7- Nişan

23.4K 1.5K 439
                                    

Annemin ısrarlarıyla yüzükleri koyacağımız süslü bir tepsi ve Emir'in içeceği kahveyi koyacağımız bir tepsi almıştık. Son zamanların modasına uymuştuk bizde annem sağ olsun. Bana kalsa böyle bir şeye gerek duymazdım. Ama annemi de kırmak istememiştim.

Akşam yemeğini yer yemez hemen mutfağı toplamıştık. Ben odama gidip sabahtan hazırladığım siyah kumaş pantolon ve beyaz gömleğimi giydim. Kemerimi de taktım. Ceket giymek ve kravat takmak istemiyordum. Bir söz için fazla abartılı olurdu bence. Sade olmak istiyordum. Saçlarımı tarayıp hafif geriye doğru yatırdım ve sprey sıkıp sabitledim. Böyle yapınca yüzüm açılmıştı. Kirpik kıvırıcı ile kirpiklerimi kıvırdım. Kokusu hafifi olan parfümümü sıktım. Ve hazırdım.

Odamdan çıkıp salona ilerledim. Babam ve annem hazırlanmış oturuyorlardı. Annem beni görünce hemen ayaklandı.

"Oğlum çok iyi olmuşsun. Ama ceket mi giyseydin en azından?"

"Hayır anne. Sade olmak istiyorum ben."

"Elleme hanım gayette yakışıklı olmuş."

"Yahu ben yakışıklı olmamış mı dedim? Neyse, tamam oğlum sen bilirsin. Giyme."

Tam koltuğa oturacaktım ki duyduğum zil sesiyle heyecanlanmıştım. Ne kadar şu an sevdiğim biriyle evlenmesemde bundan sonra hayatım bambaşka olacaktı. Evim, odam, her şeyim değişecekti. Konuşmadan annemle aynı anda kapıya ilerledik. Fazla bekletmeden kapıyı açtım. Melisa ve bir adam vardı. Melisa hızlıca konuştu.

"Mete bu abimin arkadaşı Ufuk. Biz içeriye girerken videoya çekecek. O yüzden bizden önce içeriye girecek."

Buna gerek var mıydı bilmiyordum ama neyse.

"Tamam geç buyur."

Ufuk gülümseyerek içeriye girdi. Melisa kapıyı çekerek çıktı. Az önce ne olmuştu? Video çekmeye gerek var mıydı? Bunu eminim Semra Hanım istemişti. Annelerimiz bizden daha hevesliydi sanırım bu işlere.

"Video çekmeye başlıyorum. Birazdan zili çalarlar."

Kafa sallayıp onayladım. Videonun başladığını bildiren ses geldi ve çok sürmeden zil çaldı. Gülümseyerek kapıyı açtım. En önde Melih Bey vardı, hemen arkasında Semra Hanım, Emir ve Melisa vardı. Emir'de benim gibi sade giyinmişti. Siyah kumaş pantolon, beyaz gömlek ve bir ceket giymişti. O da kravat takmamıştı.

"Hoşgeldiniz."

Semra Hanım bana sıkıca sarıldı.

"Hoşbulduk oğlum."

Semra Hanım benden ayrılınca beğeni ile süzüp Melih Bey ile içeriye adımladı. Emir elindeki çiçek buketini bana uzattı. Utanarak aldım çicek buketini. Arkasından gelen Melisa'da çikolataları uzattı. Kendimi gerçekten yeni nesil gelinler gibi hissediyordum.

Herkes içeriye geçtiğinde bende çiçeği çikolatayı bırakıp içeriye geldim. Babalar tek kişilik koltuklara oturmuşlardı. Melisa, Ufuk ve Emir bir koltuğa oturmuştu. Semra Hanım ve annem diğer koltuğa oturmuştu. Bende annemin yanına oturdum. Herkes şu an mesafeli sohbet eden babamlara bakıyordu. Annem bana baktığında kahveleri yapmam gerektiğini anlayıp kalktım. Arkamdan Melisa'da gelmişti.

"Mete çok yakışıklı olmuşsun."

"Teşekkür ederim, sende gayet güzel görünüyorsun."

Gülümsedi. Kahve cezvesini ocağa koydum ve direkt kahveleri pişirmeye başladım. Piştiğinde hepsini tek tek böldüm. Emir'inkini orada bırakıp tepsiyi alıp, içeriye gidip tek tek herkese kahvesini verdim. Melih Bey yüzüme bile bakmadan kahveyi almıştı. Buna takılmadan gidip Emir'in kahvesini aldım. Melisa içine ısrarla tuz at demişti ama ben atmamıştım. Tam tersi biraz fazla şekerli yapmıştım tuzlu değil tatlı bir başlangıç olsun diye.

Kahvesini verdikten sonra annemin yanındaki tam Emir'in karşısındaki boşluğa oturdum. Herkes pür dikkat Emir'e bakıyordu. Muhtemelen hepsi tuzlu sanıyordu. Ufuk yine video çekiyordu. Emir bir yudum aldı ve bana baktı. Herkes yüzündeki ifadeden tuzlu olmadığını anlayıp hevespe bakmayı kesti.

"Eline sağlık."

"Afiyet olsun."

Emir'de dahil herkes hızlıca kahvesini içmişti. Melih Bey yüzünü iyice babama döndü.

"Selim Bey sizin ve eşinizin izni olursa ve Mete'nin de gönlü olursa Emir'i ve Mete'yi evlendirmek istiyoruz."

Babam önce anneme baktı. Annem kafa sallayıp onayladı. Sonra bana baktı. Zaten cevabımı biliyordu. Bir kere göz kapayıp açtım onaylamak için. Tekrar Melih Bey'e döndü.

"Bizde isteriz Melih Bey."

Annemler mutlulukla birbirine baktı. Hemen ayaklanıp birbirine sarıldılar. Bende kalktım ve babamın elini öptüm. O sırada Emir'de babasının elini öpmeye kalkmıştı ama Melih Bey öptürtmemişti. Bu hareketi benim bile zoruma gitmişti. Emir bozuntuya vermeden gitti annesinin elini öptü. Bende Melih Bey'in elini öpmeye gittim ama aynı Emir'e yaptığı gibi bana da elini öptürmedi. Bende aynı Emir gibi bozuntuya vermeden Semra Hanım'ın elini öptüm. Bana sıkı sıkı sarıldı. Emir annemin elini öpmek istediğinde annem sıkıca sarıldı sadece. Bana da aynı şekil sarıldı.

Ardından hazır olan yüzük tepsisini Melisa gidip getirdi. Emir tepsiden yüzüğümü alıp parmağıma taktı, bende aynı şekilde tepsiden onun yüzüğünü alıp parmağına taktım. Ardından Melih Bey tepsiden makası alıp kurdeleyi kesti. Artık Emir ile nişanlıydık. Belki normal bir evliliğe sahip olmayacaktık ama bugün normal bir evlilik gibi olması için ilk adımı atmıştık.

İnce BelliWhere stories live. Discover now