu bulduğunda ona yer açmak için başımı geri ittim. Bana istediğini yapabilirdi, tamamıyla onun büyüsü altındaydım ve her şeyimle ona teslim olmuştum.
Bir anda kucağımda oturur konuma geldiğinde gözlerimi açıp ne yaptığına baktım. Ona verdiğim tişörtü eteklerinden tutup üzerinden çıkarmaya yeltenecekken onu tutup kendime çektim. Bunu beklemediğini biliyordum ama yine de kıkırdadı. Göğsümde yatıyordu.
"Ne yapıyorsun, ben senin küçük arkadaşını düşünüyordum," dediğinde ben de gülümsedim. Küçük arkadaşımdan kastının hangi organım olduğunu çok iyi biliyordum ama ona istediğini vermeyecektim maalesef ki.
"Bazı şeyleri yapmadan önce doğru düzgün her şeyi konuşmak istiyorum. Aramızda gizli ya da birbirimize anlatamayacağımız şeyler olmasını istiyorum. Beni anlıyorsun, değil mi güzelim?" diye sordum kuşkuyla.
