Bölüm 16

3K 129 68
                                    

Selamm bölüm normalde yarın gelecekti ama yarın çok dolu bir günüm olduğu için bölümü bugünden yayınlayayım istedim hem sizi de bekletmemiş olurum. Yalnız sonraki bölüm cumartesi şimdiden söyleyeyim. Hepinizi öpüyor ve yorumlarınızı bekliyorum! 💘😍

Beni evime bırakacağını söylemişti ama bunun olmayacağını ikimiz de biliyorduk

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Beni evime bırakacağını söylemişti ama bunun olmayacağını ikimiz de biliyorduk. Öncelikle kendisinin benim yeni evimi bilmediğini düşünüyordum ve ne taraftan gideceğimizi sormuyordu. Demek ki beni bildiği bir yere götürüyordu.

"Çantanı arkaya koysana bebeğim, rahat otur. Bu arabaya ilk binişin değil sonuçta. Niye bu kadar rahatsızsın?"

Kaşlarımı çattım. Telefonuma ulaşmamı engellemek için elinden gelen bütün numaraları çekecekti demek ki şu an. Ona bir cevap vermeden çantamı arka koltuğa tabiri caizse fırlattım ve arkama yaslandım.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum konuyu değiştirmek için.

"Seni evine bırakacağımı söyledim ya. Evimize gidiyoruz, ait olduğun yere götürüyorum seni."

Başımı iki yana sallayarak camdan dışarı baktım. Beni kendi evine götürüyordu. Benim kendime ait bir evim olmasını zaten en başından beri istememiş, kendi evinde birlikte kalmamız için çok diretmişti ama kabul etmemiştim. Bundan babam da rahatsızdı, kızının sadece erkek arkadaş adı altında bir adamla aynı evde kalmasını istemiyordu. Ben de en az onun kadar istemiyordum ve Barış'a babamı bahane ettiğimde bir şey diyemeyeceğini bildiğim için bu bahaneyi sunup onu susturmuştum.

Şu an onunla aynı arabada olmayı bırakın, aynı şehirde olmayı bile istemiyordum esasen. Ama ondan deli gibi korkuyordum. Eski sevgilim dediği kızdan hiç bahsetmemişti ama yalan söylediğini düşünmüyordum. Böyle bir konuda yalan söylenir miydi? Ayrıca ondan böyle bir şeyi beklerdim. Geçen sene yarışmada Evrim'e matara kaldıran birisi niye eski kız arkadaşına şiddet uygulamasındı ki? Ben gerçekten ucuz kurtulmuştum. Veya kurtulamamış mıydım?

"Senin evine gitmek istemiyorum," dedim ona bakmadan.

"Öyle mi? Nereye gitmek istiyorsun peki Nisacığım?"

Bana bebeğim veya Nisacığım demesinden nefret ediyordum. Şu an onunla diyalog kurmaktan bile nefret ediyordum. Niye Acun Medya'da onunla konuşmuştum ki? Bana iki güler yüz gösterdi diye hemen değiştiğini düşünmüştüm ama o asla değişmezdi. Her zamanki Barış'tı ve benim ondan ödüm kopuyordu.

"İnmek istiyorum."

Araba hala seyir halindeydi ama umurumda değildi. Yola düşsem bile umurumda değildi, nefes alamıyormuş gibi hissediyordum bu arabanın içindeyken. Kapıyı açmak için bir hamle yapacağım sırada otomatik olarak kilitleme sesini duyduğumda gözlerimin dolduğunu hissettim. Her zaman benden bir adım öndeydi. Ondan nasıl kurtulacaktım böyle bir durumda?

"Seni hayal bile edemeyeceğin bir yere götüreceğim. Bayılacaksın, emin ol."

Bir anda arabayı aksi yöne döndürdüğünde korkuyla tutundum. Kaza yapmak mı istiyordu yoksa kafayı mı yemişti? Arkamızdaki birkaç araç sinirle korna çalarken benim de gözyaşlarım yanaklarıma süzülmeye başlamıştı. Hem korkuyor, hem de kendimi çok çaresiz hissediyordum. Bugün en az bin defa düşündüğüm gibi, keşke Acun Medya'da hiç gelmeseydim diye içimden geçirdim tekrar.

uzak yol. | ognisWhere stories live. Discover now