24. Bölüm : "Kırmızı Anahtar"

4.2K 338 235
                                    

Helüü! Bölümlerimiz paralel gidiyor, Ahger'i okumayı unutmayalım. Ayaz'ın timi Kartal'ı orada da göreceğiz.

Ahger'e buradan ulaşabilirsiniz koyumorgokyuzu ❤️‍🩹

YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN!

Keyifli okumalar <33

Bölüm boyunca şarkıyı başa sarıp dinleyebilirsiniz.

••••••••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

••••••••

Kendime gelip gözlerimi açtığımda, karnımın üzerinde bir ağırlık hissettim. Sağıma döndüğümde alnından kanlar akan Alpay'ı gördüm, bir eli karnımın üzerindeydi ve hissettiğim ağırlığın sebebi buydu.

Garip bir şekilde hiçbir şey hissetmiyordum, ne acı, ne korku... Sadece bir ses duyuyordum, ağaçlık bölgenin devamındaki ormandan gelen bir ses. Ayak sesleriydi ama o kadar uzağı nasıl duyduğumu bilmiyordum. Yerden kalkıp ellerimi silkeledim. Alper Başçavuş ve Çömez helikopterin parçalanan gövdesinde yatıyordu.

Hemen arkamda bir ağacın dibinde Emre yatıyordu, onun birkaç metre solunda ise Burak. Üniformaları yırtılmış, kaşları çatık bir şekilde yatıyorlardı.

Ağaçlıktan çıktım ve sesin geldiği tarafa doğru ilerledim. Duyduğum ayak sesleri ben yaklaştıkça şiddetini kaybediyordu.

İlk duyduğumda otuz yaşlarında dinç bir adama ait olduğunu söyleyebileceğim ses, şimdi üç dört yaşlarında bir çocuğa aitti.

Gök gürültüsüyle beraber yağmur yağmaya başladığında havanın ne kadar soğuk olduğunu yeni farketmiştim. Ağaçların arasından geçen rüzgar sesleri beni daha da gererken umursamadan devam ettim. Birkaç metre daha yürüdüğümde, elinde bir kutuyla ağacın dibine oturmuş küçük bir kız çocuğu gördüm.

Yavaşça yanına yaklaştım, dizlerimin üstüne çöktüğümde gözlerini gözlerime çıkardı. Benim gözlerimle tamamen aynı renk, kocaman gözleri vardı. Elindeki kutuya baktım. Ahşap kutunun üzerinde kırmızı bir anahtar kazılıydı. Yağmurdan dolayı ıslanmıştık, kutu da ıslanmış ve ahşabın rengi değişmişti.

Kutuya bakmak için elimi uzattığımda küçük kız, kutuyu göğsüne bastırarak kaşlarını çattı.

"Şimdi bakma, zaten gidince göreceksin."

Onun gibi kaşlarımı çattım "Nereye gidince?"

"Evine..."

Nefesimin kesildiğini hissettiğimde hızlıca gözlerimi açtım, hemen ardından öksürmeye başladım. Gözlerim bulanık görürken, tepemde oldukça yavaş dönen pervaneyi görüyordum. Birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım ve görüntünün netleşmesini bekledim.

ASİL | Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin