8. Bölüm : "Dik dur evlat."

12.7K 838 176
                                    

🚨Baktım kimse discord kullanmıyor, dedim bir Instagram grubu mu açsak?? Ne dersiniz?🚨

Beni takip etmeyi unutmayın ki duyurularımı kaçırmayın. Oy ve yorumlarınızı da eksik etmeyin lütfen, iki saniyenizi bile almaz. Bu küçücük şeyin eksikliği bile benim yazma hevesimi düşürüyor.

Keyifli okumalar. 🖇

Bebisler satır arası yorumlarınızı da bekliyorum. Soluksuz okumayın azıcık yorum yahu. <333

•••

"Hakkım varsa, helal olsun." dedi. Gözleri kapanırken.

"Ülküm!" diye bağırdım. "Kapama gözlerini Ülküm!" kucağımdakini bedenini kendime çekip sarılırken bağırdım "Kardeşim!"

Nolur bırakma beni Ülküm. Seni tekrardan bulmuşken, bir daha kaybetmeyi kaldıramam. İki parmağımı boynuna götürüp bekledim. Nabzı çok yavaş atıyordu.

"Komutanım!" Emre'nin sesini duyduğumda kafamı sağ tarafa çevirdim. Ahu'nun her zaman dediği gibi 'onunkiler' gelmişti.

"Başçavuşum koş!" diye bağırdım çaresizce. Alper Başçavuş hızla geldi ve kucağımda yatan Ülküm'ün nabzını kontrol etti, hızlıca ilk yardım çantasını açtı ve bir ilaç enjekte etti.

"Bu nabzını hızlandıracaktır, ama başka bir şey yapamam. Zehrin ne olduğunu bilmiyoruz." dedi ve hemen sedyeyi kurdular. Kardeşimi sedyeye yatırdım.

Yaklaşık on dakika sonra helikopterin yanına gelmiştik. Sedyeyi ortaya bıraktılar. Hemen yanına oturduğumda hepsi endişeli bir şekilde komutanlarına bakıyorlardı.

"Zübeyir nerede komutanım?" diye sordu Emre sinirli bir şekilde. Kaşları çatılı Ülküm'ü izliyordu.

"Onu öldürürsek panzehire ulaşamazdık, bıraktık." dedim.

"Bize videolar gönderdiler komutanım. Her şeyi biliyoruz." dedi Burak. Kaldığımız yerde kamera mı vardı? Varsa da anın yoğunluğuyla farketmemiştim. Kafamı kaldırıp ona baktım. Sonra sinirle Ülküm'e döndüm.

"Onu bizden aldıklarında dört yaşındaydım. Şimdi otuz, onu yine benden alıyorlar." dedim.

"Komutanım hiçbir yere gitmiyor." dedi Emre sinirle. Ona bir şey olma düşüncesini kaldıramıyordu. Tıpkı benim gibi.

Ülküm'e baktım, dudağının kenarından ve burnundan sızan kanları sildim. Dayan kardeşim.

•••

Hastane odasının önündeki sandalyelerde oturuyordum. Dirseklerim dizlerime yaslı, ellerim bacaklarımın arasından aşağıya sarkıyordu. Avuçlarımı kendime çevirdim, ellerimde kardeşimin kanı vardı. Göğsümde de aynı şekilde.

Buraya geldiğimizde babama, annemi ve kardeşimi alıp acilen buraya gelmesi gerektiğini belirten bir mesaj atmıştım.

Birkaç dakika sonra tok bot sesleri duyduğumda başımı kaldırmadım, hala avuçlarıma bakarken görüş alanıma askeri botlar ve kamuflaj girdi. Kafamı kaldırdığımda Albay'ı görmemle kalkacaktım ki omzuma elini koyup beni durdurdu. Hemen yanıma oturdu.

Kanlı ellerime ve üniformama baktığını gördüm "Kardeşimin kanı komutanım." dedim acıyla.

"Çok zor Yüzbaşım biliyorum. Ama güçlü olmalısın, Ahu için." dedi.

"Ahu için." diye onu tekrar edip kafamı olumlu anlamda salladım.

Bir elini dizime koyduğunda ona baktım "Ahu'yu ilk gördüğümde 18 yaşındaydı. Yetimhane dedikleri yere düzenlediğimiz baskında görmüştüm. O yetimhane sadece liseyi bitirmesine izin vermiş, üniversite sınavına sokmamıştı." dedi ve derin bir nefes aldı.

ASİL | Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin